Çok da faydaları dokunmuştu zamanında bunların bana, Allah var inkar edemem ekonomik hayatıma yaptıkları katkıları, ancak artık helalleşme zamanının geldiğine inananlardanım... Umarım bana küsmez hiç biri... Aslında bir tanesi kalabilir tabi ki... Onu da yine çok hayatımda tutmak istemesem de bazı zaman illaki lazım oluyor...
Dört tane idiler zamanında... Hiç birisi ile de nikahım yoktu tabi ki... Nikahım yoktu derken, yanlış anlaşılmasın bunlar hatun değil, bahis konusu olanlar kredi kartlarım, teşbihte hata olmaz... Ülkenin ekonomik durumu bozulunca, haliyle ben de bu ülke vatandaşı olduğumdan benim de ekonomik durumum yerlerde sürünüyor... Cebimizde para olmadığı zaman müracaat ediyorduk kredi kartı dostlarımıza, ama yetti artık... Nereye kadar sürer bu böyle asgarisini öde öde, bitmiyor hiç ödemek...
Aldım dördünü de karşıma masaya koydum. Bir tane Zart Bank, bir tane Zurt Bank, bir tane Dürt Bank bir de Hırt Bank... (Banka isimleri reklam olmasın diye böyle yazılmıştır.)Şimdi ben bunlardan hangisini evine yollasam? Üçünü göndermek zorundayım, geriye bir tane kalacak. Onu da zorunlu kalmadıkça kullanmamayı ve kullananlara da kıllanmamayı düşünüyorum...
Dünya'da zaten kan ve gözyaşı hiç eksik olmuyor. O katledilen mazlumları, kadınları, çocukları gördükçe ben zaten çoğu kere gözyaşlarıma hâkim olamıyorum ki ne yalan söyleyeyim. Şimdi bir de sen çıktın geçenlerde beni hüngür hüngür, hem de bardaktan boşanırcasına ağlattın. Buna rağmen bana faydalarını, hayatıma yaptığın kıyakları da asla ve asla inkâr edecek değilim. Daha önceleri de senin yüzünden çok kere ağladığım olmuştur lakin bu son ağlatman, diğerlerine benzemeyecek kadar ağır ve şiddetliydi. Bunu yazdım bir tarafa ve hiç unutmayacağım. Yine de her şeye rağmen sana beddua etmiyorum. Bazen insana ağlamak da yakışıyor ne diyeyim?
Bilirsin sen de, gözyaşının rengi yoktur. Sadece sen ağlatmadın ki beni. Hayatıma giren ve sonra hiç bir şey olmamış gibi, hiç bir şey yaşanmamış gibi terk edip de giden kadınlar ki bir zamanlar ben onları tam yüreğimin orta yerine koymuştum. Benden hediye olsun gözyaşlarım onlara, şimdilerde çok uzaklarda olsalar da. Hiç birisinin isimlerini unutmadım, isimleri tabi ki yüreğimin defterinde kayıtlı. Sana da küsmediğim gibi, beni ağlatan o kadınlara da küsmedim hiç bir zaman. Ne yapalım ben böyleyim işte, acı da çeksem, ağlatsalar da, kimselere küsemiyorum...
Anneler; şehit anneleri
Gözlerinize bakamıyorum
Beni de bir oğlunuz sayın bundan sonra...
Bizler sıcak evlerimizde keyif çatarken
Sizin çocuklarınız birer birer toprağa düştü.
O hainleri, o çakalları
Ben ilk defa o şarkıyı,
Bursa da,A.Vefik Paşa Tiyatro'sun da ki,
Bir gitar konserinde dinledim...
''Ayrılık'',hani sözleri hançer gibi,
İnsanın yüreğine,beynine saplanır ya...
''Fikrimden geceler yatabilmirem'',
Benim bu şehirde
Günlerce ağladığım zamanlar oldu
Baktım ki güneş ne zaman doğdu
Unut dedi ağlamayı bir ses
Vaktin ya dolmak üzere ya da doldu,
Kaldı bir nefes...
Hafiften yağmur çiseliyordu,
Ellerim ceplerimde ağır ağır yürüyordum.
Sivil polisler önümü kesti;
Eyvah!cebimde kimliğim yok.
Ben dedim Ahmet Zeytinci Artvin'liyim,
Vatanın her köşesine deliyim.
Benim çocukluğumun sokaklarında
Arabalar vızır vızır geçmezdi sokaklardan
Top oynardık
Saklambaç oynardık özgürce...
Benim çocukluğumun sokaklarında
Karaciğer isek de karaciğerliliğimizi biliriz yani değil mi ama? Ciğerimiz kara ise de kimseyi karalamayız durup dururken, bize iyi bakıldığı müddetçe. Ne öyle gece gece rakıları, biraları, şarapları yuvarlıyorsunuz hominigırtlak, yukarıdan ne gelirse, gelen de hemen beni yoruyor da yoruyor. Hem geçen gün doktora gitmedin mi sen İsmail? Demedi mi sana doktor, bundan sonra on beş günde bir o da ancak bir, bilemedin iki dubleye kadar izin veriyorum içmene diye? Sen ne yaptın? ''Çivi çiviyi söker ulan haftada bir beni kesmez haftada üçe çıkarıyorum, atın ölümü arpadan olsun.'' dedin. Dedin de iyi halt ettin...
Ağzından gırtlağından geçen her bir zararlı madde sonrasında bana geliyor. ''Benim de bir dayanma gücüm var ama değil mi? Beni çok yordun mu geçen sene ki gibi, sonrasında kapı kapı doktor arayacaksın bak İsmail.'' demedi deme... Adımızın başında kara var diye, kötü de bir organ değilim aslında. Zaman zaman arızalı taraflarım olsa da kendi kendi mi onarma yeteneğim, ayrılan parçalarımı tazeleme özelliğimde var, bilen bilir. En çok da enginarı severim ki ne kadar faydası var bana. Yanlış anlamayın Engin Ar diye biri yok bu enginar küçük harf ile bitişik yazılıyor, sebzelerin hası. Sonracıma kereviz, badem, brokoli benim en çok sevdiğim, onlarında beni sevdiği besinler sıralamasında en öndedirler... Çocukların, kereviz ve brokoli ismini duyunca yüzlerini buruşturduklarını görür gibi oluyorum. Anneler, babalar çocuklarınıza zaman zaman bu besinleri mutlaka yedirin ama rica ile ama hafif sitemler ile sonra anlarlar sizin onlara yaptığınız iyilikleri...
Ya arkadaş bu rakıyı içiyorsunuz anladık, bir duble ya da iki duble... Nasıl bir gırtlaktır ki bu bazen de susuz içiyorsunuz, o zamanda ben perişan oluyorum farkında değil misiniz, yerle bir olduğumun? Ha, yok ''Farkındayız ama biz böyle seviyoruz kafayı çabuk bulalım diye de böyle içiyoruz.'' diyorsanız benim de elimden bir şey gelmez arkadaş. Siz benimle kafa mı buluyorsunuz? O zaman, kendi kendinizi zehirlemeye devam edin derim son sürat...
Benim ellerim bunlar,
Bunlarla tuttum,
Hayat'ın savrulan eteklerinden,
Kendimi yukarı çektim.
Bunlarla yakaladım,
Kaçıp giden kelebekleri...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!