Açan güller solmadan,
Ömür ziyan olmadan,
Bedeni toprak olmadan,
Harap eylemeden gel.
Gidiyorum sevdiğim,
Seni sana, bensizliğe mahkûm bırakıp,
Gidiyorum.
Sürgüne yollanmış ceza mahkûmu gibi,
Ben ardımda hiç sarsılmaz,
ihtişamı, heybeti yıkılmaz sandığım…
Senin de kudretin bir yere kadarmış.
İnanmışım boş vaatlere,
Adam
Hangi rüzgar savurdu seni benim yanıma,
Kalbimin kraliçesi etti, bilmiyorum.
Şiirlerdeki mısralarda buldum seni,
Bir omanın en kuytu kenarında kalmış bir ağaç gibi,
Yaprakların uğultusu geceyi yırtarken,
Ben sensiz hayata ve
Dünyaya kafa tutarak savrulup duruyordum.
Neşenin ışığı düşer yüreğe,
Bir pırıltı gibi süzülür gözlere.
Huzur, usulca konar avuçlara,
Tebessüm açar gül dallarında, bülbüller seyre dalar.
İçsel bir savaş içinde,
cevapları arıyorum.
Hayallerim, düşüncelerim arasında,
Birbirine karışan sözcüklerde kayboluyorum.
Aklımda geziniyorsun
Nisan yağmurları gibi,
Damla damla dolaşıyorsun düşüncelerimde.
Aradığım huzuru kaçırıyorsun,
Herkes savunma merci, kimi hâkim, kimi savcı,
Haksız olanın kazancı,
Çeneleri yorulmaz mı?
Anlattılar, dizi dizi, bıktırdılar hepimizi beş paraya sattılar sevgimizi,
Bir umutla doğar sabahın ışığı,
Gecenin koynunda sarar karanlığı.
İçimde bir huzur, bir ince sızı,
Ruhumda bir teslimiyet yankısı.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!