An gelince bir tarla ortasında doğan
Ot yığınlarının arasında büyüyen
Yenisini göremediğimiz eskilerle
Analarımızdı bizi sırtında taşıyan
Çalışırken sırtında bağlı tuttuklarıyla
İstedikleri tertemiz bir nesildi
Daha ilk gün söyledin
Alışmalısın
Korkular yenilebilir
Yalnız kalınabilir
Bense, inkarların çiçeğini sunmuştum sana
Direniyordum,
Her kayıp, bir yok oluştur,
Varlığı bilmeyene
Ağlama boş yere,
Geri gelmez
Her matem, bir kemirgendir yüreğinde,
Bak hele gökyüzüne delikanlım
Ağır aksak, yılgınlığımızla
Mavinin özgürlüğünü unutmuşuz
Bir koşuşturma içimizde
Arkamızda kalan yaşanmışlıkları unutmuşuz.
Yorgan döşek ağladığımız
Katran karası olmuş yaşantımı
Bir de sen bunaltma ey can!
Yine uykusuz bir gecenin eşiğindeyim
Geceleri arsız bir yar etme ey can!
İhtiyacım var…ellerinin sıcaklığına
Uzayan gecede dekolte giymiş hüsranlar
Karanlık yüzün, ışıltılı görünüşü var.
Dokunsan bir anda dağılan parlak ışık
Kaybolup gidiş, içinde hırçın sesi uyandırırdı
Bir çiğ tanesi kadar umutları tutan gözler
Vakti gelince gül yaprağında kayan saniyeler
Dokunsam, yakınsın anlarıma
Yanımdaymışsın gibi
Yanında iken ulaşamadığım yerdesin
Hiç yan yana değiliz gibi
Ben kaçak gözlerinde yolcu
Sen dingin yüreğin köşkünde korkak
Bir günah,
Ve bir yaprak damarı acılar
Yine sonsuz uyku gözlerde,
Parlamayan fer.
Bir kaygı,
Yalnızlıkta çoğul yaşanır
Geçen her sene sayısı da artar
Her dem süren
Kalabalık bir yalnızlıktır.
Sesini duymadığın
Adına yakılan bin bir ağıttı sevdam
Sesindi Hüzzam şarkısında nakarat
Doyasıya dinlesem,
Hasret gidersem.
Okusam, okusam yine okusam,
Kendimden geçsem.
güçlü bir şair. şiir kitabı çıkarmak için tam zamanı bence. Gündüz kitabevindeki (cebeci) cumartesi toplantılarına gelirse tanışmak isterim.
yüreğine sağlık efendim
başarılar