Rüzgâr beyaz umutları sildi süpürdü,
Kıpkırmızı kesilmiş yüzüm göründü,
Gümüş bir bulutla örtülü,
Gözlerim korkunçtu..
Bir çığlık attım,
Duygusal acımı dindirdim,
Kederli başım yine dertli,
Kötü silüet olmak istedim,
Hep geçmiş zehirli..
Aynaları izledim,
Her nefes aldığında,
Her kalbin attığında,
Gözlerin her acıya baktığında,
Benim yaşadığım acıyı yaşa..
Aklım demlendi acıyor,
Tükürdüm vicdan muhasebeme,
Tükür ki temizlensin kibrin,
Damla damla biriken, vicdanın feri,
Ağla, ağla ki ulaşsın duan ilahiye..
Ufuktan süzüldü yarın,
Haykırışlarım düğümlendi,
Fikrim ayrılığı suçu omuzlarımdan sıyırdı,
Gölgesine ulaştık,
Durduğumuz vakit güneş batmak üzereydi..
Islık tehlikeyi haber verdi,
Çenem ve alnım çizgileri soylu,
Acı tatlı bir korku,
Anıtsal bir sükûnet,
Saydam değildi nehrin suyu..
Acısı yeter beni öldürmeye,
Bulut güneşi örtmüş,
Kara bir leke gibi gördük,
Yanlışı hep afladım,
Dilimse mühürlü..
Acıyı servis ettik,
hüzünlendik birden bire,
ansızın gelir dedik, bitti bile,
geçer mi zaman,
bak öteye, geldik bile,
zavallı ben, kayboldu hiç yok yere,
acıyı, sevmekle tattık,
Dertlerimi sindirdim,
Burkuldu içim,
Kırıldı şu zincirlerim,
Soğuk damlalar gözlerim acısını hafifletti..
Yalnızlığıma ilişilmiyor,
Sarsak adımlar beni nereye götürüyor,
Dağ, taş, kuşlar ve ağaç,
Basılan adımı sağlam tutsun toprak,
Kim şahidi oluyor bu aciz kula..
Şafak sökmek üzere,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!