Çölün sıcağında susuz kalınca
Her baktığın yerde vaha görürsün
Mecnun gibi aşktan lezzet alınca
Aynada kendini leyla görürsün
Ümit bağlar kula edersen meyil
Sordum "Çocuk bu ne biçim bir oyun?"
Çocuk , hodak dedi güldü yüzüme
Kimin için kınalandı şu koyun?
Hakk'a adak dedi güldü yüzüme.
Ne bakraç ne ip var derindir kuyu,
Ayrılıklar her daim hüzün verir insana
Ey gözlerim yaşarma düşme gönlüm hüsrana
Yine yönün çevrilmiş bu gün gurbetten yana
Bu memurun kaderi göçersin ilden ile
Selametler içinde hadi git güle güle
Yıkılsın tacı tahtı/ bitsin zalimler devri
Yer ile yeksan olsun/ üç beş günlük dünyada
Gülsün mazlumun bahtı/ gelsin alimler devri
Kötülük noksan olsun/bitsin benlik dünyada
Hayat ne ki sen yoksan/ yokluğun ölüm demek
Sensiz çok şeyim noksan/ perişan halim demek
Yakamazsın yanmışı/ ben aşkınla yanmışım
Kızgın fırına soksan/ fırına zulüm demek
İçimden nefsimi çıkarıp alsan
Bir müddet ruhumla kalsam baş başa
Bir ince tüy gibi boşluğa salsan
Oradan kendimi etsem temaşa
Hesabımı yapsam hesaptan önce
Her yerde felaket acı var acı
Müminler hüsranda hoş geldin bayram
Sığmıyor dünyaya islam inancı
Afetlerden neslimizi koruduk
Ürelindik rüzgâr ile hu dedik
Soğuk vurdu güneş yaktı kuruduk
Yüce Mevla gönder bize su dedik
Kargalar, sincaplar bağrımı deşti
Umutlar tükenmiş gözler şelale
Huzurun bittiği yer huzurevi
Bir kez girenlere çıkılmaz kale
Huzurdan azattır her huzurevi
Yanımda yöremde orman kalmadı
Duyulsun feryadım imdat yetişin
Bende dayanacak, derman kalmadı
Kırıldı kanadım imdat yetişin
Atanız dinlendi gölgemde benim
Ahlarım çare mi? Ne fayda verir.
Anladım sonunda iliğim erir.
Gerçeğin nezdinde fâniler çürür,
Sermaye ömrümü boşa bitirdim.
Âlemde görevli bütün mahlûkat,
Artar sorularım, her gün kat be kat.
Mücrimin halini anlatmaz lügât,
Sermaye ömrümü boşa bitirdim.
Fi ...