Anlamak istemez kimileri mantığını terazinin,
İsterler ki kefenin birinden elmalar uçsun,
Terazi yine dengede dursun.
Oysa ki bilirler yerçekimini,
Özgül ağırlığını elmanın.
Peki nedir mantığı bu beklentinin?
Bir kez geçtim evinizin önünden,
İkincide polis çevirdi beni.
Bu iş karakolda başlarsa,
Biliyorum ardından,
Mapusane, hastahane, tımarhane gelecek.
Gel baştan vaz geçelim Eleni.
Şimdi burada ben,
Bir duble rakı içmeye karar vermişken,
Dikilerek tepemde,
Dövmenin nasıl bir sanat olduğundan
dem vurmasana bebek!
Bak işte telaşımdan,
Dağa tırmanmaya yeni başlsmıştık,
Heyelan olduğunda.
Yitirdik altı arkadaşımızı,
Ulaşamadık kendilerine,
Bedenkeri hala karlar altında....
Şimdi baharın gelmesini bekleyeceğiz,
Adam,
Sallana sallana kalktı masadan,
Yalpalıyordu,
İki ileri bir geri.
Yürüdü yol boyu,
Sırtında düşünceleri
Çocukluğumda hastalandı anamın memeleri,,
Biberonla beslediler beni,
Belki de ondandır hasretim,
Ondandır düşkünlüğüm.
Ne bileyim?
Bırak öpeyim…
Havalanma telli turnam,
Havalanma,
Güvenme kanatlarına,
Kul yapısı değiller ama,
Dikkat etmek gerekir,
Tehlikelidir hava...
Bir dağa tırmanırken önüne bir sırt çıkar.
Aşağıdan bakınca sırttan sonra
Bir düzlük var sanırsın.
Ne ki, sırtı aşınca,
Başka bir tepe çıkar karşına.
Şaşırırsın.
Bilirsin evrim tarihinden,
Kullanılmayan organların zamanla dumura uğradığını.
Süreci hızlandırmak için emrindeyim.
Şimdi sen,
Gelmiyorsun bana,
Saramıyorum sana kollarımı,
Ürktüm içeri girince kapıdan,
Küf kokusu yaktı genzimi.
Yarı çökmüş bir tavan,
Altında boş bir alan,
Tozlu koridorlar, yere düşmüş tablolar…,
Gezdikçe arka odaları üzüldüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!