Aşk bir yalandı. Yaşanmak istenilen bir doğruydu da… Üç yanlışın bir doğruyu götürdüğü hayatın içine yerleşik bir oluşumdu. Yaşanılası ve hesap ödettiren… Aşk yaşanırken güzeldi. Sonrasına gelen, içinden çıkılmaz sancısal götürdükleri ne acı… Aşk bir reflü hastalığıydı da. Mideden kıvrandırmaya başlayan kramplar eşliğinde; sonrası kalp yetmezliğine dönüşen. Evet, aşk bir hastalıktı. Bulaşıcı değil ama bulaşılması istenilen…
Yazdıklarımdan hesap vereceksem eğer, tek sana vermeliyim. Çoğu zaman kurgusal işledi seni mısralara, kimi zaman geceyi sen yaptı gündüzleri içerisinden çıkartıp… En çok şarkımız dokundu dinlerken yüreğine ve sen duymadın. Bir çay bir sigara tüketip gitti sensizliği… Yalnızlığını düşledikçe ah etti şiirler, nesir olup gitti. Ne sen duyup okudun, ne ben seni yazmaktan vazgeçebildim kurgusallığınla… Bazı zamanlar içinden çıkılmıyorsa bırakacaksın içinde kalsın. Sonu yoktur bazı şeylerin ve dile gelmezdir yaşanılması gerekliliğiyle…
Düş artık geceden
Sabahlara kon gece kuşu
Vaktidir kanat çırpmanın
Yıkılmış bir şehrin en yazılası aşkıydı yaşanılan. Şehir dediğime bakmayın sakın ha koskoca bir yürekti anlatılan... Şarkılara konu olmuş bizimkisi bir aşk hikâyesi türünden. Öyle süslü kelimelerle bezenmemiş kendi sağlığıyla... Çıkar ilişkilerinin kirletilmişliğiyle dolu olan çirkin bir dünyaya gelmiş, bir günlük hayatı yaşayan kelebek güzelliğinde...
Dokunuşun aşk
Sesin ışıktı yüreğe
Hep bir eksikti yazılanlar
İçi dolmayan gecelere söylenen
Susmuşluğum varsa bilmelisin senden yanadır özlemlerim… Tarif edilmez oluşlarına düşüşlerim kapatıyor yolları ve ışık düşmez çıkmazlara giriyor yazdıklarım. Bir kurtuluşun olduğu bilinseydi yapılırdı aşk adına ve aşk yaşamaksa eğer yaşanırdı sonuna kadar… Aşkın son duraklarından geliyorum ki aşk hep yeni bir başlangıçtı gözümde seni tanıyana değin… Tüm ipliklerin teşhir edildiği zaman dilimlerine asıyorum kimsesizliğimizi…
Sessizdir şiirlerim
İçine düşmeye gör
Dokunmaya kıyamadığım
Sensizdir ellerim
Aşk!
Hüzünlü bir şarkı tınısında
Dolup giderken günlerin kadehine
Yudumlamak sevgiyi gözlerinden
Ve sevmek kelimelerin sayfalara düşüşünü
Sonbaharı sevin
Camlara buğu düşerken
Çatılara vuran tınılarla
Son çimen kokuları
Dallarında nar
seni sen olarak düşünebilmeyi
denediğim zamanlarım
ömür denilen teraziye yükler bindirdi.
uzaklarda olmuş olması
adımlarımızın zayıf
Kaç kişiyiz yalnızlığın içinde
Neresinden tutsak bir parçası elimizde
Göğsümüze vuran zonklama
Baş bir yerde kol ayrı
Yürek neresinde
Her şiir sana dokunur
Her şiir senden beslenirken
Türkü tadında
Nihavent makamında
Dudaklarından dökülürken
Gerekirse giderim demiştim.
Ardım sıra yürüyen dağları ezip,
Gölgesini kefen giyen denizlerin içinden çıkarak…
Bir boşluğun yansımasıydı rengin,
Düşüne orak değmiş.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!