Kalbindeki ölü kuşun kanatlarıyla
Uçamazsın, uçamazsın...
Ulama ömrüne, yazılmamış şiirdir.
Kurtlarca kemirilmiş kocamış bir çınarsın.
Sevemezsin, yanamazsın.
Senin için vakit fazla geçmiştir.
Çizgilenen üzüntüsünde yılların
-bir eski adamın alnında-
mutluluğun sildiği
bir hüzün olmak isterdi,
servetiyle sevişmeye koynuna
her gece istemeden girdiği
Gerçekler sustukça
bağırıyor yalanlar
ve istila ediyorlar
yüzümün ülkesini.
Bir balkabağının yanında
Ben
en derininden uykularımın
olmayan bir denizde ağlayan denizkızının
hıçkırıklarıyla uyanırım.
İsyanlarım göğü bulur.
Görmeler bitirir seni,
en çok da geceleri.
Gururuma ağlar gurursuzluğum.
Bir duyumluksundur
ve muhakkak çocuksundur,
Sen öyle konuşuyorsun ki,
kelimelerin bir kısmı tutuşup yanıyor.
Gözlerim yanıyor dudaklarına bakarken.
Sözcüklerin varınca kulaklarım yanıyor.
Sen öyle konuşuyorsun ki,
Seninle sevgimiz
karlı dağların ardında gibi dursa da
bir özgür kırlangıç gönlümde
oradan oraya uçup duruyor.
Hayli zamandır pek hüzünlü dizelerle
gönlümde çivili bir anıttan
Yollar benim için yapılmış olmalı.
Bağrında ayak izlerimi biriktiren kaldırım,
kimsesiz gökyüzü,
ayışığı,
yıldızlar…
Balık kılçıklarından izler bırakıp
eski gemilerin ıssız rotalarında,
konaklıyor martılar
kuşkulu rüzgâr hanlarının
uğultulu odalarında.
Upuzun bir yoldayım, uçsuz bucaksız.
Başı var da sonu var mıdır, bilmem.
Bir gariban gibi memleketsiz ocaksız
Yürürüm bu zifir yolda, karanlığı silemem.
Ben çaresiz, yol çaresiz, karanlık hakim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!