Kayıp ülke TURAN
parça parça bir vatan
esaret altında TÜRKİSTAN
nasıl isyan etmez insan
isyan isyan
kayıp ülkeyi bulana kadar
özlüyorum
kel dağ eteklerinde
kıraca dönmüş bağlarını
boz yazılarda buğday başaklarını
harman yerlerinde
yorgun öküzlerin çektiği kağnılarını
kelebek telaşıyla
nisan ayının coşkusuyla
yeşilliğinde rüzgarlıbahçenin
bahar yorgunu ömrümde
kan olup dolaşırken damarlarımda
yaşadığım şehirde
kesilmiş
talan edilmiş ormanlar
yağmalanmış topraklar
ne keçiler
ne koyunlar otlar
Nice kalleş yaraları iyileştirdi
hilal bıyıklı adam
kızgın demirleri elleriyle tuttu
ve bir gün
yüzünü karanlıkta saklayan
ruhu bedenine yabancı
oğul
sök at artık ogul
kalpteki sefil arzuları
peşinden koşmaktan bıkmadınmı artık
dünyalık bir anlık menfaatlerinin zevklerinin
nedir bu dalgınlık
Hep bol giyerdik elbiseleri
Kaderine terk edilmiş yoksul dağ köylerinin
Kerpiç duvarları gibi yalnızdik
Çamura bulanmış
Lastik ayakkabılarla okul yollarında
Hepimiz biraz deliyiz
delilik bu desemde inanma
deliliğin tarifi yoktur
aklına düşünce kara sevda
yolu yordamı yoktur
nerden nasıl geleceği belli değil
kanlı elleriyle tuttukları hançerle
sırtımızdan vuranlar
Tuna nehrinden Tanrı dağına
Diçle ’den Fırat’a
ocağımızı söndürmek isteyenler
siz söndürmek istediğinizde
Bir Eylül
Hüzünlü bir eylül günü
Sararmış yapraklar,
Sıkılmış ağaçlardan
Gitmek için uzaklara




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!