O yar ki
Zahir eyledi derdi firak da
Yanan gönüle
O yar ki
Vuslatı biçare
Zaman, yanılgı ve gelinliğin gelini
Hayal kalesine gol atamadı gerçekliğim
İmkan ve mümkün, yitirdim urgan ve ipi
Yeni doğdum
Damat elbisesini öldürdüler içim de
Öyle işte
Devinip kamburuma bulutları indirdim
Sular seller gibi ıslattı gözyaşlarım istanbulu
Duvarlarını arşınlıyorum, ömrümün
Önyargılarımı var eden putsun
Sınırlarını anlamlandırarak mimli bir ağrının
Ucundan ölür şiirler annelerin kuruyan ağızların da
Kimliğin yasın da değişen ve annenin ardından
Anlamın ağrısıdır ve anlayanın yokluğudur.
Anlarsa kısık ateş,mavinin sürüncemesini
Sadete gelemeyen bir zamanın, saadetin de aranıyorsa anlaşılmak
Beni duyacak bir kulak mıdır, vakit
Vakit, Vaktin gönlüme karaladıği bir veda
Üstümü çizen kiralik katil, gözlerin
Beni her yer de bir başkasıyla vurdun
Kalk, kalkar ve kalkacak zamanlar
Üslup ve davet, süzülen sakat bulutlar
Irkımın dinimin sevgimin devamın da
Tanımak, yanmak ve uygar acılar
İnce ses ve keskin mısra
Zehirli varlık kımıldadı
Yaşamak çürümüş meyvelerinden utanarak
Etkin ve yetkin olması gereken ne varsa
Yaprakların umudu olarak kımıldadı
Duvarlarımız da
Bütün farklılıklara egemen olmuş
Varlığına yabancılaşmamın acısı
Doğanın yasına yenilen bir çiçeğin
Yasın da büyütmüştüm
Ahlar ağacı mı
Sen giz yağmuruna çırılçıplak vuruldun
Bütün sensizliğe, algı ihate edilmiş kuşlarla
Senden uçtun
Ses etmeyişi sessizliğinin ve kuşlar
Uzaktan ıssız, sessiz bir sevda
Her yaşta seni sevdim
Öleceğim yaşta sana geldim
Ben hep öleceğim yaşa gelmeden de
Sana geldim
Kırgın, ezik ve mağrur bakışım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!