Bir Haziranda sevdim seni
Bir Ağustos’ta
En çokta Aralık’ta sevdim seni
Dokunulmaz bir yalnızlığın içinden geçişlerinle
Hayata dokunup can oluşlarınla
Mesela Kasım’da hiç sevmedim seni
Nilgün Marmara’ya
Artık gidebilirsin
Evet, git benden Nilgün
Sokaklar kedilere kucak açmıyor
Tırmalanıyor düşler
Şimdi sana hayatın kurallarından bahsedemem. Senin doğrularının yanlış olduğundan ahkâmlarda kesemem. Yaşaman gerekiyor. Seni nasıl sevdiğimi bilmen için yaşaman gerekiyor. Şimdi sana ne söylesem eksik kalır, çünkü ben hep eksikliğini yaşadım sevginin, ne zaman sevsem ilk başa döndüm. İlk aşklarımın nasıl yaşandığı ve neden bittiği gözlerimin önüne serildi. Benim doyumsuz sevgim çoğuna fazla gelmişti. Evet sevgili ben sonsuz düşleyip, sonsuz seviyordum ve bu fazla geliyordu çoğuna, bu yüzden sana sonsuz sevilmeye hazır mısın diye soramam.
Sevgili şimdi yaşamalısın. Hayatın senden neler götürdüğünü görüp ve neresinde beni sana getireceğini anlaman için yaşamalısın. Sonsuz sever misin beni diyebilmek için yaşamalısın.
Yalnızlığa sarıldığın çok sessiz bir zamanın içinde aklına düştüğümde beni aramalısın.
Yaşamalısın. Seni, seninle, sonların ilklere döndüğü zamanların içinde bekliyor olacağım. Şimdi yaşamalısın. Yaşayıp yürüyebilmek adına, sonrasına koşar adımlarla sonsuz sevginin kucağına gelebilmen için yaşamalısın… Yaşa sevgili yaşa…
Geceydi uyumuşum
Yâda öyle bir şey
Kapı aralandı irkildim
Gözlerim aralık
Gözlerim karanlık
İçeri girdi süzülerek
O bir kadındı kendi ayakları üzerine basabilen. Tuttuğunu kendi başına koparıp, bizlere öğretilenin dışında kendi yönünü tayin edebilen...
O bir kadındı içinde kopan onca fırtınalara göğüs gerip, bildiği yolda yürüyüp giden. Gözyaşlarını içine akıtıp, hüzünlü günlerini sinesine gizleyip, bizlere öğretilenin dışında yaşamasını bilen...
O bir kadındı mutluluğunu dışarıya vuran, huzurunu yansıtan. Bir gülüşüyle hayata renk katıp, en küçük şeylerle bile yaşamını şekillendirebilip, bizlere öğretilenin dışında hayatı yaşanılır kılabilen...
ölümü çağırıyor
içiyorum çeşmelerinden
ki ölüm dokunulmazlıktır
böylesine sömürülen bir hayatta
sen ölmüştün
Sen uyurken öpeledim seni
Hiç söylenmemiş oluşuyla
Gözlerine baktım
Bir dünyaydı
Akıp giden
Yaşanmış
sıradan bir geceydi
birden
gözleri yağdı, kanayan,
merhemi olmayan...
sonu yoktu gecenin
Sen yoksun şiirlerim hep yarım. Yazdıklarım benden uzak. Bir gülüşünle titreyen sesim lal. Suskunum sensizliğine, kırgınım bizsizliğe... Sen gitmişsin, çayım soğuk, yüreğim buruk... Boşalan şişelerin içine isimsiz şiirler yazıp bırakırken, sahibi bulup okuduğunda anlar biliyorum. Ben her günü sen yanımdaymışsın gibi yaşıyorum.
Yalnızca uykuda unutuyorum seni, rüyalarıma gelmediğin zamanlarda. Sabahına uyanıp, akşamına sana yatarken, gündüzlerimin içine seni serpiştirip, yüzümde gülüşün, kulaklarıma vuran sesinle iliklerime kadar seni hissediyorum. Uzun oldu bu sefer yazdıklarım ama herşeye rağmen seni çok seviyorum...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!