Bitmeyen gecenin bir vaktinde,
Evrenin sınırsızlığından gelen
Kozmik çığlıkları dinliyorum
Var oluşla yok oluş arasındaki çizgide…
Bir sihirbaz beliriyor
Bir gün daha bitti sensiz
Bir ömrün akışında…
Alıp götürdü sevdalarımızı
Yorgun akşamların ufuklarına.
Sensizliğin hüznü
Çığlık çığlık büyürken içimde…
Denizler dalgalanır düşlerimde,
Ferahlatmaya yetmez yüreğimi
Köpüklü dalgaların sesi…
Ölüm yolculuğuna çıkar karıncalar,
Titreyen toprağın üzerinde…
Türküsünü söyler rüzgarlar,
Yaşanmış bir devrin,
Aşılmaz dağların doruklarında.
Akbabalar leşe dönerken,
Kar fırtınasının çığlığı,
Çileden çıkarır karakışı!
(Yirmi yıl önceki bir arkadaşıma…)
Nice fırtınalar gördün geçirdin,
Dağda esen rüzgarları unuttun.
Yolun tez tükendi, menzile erdin,
Gök yeleli bozkurtları unuttun.
Sakarya Ovasında uzanan yorgun raylar,
Geçmişin hüznünü fısıldar;
Sonsuzluğa doğru akıp giden zamana...
Lokomotifler gelir geçer üzerinden,
Ağır vagonları sürükler ardından;
Yollar uzanır,
Zaman akar
Sonsuzluğun derinliklerine...
Ve sürer yolculuk,
Dönüşü olmayan zamanın,
Durdurulamayan akışında...
Yıldızlar sönük gökyüzünde bu gece,
Fırtınalar kopuyor
Gecenin ürperten sessizliğinde,
Düşlerimi sürükleyip götürüyor
Girdapta savrulan yaşamın izleriyle birlikte…
Karlar yağdı güvendiğim dağlara,
Artık o dağlar benim değil….
Bir ömür boyu,
Tepmişim, taşlı yollarını;
Nasırlı ayaklarımla!
Türküler söylemişim,
Derinden bir mey sesi,
Yüreğime işliyor…
Yanık bir Erzurum türküsünün ezgisi,
“Huma kuşu yükseklerden seslenir.”
Bayburtlu Binali Selman olduğunu anlıyorum
Ezgiyi seslendirenin…
Şairler,tarih boyunca yaşadıkları toplumun sözcüsü olmuşlardır.