Hep dizgince seslerin
Sıra sıra kulak ardımda sayıklanan
Unutmayı unutturan kendime
Bir sabah çay kokusuyla ciğerlerime dolunan
Sen hep vardın yüzünde ayın
Sen hep dokundun bir rüzgarla unutan yanıma
İnzivaya çekilmiş denizlerin yolcusuyum
Sallanmaz teknemin pelerinleri
Uykulu, çekilmez bir yalnızlığın içinde ortasında kalakalmışım
Bitkin ve çaresizce yeşermekteyim...
Kırağı tutar içimiz
Tamda bu zamanlar
Tamda bu soğuklarda
Tamda gökyüzü suskun suskun
Parçalı bulutlu bakarken...
Kayıp gecelerden birinde
Bir kervan geçer mi buradan?
Götürür mü rüzgarları uzaklara?
Sonra getirir mi yüklü bulutları?
Belki o an bir yağmur başlar
serçeler konuverir ıslak dallara
Yollarına düştüm ilkin
Seni alıp götüren yollara
Sevmekle başladım
Sonra sevdim, sevdim ,sevdim...
Başkalaştım sonra
Kendimden çıkıp olmayacak bir hal aldım
Ne güzeldir azizim
İnsanın insan için yanması
İnsanın insan için ağlaması
Ne güzeldir
Kanayan yaraya merhem olmak
Bir acıya ortak olmak azizim!
Bu kadar uzak durmasa yakınlar
Mesafesiz kaldım
Nefessiz...
Ve keskin soğukta üryan...
Sevmez oldum, akşam üstünü, altını; iri ve bitmez karanlığı
Sinsi kömür kokusunu
Titrek ve tükenmeye meraklı mum ışığını
Dört duvar arasından, tadınca yalnızlığı
...,
Başka baharlarda kaldı yüreğim
Artık gözlerinde usul usul yağmurlar yağmıyor
Güneş eskisi gibi ısıtmıyor
Rüzgar bir başka okşuyor yanağımı,
Acıtarak
Kanatarak...
Boş yolun yolcusuyum
Bu yollar nereye gider?
Adım başı diken
ve ben yalın ayak
Zorlar beni bir rüzgar
Bin nefes kalemsiniz
Tebrik ediyorum
ayşe hanım şiirlerinize biraz baktım. bazılarını okudum. çok başarılı buldum tebrikler. size ilk defa bu gün serbest kürsüde rastladım.