Bir omanın en kuytu kenarında kalmış bir ağaç gibi,
Yaprakların uğultusu geceyi yırtarken,
Ben sensiz hayata ve
Dünyaya kafa tutarak savrulup duruyordum.
Neşenin ışığı düşer yüreğe,
Bir pırıltı gibi süzülür gözlere.
Huzur, usulca konar avuçlara,
Tebessüm açar gül dallarında, bülbüller seyre dalar.
İçsel bir savaş içinde,
cevapları arıyorum.
Hayallerim, düşüncelerim arasında,
Birbirine karışan sözcüklerde kayboluyorum.
Herkes savunma merci, kimi hâkim, kimi savcı,
Haksız olanın kazancı,
Çeneleri yorulmaz mı?
Anlattılar, dizi dizi, bıktırdılar hepimizi beş paraya sattılar sevgimizi,
Bir umutla doğar sabahın ışığı,
Gecenin koynunda sarar karanlığı.
İçimde bir huzur, bir ince sızı,
Ruhumda bir teslimiyet yankısı.
Kalbimin sen diye vuruşunu neden duymuyorsun?
Her ritmi adını fısıldıyor usulca,
Gecenin sessizliğinde yankılanıyor özlemin,
Bir tek sen fark etmiyorsun, bir tek sen duymuyorsun.
Mağrur ve gece karası gözlerinde boğulduğum yar
Sev dedin de ben senden geri mi durdum
Yolumuzu mahşere dek birleştirelim
Elin elimde sevda türküsü ezberleyelim
Birlikte mehtaba doğru yürüyelim
Bugün bir başkalık var bende.
Yağmur yağıyor yüreğimin her köşesine,
sanki bütün bedenim sırılsıklam.
İçimde tarifi olmayan bir umutsuzluk…
İnsanlık ölmüş diyorlar,
Gömülmüş vicdan,
Selası bile okunmuş.
Küçücük bir melek,
Çaresizce yollara düşersin, her adımda kocaman bir boşluk büyür içinde.
Ağlamak istemezsin, göz pınarlarından iki damla yaş süzülür.
Nefes almak istersin, boğazında bir düğüm vardır, yapamazsın.
Elinden bir şey gelmez, umutsuzca bakarsın ardından.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!