yağmur yemiş toprak gibi
sarılmışım anılara
ah, sis biriktiren anılar
içim sıra karanlık
ve kapanır göz kapakları
zamanın
en güzel yağmurlarda gel bana
saçların sırılsıklam ıslanmış olsun
bakışlarında filizlenen umut çiçekleri
ve sonsuz anlamı gözlerinde sevginin
mevsim ister ilkbahar ister kış olsun
yaşantısal baharın iki yüzlü
ilksel ve sonsal görünümde
önce saçların rüzgar rüzgar
gözlerin katıksız yeşil
ceylan gibi duruşun var
belli ki özlemlerin gülüsün
ılık bir rüzgarın kollarındaydı ankara
yüreğimde yüz yirmi günlük özlem
ateş gibi, kor gibi birikmiş
can simidi sanki sarıldım telefona
öğleden sonra hava kapalıydı ankara'da
siyah bulutlar yaşantının resmiyetiyle kaynaşıyordu
yanımda olmasan bile
özenle korurum seni
üzerine ceketimi koyarım
üşümeyesin diye
yanımda olmasan bile
seni yanımda ararım
gözlerimiz
gizemli bakar çoğu kez
iri bir yumak gibi
çözülmeye muhtaç
ve sanki gözlerimiz
bir sevgi bahçesidir rengarenk
yağmur yağıyor derinden derine
yer gök karanlık
toprak ıslak
güze yeşil yandı
yaza kırmızı
doğa kanunları gereğince
hani kumdan kaleler deniz kıyılarında
hani evcilik oyunları sokak aralarında
hani saklambaçlar,
silkelenen dut ağaçları
hayallerimi taşıyan uçurtmalar
hani annemin elimden tuttuğu günler
bir ağaç yaratsam yalnızlığımdan
sonra ormanlara dönüşen
görkemine sığınsam gün boyu
doğal uyumuna yeşilliğin
umut gibi bembeyaz
ve güneş gibi parlak
ne denli tutsağım gözlerine bilirsin
ak umutlarım kümelenir siyahlığına inat
bir de özlemin olmasa derim yüreğimde
ateş gibi yanarım sensiz gecelerde, kor-köz
ağır bandıralı gemiler gibi demirlenirim anılara
bırakamam kendimi billur sularına yaşamın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!