Şuur yoksa şairde, şiirde olmaz mana
Şuurlu olmak için, şair muhtaç imana
İman değil imge der, yeni çıktı şairler;
bizler ısrar etsek de, uydu kahir zamana.
Bizim çağdaş bilimci, takmış faya kafayı
Diyor; mevhum şu doğa, kırdı (!) yine bir fay’ı
Kendine gel bay uzman ve de düzelt sözünü;
Ver sadece Allah’a, sen görevi ifa’yı!
Dinle beni riyakar;
Sanmayasın riya kar!
Gizli şirktir şu tavır;
Vakar göster sen vakar!
Sen kimsin de, mehdiliğe soyundun?
Kalkmış sanki, Hasan Sabah kabrinden!
Besbelli ki, derinlerden doyundun!
Aday oldun mürşitliğe (!) her dinden(!)
Sen ki; resmen bir gedikli delisin!
Ne de çabuk usandın, sen kulluktan Mehmed’im?
Şereflenir taat’la, insanoğlu bilesin!
Daim ol ki; o yolda, Hakka abid ve hadim;
Huzur ile yaşayıp, iman ile ölesin!
“Öğretmen! ” de ne demek; vazifeli kişiye?
Öğretmeye mecburdur, Haktan korkan muallim!
Hayırlıyı ders vermek, farzken erkek, dişiye;
Niye halka ilim’i, öğretmesin bir alim?
Yeter artık dem vurma, her leyli de Leyla’dan!
O, leyl’lerin sultanı, Leyla değil, Mevla’dır.
Niye dilin söz etmez, Malikü-l mülk Mevla’dan?
Bence sana evladır, her dem Mevla’n, Leyla’dan!
İsyan edip Rabbine; hak eyledin laneti;
Bin çarpı binler ile, lanet sana kör şeytan!
Nasıl yaptın nimete, o malum ihaneti?
Milyarlar diller ile, lanet sana kör şeytan!
Meleklere hocaydın, hem alimdin hem fazıl;
Dolaş, dolaş olduk birer kördüğüm
Basiretle, budur benim gördüğüm!
Kur’an ile çözülmese düğümler;
Her problem, olur birer kor düğüm.
Teneşir paklayamaz, kırktan sonra azanı!
Düsturu altüst edip, gel zorlama izanı!
Hiç çıkar mı kalp kiri, maddi sabunlar ile?
Asiyi tövbe paklar, kurma boşa kazanı!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!