Sen gidince
Bulut güneşi örttü.
Ve aydınlık karanlığa dönüştü.
Terk etti baykuşlar evlerini,
Kurbağalar çıktı gölden,
Arılar kovana küstü,
Belki ahlaki bir neden,
Utanıyordum bakmaya
Gözlerimi kaçırıyordum senden
Birden rüzgar savurdu saçlarını
Uçurdu eteklerini,
Gözlerim kaydı sana,
Bekliyorum,
Bir mektubun gelsin bana,
Hiç birşey yazma kağıda,
Ben içinden geçenleri okurum...
Girdim meyhaneye,
Sağolsun Ali,
Ali, meyhanecinin adı,
Esirgemedi hizmeti benden,
Ben de gördüm şişenin dibini,
Sarhoş oldu aşklarım,
Bir açıdan bakınca,
‘Çok şey yaptım hayatımda’ diyorum,
‘Çok şey yaptım’.
Öte yandan, hiçbir şey yapmadığımı görüyorum,
Elimi avucumu açınca.
Bende kalan sadece duygularım.
Buna kader denemez,
Kesin bir kasıt var bu işte,
Sağır sultan bile duydu,
Yağmur bulutlarını üstüme salan rüzgar,
Sırılsıklam olduğumu bilmiyor muydu?
Gün gelir,
Güneşi hiç batmayan gezegende,
Mutluluğun denizinde yüzersin,
Yanında sevdiklerin…
Gün gelir,
Umutsuzluğun zirvesindeyken
Değerlendirirken olaylarıi
Ve yargılarken insanları,
Nasıl kullandığımıza bakmalı enstrümanları.
Olumluya da varabilirsin, olumsuza da.
Dürbünün neresinden baktığına bağlı.
Göremezsin gerçeği olduğu gibi,
Silmekle olsaydı numaranı,
Telefonlarımdan, defterlerimden,
Silerdim hemen.
Asıl sen,
Yola çıkarak deneyimlerinden,
Söyle bana nasıl silerim seni,
Böyle değildi asla...
Beni bırakıp gitmeden önce.
Bana bakardı,
Çilek toplardı yabandan benim için,
Sadıktı alabildiğine,
Senin anan olduktan sonra boşta kaldı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!