Gökbaş Çiçeği
gökbaş çiçekleridir gözlerin
bozkırın fuşya akşamlarında
çipil çipil yıldızlar gibi
suskun-harcai-hovarda
HÜÜÜ
horasan’dan Yörük geldik
güvercin donuna girdik
dut köseğiyi yeşerttik
Hünkar Bektaş kavlindeniz
kalbim yürür
eskil kadırgalardan kalan
alev izlerinde
kalbim
denizaltı mağaralarının
yeter mi tarifler düşe
yeter ki düşüp de kırılmasın
eğer kırılıp kanayacaksa
o düş nerdeyse varılmasın
ey şair
uzak köy kahvelerinde
avurdu göçmüş kerpiç yüzlü adamlar
gül rengi çay kokusu
gelin gibi süzülen bardaklar
kesekten ellerinde
toprağın yarıklarına benzer çatlaklar
Yıkılma
asla yıkılmayasın
madem zulmün iktidarında devran
gülüşlerin kıvrımında zaptiyeler dolaşırken
gözlem altında başak
bana işte öyle bakışın var ya
kahverengi kahverengi akışın
kendini gözlerinle sunuşun
öpüşün var ya hani
öpüş susuşun
sevişin var ya öyle
sigara dumanı sinmiş dar bekar odaları
dar divanlar-soğuktan titreyen yıllar
gençliğimiz-acının önüne atılmış bıçkın
yaşamın tözü-evrenin özü-zayi olmuş döl
hışımla koşmaklarda bilenen düş ey
ve gecenin kuzgunisi
Belki de aşk vardır
Benim hiç bilmediğim
Gece vardiyalarında
Karanlığa ışık gibi yayılan
Yorgun bir gülüştür
Çok uzak çöl yolculuklarından
seni yaşamak
gecenin beline sarılan samanyolu olmaktı
çiçeği kucaklayan rüzgâr olmaktı seni yaşamak
yiten baharlar gibi uzaklarda kaldı gözlerin
onlarla sarardın yüreğimi
şimdi neyleyim
Degerli ögretmenim. Yıllar oncesinden Selma Yigitalpten ogrencinizm.Ellerinizden operim.
Bütün şiirleri yüreğinden yakalar insanın, ruhun aynası gibidir. Çok değerli, koca yürekli şair.
Söylenecek ne var ki..Okuyun ve kendi kendinize itiraf edin ustalardan biri olduğunu...