Sene 1966
Aylardan Ağustos.
O zaman tanıdım seni,
Harşit vadisinin yamacındaki bir köyde...
Sen bir fidandın,
Kavruk toprağın çatlağından
Kurşunlarla deldiler gökyüzünü,
Günün herhangi bir vaktinde
Kalleşçe…
Adres sormadı kurşun,
Tetiğe basan eller acımasız…?
Ağır gelir gecelerin karanlığı,
Kabusun olur,çöker omuzlarına;
Bir ömrün yükü kadar ağır...
Uyku tutmaz bir türlü gözlerin,
Kurşun gibi ağırlaşsa da göz kapakların...
Zaman durur,
Bir eli gecenin yarısını tutarken,
Bir eli güneşi çağırıyordu!
Dingin bir denizde,
Sabahı karşılamadan önce
Yok olurken yakamozlar…
Akşam güneşi,
Gündüz ile gecenin kavuştuğu
Ufkun hüznünde tutkunlaşır;
Yorgun saatlerin donuk akışında...
Bitkin günün akşamında,
Bu şehir miydi?
Işıkları gece yarısı ansızın sönen…
Özlemlerimi,
Umutlarımı,
Vakitsizce karanlığa gömen…
Gökyüzü mavi mi?
Mor mu?
Anlayamıyorum rengini!
Güvenemiyorum maviliğine,
Akşamın morluğuna,
Sabahın kızıllığına…
Radyoaktif bir bulut gibi çöker yoksulluk,
Çaresizliğin çığlığı yankılanır
Akşamın yorgunluğunda;
Alacakaranlığın inmeye başladığı
Sisli dağların yamaçlarındaki
Köy evlerinden
Gölgeler suya iner,
Güneşin batışıyla.
Diner gözyaşları,
Vuslatı bekleyenlerin.
Anılmaz artık geçmişte kalan günler….
Geçen yıllarımı sorguladım
Yorgun aynaların her kırığında...
Biriken acımasızlığıydı yılların,
Kırık aynaların yere düşen parçalarında....
Düşlerimi sorguladım...!




-
Bayram Ali Bayram
Tüm YorumlarŞairler,tarih boyunca yaşadıkları toplumun sözcüsü olmuşlardır.