Bir yerde bıraktık işte yüzümüzden küsüp,
döktük göğün ortak çıkarlarını.
Ne sokaklar masum nede çıkmazlara vardığımız
o gizlerin sıcağında terleyen saatler.
Yoktuk artık aynı yollar da
ne nefes kaldı, ne bakışlarımız.
Her damlası çıkacak olsa canımdan
Gidecek olan sanadır! Ya Rab
Senin yoluna aksın ruhum, tutarsa bu canıma yazık
Hangi batağa saplanırsa, kalsın! Orada ayağım
Çıksın benden! Çıkıp gitsin! Benim olursa!
Benim, benim diyen bu canıma yazık.
Gel, sefa ver içime bu an, dokunmak esastır!
Böyle zamanlar gül'üm, yüreğin ufkuna iyice bak
Yâd etmeyenin yüzü, sevmeyenin kalbi utansın!
Aklı başında durmayanın ruh'u o kalpte ne arar
Yolu cehennem olanın, hiç değmesin kalbine aşk.
Sadece ayaklar Nasır tutar sandı insan.
Özlemin soğuk taşa yapışan iki gözü
Ağrıyan başa kesik karanlığını unutur!
Unutma!
Gözlerin Nasır tutmuş Ey dalmaktan!
Kalbine giden sancıyı sakın unutma.
Mürekkebin kağıt seçmediği gibi
yazabilir misin sen? saman bir yüreğe.
Kuşe kağıtlara dadanmak hakkın dır, ama
bilir misin sen! kelimeye kan olmanın
mürekkeplere zoru, bir intihardır.
Sevgiden bahisle hokka olunmaz!
Bu heves kırıldı bir gurur uğruna
İçimizin yosunlu inadı yüzünden
Tüflü bir masal gibi söylenip bitti.
Gülüşün zaferlere inanmış olsun
Yıkımlara serilmiş yerle bir ben
Hain içine düşürmeyen Allah'ım
Nice güzel kız bozulur, çirkin yataklarda
Nice güzel çayır ziyan şehvete boğulmuş
Hem alçak ve rezil, utancı gibi tabiatın
Kim derdi ki şu güzelim çayırlar
Bu alçak tepelerin suyun da kadın olmuş.
Ne kadar heybetli olsa burçları keskin
Sayısız nedenden bir kaçı; belki iki, belki bir
belki de kaçtı ömürden göz göre göre
içilmemiş su, bir parça koparılmamış ekmek,
bir yudum sevgi, bir bakımlık aşk...
Çekildi zahmetsizce her gün birer birer azaldı!
Söylenmemiş şarkılar, duyulmamış söz,
Demokrasi
Kişinin yanlış kararlar alma hakkıdır
Pirinç nedir biliyorlar ama!
Karanlıkta gezen yıldızları asla.
Birkaç damla gözyaşı
Hayır, hayır ağlamıyorum
Yıldız’lara dokunmak mümkün mü?
Daha aya bile değmemişken, sümüğü burnun da bir can ile
ne istiyor şu garip halimiz?
Henüz Sokrates'ten, Aristoteles’ten, Shakspeare’den okuyoruz
düşünceyi; hangi çağa getirmişiz, ne ile?
Zir etmişiz yürekte, halt etmişiz, zehretmişiz ey halk!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!