Görünen köy
Küdus istemez
Uzun sözcükleri emziriyor orta doğu
Kudüsün düşün de
Büyüyor semerkand, İstanbul, gazze
Peygamber bahçesinde
Merkezden koynuna alır yollarımı
Unutmanın güneşi
Vasfın cephesin de inatla hür ve saki
Yakışmış yozlaşmış sokaklar da unutulmam,
Ölümünden yüz çevirmiş sözün şakakları
Yırtılmış zaman, zaman içine
Bakir yüzlere çevrilmiş hislere
Ölümden çevrilmiş sözler, ölümce
Uzaktan usul usul gelir gaflet sesleri
Kuraklaşır idrak, sessizlik yırtar sessizliği
Ağıt yakıyor köpekler, can çekişiyor sokaklar
Zonkluyor kainat, ölüm gafleti kadar
Mabedim de ne aşk ne dert ne kime ne
Hor duvarları var, ömrümüzün
İçine katışık emeller banılır, kelimeler tarafından
İçine kanar şehir, patika kalmış umutlardan
Ömrümüzü vurur hırs kuş misali
Yolların gidilmemiş tarafından
Minareler gökyüzünün şakağını çizerken
Çehresi esir alınsa bile yeryüzünün
Bulutların gözleri ezanla dolar
Şakaklarına acı yağarken ümmetin ey gökyüzü
O yar ki
Zahir eyledi derdi firak da
Yanan gönüle
O yar ki
Vuslatı biçare
Zaman, yanılgı ve gelinliğin gelini
Hayal kalesine gol atamadı gerçekliğim
İmkan ve mümkün, yitirdim urgan ve ipi
Yeni doğdum
Damat elbisesini öldürdüler içim de
Öyle işte
Devinip kamburuma bulutları indirdim
Sular seller gibi ıslattı gözyaşlarım istanbulu
Duvarlarını arşınlıyorum, ömrümün
Önyargılarımı var eden putsun
Sınırlarını anlamlandırarak mimli bir ağrının
Ucundan ölür şiirler annelerin kuruyan ağızların da
Kimliğin yasın da değişen ve annenin ardından
Anlamın ağrısıdır ve anlayanın yokluğudur.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!