ben belma nur'u severim yıllardır
sabah uyandığımda ilk sözüm belma nur olur
geceleri rüyalarımı süsler belma nur
günüm gündüzüm gecem belma nur benim
özüm sözüm hecem belma nur
ben yağmur nedir bilmem yıllardır
genel geçer sözlerdi herkesin söylediği
bir deniz fenerinin ucunda biriken arzular
gibi yalındı ince parmaklarla dokunan
otantik halıların gizemi
ah, gizem deyince bi durunuz lütfen
dün bir gizem gördüm sokağın ortasında
sen, ey ulu çınarı büyük hayallerin
yüzyılları alıp arkana
gelirsin tarihin içinden
büyürsün yeşilin ortasında
dalların bir aile bereketi
gibi yansır zamana
unutmak mümkün mü
yaşananları dünden
başka zamanlara taşınan
umutların çoğaldığı
şafakların ağardığı
gecenin ayrıştığı günden
yoldan geçerken şöyle bir uğradım kıyınıza
gün gelir elim çenemin altında derin derin
öyle derin sohbetler yapar mıyım sokrates'le
o bana hayatını anlatır mı bilmem
ben ona acıdan, mutluluktan söz eder miyim acaba
gizlilik diye bir şey kalmamış zaten bu dünyada
analitik aşklar nerde şimdi
derinliği olan, felsefesi
romantik aşklar nerde
gözlerde başlayan hani
sofistike bir bakışla
içini ısıtan sesi
suları anlatan
soğuk poyrazlarında gecenin
beyaz boyalı evlerin duvarlarından
umudun kıyısında bir yerde
ay dökülürken
sararmış yaprakları gibi sonbaharın
sonsuz yağmur ışıkları kirpiklerimin ucunda
ben oralı olmasam da gecenin yıldızlarına
yıldızlar koca ordular gibi omuzlarımda
bir yük, bir yük daha omuzlarımda
sen neredesin desem inan bana bilmiyorum
senin nerede olduğunu bilmiyorum ben mesela
kapıdan fırlayan çocuğun sevinci
yayılır kırların enginine
seinte-severe köyünde bir bayram günü
balo elbisesini almaya giden yaşlı adam
büyük tekerlekli bir arabada
vızıldayan sinekler uçuşur
aşkın katıksız halini ararım güz bahçelerinde
derin bakışlar deler elbet zamanı
ölümcül bir kuşatma gibi göz göze gelişler
el ele gezmeler bütün evreni, gönül gönüle
ılık esintiler yüzleri yalar tutku büyüsü gibi
sonra kara kış günleri gelir birden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!