Muhabbet cânı cânân eyler.
Muhabbet sözü Sultân eyler.
Yedi iklime Sultan olsan,
Kabirde seni mihmân eyler.
Aşk yolundan sapanlar gördüm.
Benim meşrebim gülmektir.
Gülün özünü bilmektir.
Sözüne anlam biçmektir.
Maksud dikeni görmekmiş.
Nefsime köle olmuşum.
Eğme başın Pîr'im sensin âlem.
Sensin bu kâtibîn levh-i kalem.
Eğnine ağmaya ab-ı efsun.
Dide-i ihsânım Pîr-i mecnun.
Bir Şah tanır idim, yüreği densiz.
Gözleri gönülden, hali belirsiz.
Yanmaya yer arar, acunda sessiz.
Bu yol sessiz, bugün sessiz, Pir sessiz.
Çekme elini cihandan hünkarım.
Umut dolar da taşar idim.
Murad için salât mı gerek.
Beyaz kağıda sütten çizdim.
Salât ile bilmek mi gerek.
Gezdim yirmi yıl gönüllerde.
Men göynüme sahip çıkaram.
Gelene geçene soraram.
Yâri men eynimde bularam.
Gahi bu yüreğim uslanır.
Yanıma almışam Ali'mi.
Bu vatan toprağının altında yatan,
Nice görklü yiğidin kanıyla mağrur.
Yanık sesle zafer nidaları atan,
Nice kutlu ananın kanıyla mağrur.
Hilalin yıldıza baktığı bu gece,
Şâh'ım bilsin, kaldı mı merdan olan, cihanda?
Kaldı mı yaren olan gönlüne yar olanda?
Merdan olan gönlüne sahip çık aşiyanda.
Cihanda yar olanda, aşiyanda kahrola...
Âşık Şah-ı Kebir
Gönlüm virane, hakkım beyhude, sadrım ummani, yanar dururum.
Hakkım beyhude, sadrım ummani, yanar dururum, derdime çare...
Sadrım ummani, yanar dururum derdime çare olan bulurum.
Yanar dururum, derdime çare olan bulurum, Hakkın izniyle...
Âşık Şah-ı Kebir
Gönül tahtına bir hûşü isterdim.
Gönlü yıkana bir ceza bilirdim.
Haktan hakkımda hayırlı dilerdim.
Gönül tahtı viran olan ne etsin?
Yakut, gümüş yahut altın bilene,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!