Nasıl bir duygudur
aşağıda ki canlılara uçaktan
o bombayı attığında gördüğün patlamalar
Bum Bum Bum!
ben bakmasam
yum arkadaş sen de gözlerini yum
''Orta doğunun bütün mazlum ve gözü yaşlı çocuklarına.''
Korkun çocukların gözyaşlarından
Ömrü hayatımda banka kredisi kullanmış adam değilim. Gidip de bankaya bankacılara ağız eğmem arkadaş. Tabi bu durum bankacılardan da bir sürü dostum ve arkadaşım olmasına engel değil. Haliyle bir iki bankada hesabımız, ona bağlı otomatik ödemelerimiz var. Yatırıyoruz, çekiyoruz, kendi çapımızda bir şeyler yapıyoruz işte... Necmi Müdür eskilerden, iyi arkadaşımdır. Bir gün ''Gel sana azıcık kredi verelim, elin rahatlasın birader.'' dedi... Şimdiye kadar kredinin kıyısından köşesinden geçmemiş olan bana, sorgusuz sualsiz, hem de kefilsiz kredi verecek arkadaşım hem de Şube Müdürü Necmi...
Şimdiye kadar hiç kredi kullanmadığım ve de kullananlara kıllanmadığım için bu işin nasıl yapıldığını, nasıl müracaat edildiğiniz de hiç bilmem, öğrenmek için de hiç gayret etmem. Kendi göbeğimi hep kendim kestim, kendi yağım ile kavrulmasını da az çok bilmişimdir... ''Yok be Necmi sağ ol ben almayayım o mini mini krediyi.'' Öyle konuşuyoruz Necmi ile... İyi müdürdür Necmi onu söyleyeyim. Yanına her gittiğim de çayımı kahvemi eksik etmez. ''Birader minik diyorsan büyük kredi de açarız bak yeter ki sen almaya niyetlen.'' İnsanın her yerde arkadaşının dostunun olması ne güzel, hele bir de bankacılar arasında olması böyle bir dostun arkadaşın daha da güzel. ''Yok arkadaşım yok paraya ihtiyacım.'' Diyorum. Lakin tam o anda da hanımın ufak tefek istekleri vardı, sürekli ertelediğimiz. Yoksa, yoksa şeytanın bacağını kırsam da bir kerecik kredi işine bulaşsam mı? Birileri dürtüyor dürtmesine de ben de onları geri dürtüyorum...
Kriz bu ne zaman geleceği, ne zaman gideceği hiç belli olmaz. O neden ile biz bu yazıyı kaleme alıyoruz ki kriz geldiği zaman sakın krize yakalanmayın ya da yakalandınız hemen çabuk atlatabilmeniz için bu yazımızı mutlaka okuyun...
Televizyonda komedi programını seyrediyorsunuz ve o anda gülme kriziniz tuttu, nasıl başa çıkacaksınız? Şaşırdınız değil mi? Bizim burada anlatacağımız kriz gülme krizi haliyle, yazı ilerleyince anlamışsınızdır... Tekrar gelelim nasıl başa çıkacağınıza... ''Önce gülmemeye çalışın.'' diyeceğim size, siz de amma komik bir laf bu deyip yine güleceksiniz tahmin edebiliyorum... Sonra içinizden sayarak yüz kere hadi bir de rakam ile yazalım (100) kere gülmeyeceğim gülmeyeceğim gülmeyeceğim diye tekrarlayın... O da olmadı alın bir toplu iğne kaba etinize batırın...
Aldınız elinize bir mizah dergisi, okumaya başladınız. Burada işte kolay kolay gülme kriziniz tutmaz zaten ben size garanti verebilirim. Niye diyeceksiniz? Günümüzün mizah sanatında, geçmişteki sevilen yayınlardan Gırgır gibi, Fırt gibi, Akbaba gibi dergileri, Oğuz Aral, Tekin Aral, Altan Erbulak, Nehar Tüblek, Turhan Selçuk gibi kaliteli yazarları ve esprileri yok maalesef...
Küçük Esnaf eller yukarı
teslim ol teslim
bundan sonra yaşama şansın yok senin
kartellere tröstlere yemsin artık sen
gözden çıkardık seni
yaşarken kıt kanaat hayata kana kana
İnsanlar ile her zaman birebir muhatap olduğunuz bir işiniz, uğraşınız varsa, birçoklarının karakteri ve davranış kalıpları hakkında da az çok bilgi ve tecrübe sahibi oluyorsunuz. Tabi burada sizin karakterinizde çok önemli... Yani onlara karşı iyi ya da kötü davranışınız, kendinize karşı iyi ya da kötü davranışınız... Diyorlar ya hani bazen arkadaşlarınız ayrılırken sizden ''Hoşça kal arkadaşım kendine iyi davranmayı unutma.'' diye... Hakikaten de kendinize iyi davranmak hayatın anahtarı ki yeri geldi mi ne açılmayan kapıları da açıyor...
Kendine iyi davranmak ile ilgili bir başlık açtığınız zaman yazınıza en birinci konu bence bireyin hayatına kendi isteği ile son vermesi, başka bir deyiş ile intihar olayıdır... Eceli ile ölmeyi becerememek, ne kadar üzücü bir ölüm... Üstelik de her üç semavi dinde de böyle bir ölüm şiddet ile yasaklanmışken...
''Bir kişinin kendi canına kıyması insanlık için daima hayret verici olmuştur ve bu konuda pek çok teori ortaya atılmıştır. İntihar konusu, başlı başına birçok bilim dalını ilgilendirmektedir. İntihar düşüncesi, eğilimi ve girişimi, yaşama dürtüsüne karşıdır ve psikolojik bir rahatsızlık olarak kabul edilir. Bu suretle İntihar konusu hakkında pek çok araştırma yapılmış ve çeşitli tanımlamalarda bulunulmuştur. Kimilerine göre intihar, kendi canına kıyan bir insanın eyleminin adıdır. Kimilerine göre ise intihar, bir halk sağlığı sorunudur.'' Volkan METE...
Yirminci yüzyıl ve peşinden gelen yirmi birinci yüzyıl müthiş bilimsel gelişmelerin olduğu, bilim ve teknolojinin her bakımdan zirveye çıktığı yüzyıllar olarak anılacak mutlaka. Bilgisayar ve elektronik de ki ilerlemeleri artık akıl almıyor. Bundan otuz sene önce tek kanallı televizyon var iken ülkemizde, şimdilerde binlerce televizyon kanalı ile hem biz globalleştik hem de dünya başkalaştı, farklılaştı. Ha, iyi mi oldu, kötü mü oldu, bunu da zaman gösterecek haliyle...
Yaşı benim yaşımda ya da benim yaşıma yakın olanlar bilirler, tek kanallı TRT zamanında seyrettiğimiz bir Amerikan dizisi vardı Uzay Yolu diye... Kaptan Körk ve Atılgan Uzay Gemisi uzayda dolaşıp dururdu, o gezegen senin, bu gezegen benim. Işık hızı kavramı yavaş yavaş kafamızda yer etmeye o zamanlarda başlamıştı. İlk orada rastlamıştık bu ışınlanma olayına. Tabi ki o zaman için bu sadece bir fantezi idi. Şüphesiz şimdi ki zaman için bile fantezi... İnsanlığın böyle bir şeyi başarması belki gerçekleşir uzun yıllar sonra, belki gerçekleşmez, bunu ancak ömrümüz yeterse yaşayıp göreceğiz.
Vatanın her köşesinde görev yapmışsındır;
Hem de hiç yüksünmeden.
Ne adamlar tanımış,
Ne çıkar ilişkileri görmüşsündür...
Çocukluğunda, gençliğinde,
''İngiliz dış istihbarat servisi MI-6'nın şefi zatı muhterem Alex Younger sinema tarihinin en ünlü ajanı James Bond'un kendilerine iş baş vurusu yapması halinde geri çevrileceğini söyledi.'' BASINDAN
Yani, akıllara bakar mısınız? Bu haberi okuyunca, insan güler mi ağlar mı? Siz olsanız ne yaparsınız? Duyamadım, önce ağlar, peşine de güler misiniz? Sen aklını peynir ekmek ile mi yedin Alex, sen ne yapıyorsun yahu? Bu ne aymazlıktır, ne kadar sorumsuzluk örneğidir? Vallahi üstlerinin kulağına gitse bu söylediğin sözler, seni hemen emekli ederler, sonra da emekli MI-6 Şefi olur çıkarsın diyeyim yani. Hiç bir yerde ne şeflik ne de şef garsonluk yapabilirsin. Cık cık cık! Adam, James Bond yahu, hatta biz orta okula gidiyorken onun çantalarını kullanmıştık yıllarca da ağzını açıp tek kelime etmedi, niye benim çantalarımı kullandınız diye...
Yetmişli yıllarda tıfıl tıfıl orta okul talebesiyiz. Okuma merakımız olsa da ders kitabı okuma merakımız yerlerde sürünüyor. Bizim okuduklarımız başta Gırgır ve Fırt dergileri, zaman zaman Hey Dergisi, Aziz Nesin, ara da Jules Verne’nin o çok bilinen çocuk klasikleri; Seksen Günde Devri Alem, Balon ile Beş Hafta, Enid Blyton’un Gizli Yediler ve Afacan Beşler serisi, arada Doğan Kardeş ve Milliyet Çocuk Dergisi vs.
Hey dergisinde mektup arkadaşlığı var. Siz, isminizi, adresinizi gönderiyorsunuz, hangi yabancı dilde mektuplaşmak istediğinizi (Almanca, İngilizce, Fransızca) bildiriyorsunuz, onlarda Avrupa’dan ya da Dünya üzerinde ki başka bir memleketten arkadaş bulup, onun ve sizin mektup ile haberleşmenizi sağlayıp aradan çekiliyorlar... O zaman nere de İnternet, nere de cep telefonu?
Biz de yazdık tabi ki Hey dergisine ’’Aman canım cicim Hey dergisi bize acilen almanca bir mektup arkadaşı.’’ yani anladınız tabi ki (Wir Lernen Deutsch) Vallahi de unutmamışız be! Biz almanca öğreniyoruz/öğreneceğiz Allah’ın yardımı ve de mektup arkadaşımın bana, benim de ona yazdığım mektuplar sayesinde. Bir müddet sonra Hey Dergisinden bir zarf ve zarfın içinde bir isim, bir adres, dün gibi aklımda isim ve adres.(Mis Mitsiyo Namikoshi - Matsuhidai Matsudo - Chiba - 270 -Japan) Aynen adres ve isim bu. Hayda ve de Atilla Mayda (Atilla Ağabey affeder beni rahmetli babamın ayakkabıcılık mesleğinden de arkadaşıdır.) Biz mektup arkadaşı olarak Alman ya da Avusturyalı bir kardeş beklerken, ta Japonya’dan şansımıza Miss Mitsiyo Namikoshi düşmez mi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!