Dün gece seni düşündüm yine...
Senin yokluğunda
Düşlerim darmadağınık,
Yüreğim isyankar.
Tutkun muyum,değil miyim?
Bilemiyorum.....
Evrenin sırları bedende saklı,
Onu ilmek ilmek dokuyan vardır.
Çözemez bu sırrı insanın aklı,
“Elif,lam,mim”diye okuyan vardır.
'Ol' emriyle 'Hu' der ilkin yürekler,
Bir Eylül daha bitiyor,
Son kez uçtu kırlangıçlar,
Karakışın habercisi fırtınalar,
Büyük tufanı anlatıyor
Yüzlere işlenen korkunun izlerinde…
Yılan havayı kokluyor,
Bu bir sevdaysa eğer,
Düşmeli taşlı yollarına Anadolu’nun.
Yaz kış demeden,
Aşmalı dağları taşları!
Altın renkli buğday başaklarının
Nazlı nazlı salındığı
Bugün bayram çocuklar.
“En büyük millet bayramı”
Sokaklarda taklar kurulmamış,
İlk kez açmamış,
Renk renk çiçekler.
Gökyüzünde oyuncak yelkenliler yüzüyor!
Yalçın kayalıkları vuruyor,
Okyanusun azgın dalgaları…
Dağları dövüyor soğuk rüzgarlar,
Kayboluyor çakan şimşekler,
Stratüs bulutlarının katmanlarında!
Gün ışığı tedirgin,
Tarih 16 Kasım 1914
Uzak olmayan bir zaman.
Ateş çemberinin içinde vatan,
Ve tarih girdabında,
Yok edilmek istenen Türk Ulusu...
Duracak saatler,
Donacak geceler sessizce.
Sen uyurken beşiğinde...
Yıldızlar küçülerek buzlaşacak,
Duran zamanla birlikte.
Savrulsun kumral saçların,
Memleketimin özgür rüzgarlarında...!
Bulutlar kabarsın,
Dolgun, mavi gözlerinin derinliklerinde,
Her sevincinde veya hüznünde,
Deniz olup taşsın mutluluğa akan her damlası
Bir başkadır çocuksu düşler,
Büyüdükçe büyür
Evrenin sınırlarını aşarcasına…
Bir bakarsın küçülerek
Şehrin yoksul varoşlarını doldurur,
Çocukça…
Şairler,tarih boyunca yaşadıkları toplumun sözcüsü olmuşlardır.