Meyve verdi diktiğimiz fideler
Dallar yeşil erik oldu gel gayrı
Anadan ayrılan kuzular meler
Sarı civciv ferik oldu gel gayrı
Horoz öttü yeni bir gün başlıyor
Gönül gözü ile görmezse eğer
Âmâya her daim gecesin dünya
Bulmazsın gönlümde zerrece değer
Devler diyarında cücesin dünya
Manadan uzakta kalan kulların
Hoş sohbetli yâr beklerken cahil cühelâ düşer
Kara bahtım ne gün sana bir gözü ela düşer
Binlerce güzel içinden bir güzele meyletsem
Hazana mı uğradı kalbimdeki son çiçek,
Bundan böyle bahçemde bülbüller ötmeyecek,
Senden ayrı gurbette çektiğim bu çileler,
Sevdiceğim korkarım hiç mi hiç bitmeyecek.
Ayrılık azap oldu yakar beni gurbette,
Silinmez silgiyle kader çizgisi
Allah ne yazdıysa tecelli eder
Mevla bozmaz ise kulun yazgısı
Ne kırk dokuz eder ne elli eder
Gülzara döndürür ateş közünü
Aylak aylak mehlede it taşladım
Sırtaplık namımı saldım elleam
İlkokula on yaşımda başladım
Başıma bir bela aldım elleam
Ortalık ayazdı tipiydi kardı
Üzülme dileğin kabul oldu bak
Sevin ellerine hadi kına yak
Çık ta pencerene sokaklara bak
İstesem de istesen de gelemem
Yataklara mahkum oldum gör işte
Badı saba vaktidir nedir figanın zarın
Neden feryat edersin kimedir intizarın
Avazın arşa çıkar didenden kanlar akar
Kargaya mı yurt oldu yoksa bülbül gülzar ın
En modern silahların devşirme askerlerin
Kahraman Mehmetçiğe cennet sunduğu yerdir
Vatan uğruna kurban adanmış neferlerin
Şahadete erişip kanla yunduğu yerdir
Ateş kusan gemiler parçalanan tabyalar
Yıl bin dört yüz eli üç mayısın son günleri
Korku düştü bizans gökler karardı bugün
Kadırgalar Haliç ten çevirdi dümenleri
Yiğitler dört bir yandan surları sardı bugün
Ahlarım çare mi? Ne fayda verir.
Anladım sonunda iliğim erir.
Gerçeğin nezdinde fâniler çürür,
Sermaye ömrümü boşa bitirdim.
Âlemde görevli bütün mahlûkat,
Artar sorularım, her gün kat be kat.
Mücrimin halini anlatmaz lügât,
Sermaye ömrümü boşa bitirdim.
Fi ...