Senin farklı olduğuna inandırmıştım kendimi, farklı olmadığını gördükçe; üşüyen bir yalnızlığın içine gömdüm şiirlerimi. Biliyorum ki şimdi farklıyım, sana saklıyım diyerek gelsen teslimiyetim olursun. Bu kadar kuşatılmışken ve bu kadar işgal altındayken bedenim hayır kelimesinin sözlüğümden çıkış sebebisin.
Uykularımı bölüyorum
Sensizliğinle sönüyorum
Sen benim canımın güzeli
Sensizliğimle ölüyorum
Sensiz geçen gecenin en hissedilesi tarafındayken, senli bir hayalin içine düşmüşlüğüm. İçinden adının geçtiği, kokunun sindiği yokluğu işliyorum. Kahredici bir sızı, sebepsiz bir ağrı eşliğine tüketilmişlikle satır aralarına kayboluşum. Özlemin bu denli tavan yapmışken, an itibariyle resmin yanıyor bilgisayarın ekranına, gülüyorsun. Yazılmış, yazılmayı bekleyen onca şiir bir gülüşüne teslim olup gidiyor.
Sensizlik diye bir şey var
Geliyor ama geçmiyor
Seni çok özlemiş olmamım izahı da yok, elle tutulur bir yanı da... Dolu dolu özledim. Hiçbir zaman anlayamayacağın, aklının ucundan dahi geçiremeyeceğin kadar ve benim sana anlatamayacağım ölçülerde... Söylemekten hoşlanmadığım iki kelimeden birisini söyleyecek kadar "Seni seviyorum" sonrası kelimeyi peşine ekleyip "Özür dilerim" öyle uçsuz bucaksız, öyle derinlemesine özledim işte.
Ezber bozan gecelerin içine düşüyorsun. Sabahlarına günün ışımasıyla, yeni bir dünya oluşunla... Sıcaklığın öteliyor soğukluğu, gün doğuyor gözlerinin içinden. Şimdi sen sessiz güzel, aydınlattığın dünyanın gökkuşağı olmuşluğunla; gülüşlerinle dağıttığın kara bulutlardan yağıyorsun, serinlemeye ihtiyaç duyan bir yüreğin en derinlerine... Bir gün bir kitapta adın geçecek, çünkü o kitabı ben yazacağım ve sen yaşayacaksın. Bana yakın benden uzak oluşunla…
Bir gün düşlerini çizeceksin
Gözlerin bir şarkının içinden geçerken
Yaşın kaç olursa olsun dokunacak ellerin
Çekmecelere gömdüğün mektuplara
Yazılanlarla yüzleşmek isteyeceksin
Yağmuru koklamak gibi
Güneş en tepesindeyken göğün
Ha yağdı ha yağacak umuduyla
Öyle bir özlemin getirdiğiyle
Ormanların içinde kaybolup gitmek
Sen yükselen merdivenleri koşar adım çıktığımda kesilen nefesim
Şiirlere içimi döktüğümde kaçıp duran haylaz kelimemsin
Kimsesiz bir gecenin içine işleyip sabahına kaybolan yıldızım
Böylesine tarifsizliğin getirisinin götürüsünün esaretine bel bağlamışlığımla
Sessizliğin kırıldığı desibeli yalnızlığa uzanan saatler dilimindeyim
Gözlerinin nehirleri akıp gider
Yüreğim önüne kurulu baraj
Ey yüreği sisli
Elleri nemli yâr
Bir bilsen yakılan türküleri
Bir şarkının eksik bırakılmış notalarında yakalanıyorum bakışlarına
Kırmızı bir gecenin içinde gözlerin gözlerime dokunurken
Gece türküsünü söylüyor
Bir şiire düşüyorum
Gözlerinin penceresinden
Benden soruyorlar şimdi yaşanmış tüm aşkların hesabını
Oysa aşkın içinden geçişlerimde boğulmuştum güzelliğinle
Ki güzellik yüreğine hapisti rastladığım
Şimdi söyleyin ne kalmış geriye bitmişliklerden
Ne katmış geleceğe yaşanmışlıklarda
Avuçlarımda kirlenmişlikler temize çekilmiş




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!