Selam ile gidenlere selam olsun.
Ölüm ile ölenlere selam olsun.
Ölüm senden seni bulmadan öldünse,
Eceli dost bilenlere selam olsun .
Seni sende, beni bende aramayın.
Bir bak, bu hâlım nicedir
Dosta âyan, beyânedir.
Âşk yolunu bilmez isen,
Sırat, kâmudan incedir.
Yok olmağa varlık gerek.
Arı korudum damarım çatladı.
El etek çektim yüzüme patladı.
Dermansız dertlerim ele atladı.
Bir rahat nefesi haram ettiler.
Bu dertler ki yasak bilir uykuyu.
Sustum men hele diller boyu.
Gözüm gören bu güller koyu.
Açtım sana gönlümün yolu,
Kırdın yerle yeksan eyledin.
Men ki bilmezem konuşmayı.
Halimi bir ben bir Çalab bilir.
Biz bir sözün özünü bilelim.
Helali Haramı tek Hak bilir.
Biz yananı söneni bilelim.
Söylenmeyen söze şer bulanır.
Topraktan geldik gene toprağa gideriz.
Kibir ile gözü dönen şeytana değil.
Şakirden bildik deyi şekkara gideriz.
Başına geleni hak bil, beladan değil.
Hay'dan geldik, nefeslenip Hu'ya döneriz.
Şah bilene aşk verilmez.
Aşk bilene söz edilmez.
Söz edene yâr biçare.
Yâr sözüne hak istemez.
Canım da kanım da feda.
Göz bakmak ister meftaya.
Ya onu yakan kim idi?
Bir kulaç atmak deryaya,
Ya ona sebep ne idi?
Sus bilmez gönül feryada
Ey vuslatı yâr eden, hicranı ağyar bilen.
Gözünden akan yaşla firakı ikrar bilen.
Ölümden öte bakan cihana sığmazimiş,
Kalbimde yanan korla, yanında yatmak gerek.
Ey gonca gülüm, cemalindir Hak'tan bir nişan,
Dar-u ukbaya varanda, gâhî mevlâya müştak.
Sahbay-ı aşka çıkanda, cari defteri uşşak.
Harabat ehli gelende, nefha katreyi kandan…
Zaikatül mevt şahsında, Şah-ı Kebiri nihan.
Âşık Şah-ı Kebir




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!