ben kaç tiyatro gördüm boşu boşuna
şimdi belleğimde hiç alıntısız
oysa imgeler göverirdi her birinde
imgeler ki yaz çiçeği umutlarda
bir deprem gibi göğüslere yıkılmıştır
imgeler ki bir enkaz gibi kalıntısız
sıradan bir sevgi değil bizimkisi bilirsin
mahcup bakışlarda filizlenen her nasılsa
gözyaşı ve gülüşün dokunamadığı
bir selam sabaha iliştirilmiş
oysa sınırsız kumsaldır duygularımız
umudun ve zorluğun işlendiği
uludağ kadar taşkın ak görünüm
elimi uzatsam ulaşır ancak
elimi uzatsam karlanacak
bensiz tam elli dokuz gün
bensiz neyledin bilemem
ahı dağına koyuldu mu gözler
ben vardım benden çok gözlerim vardı
ve sen vardın uzanmış sere serpe
gözlerin ve dudakların dayanılmaz
gözlerin ve dudakların öpülesi
gece çoğalmış gökyüzünde sonsuz
ve ankara hüzünlü bir şarkı gibi
folkloru severim
bir ülkenin yaşam sevincidir çünkü o
eskizlerin duraksı durağında
soluksuz devinen bir tutkudur folklor
yüreğin derinliğinde göveren sevinç
bir güzel severim seni
göğüslerini severim
kalçalarını severim
kasığından öperim seni
ince işlerin doruğunda
memnun ederim seni
o piyanonun tuşlarına
senin için dokundum
senin için dokudum yalnızlığı
romantizmin kollarında
ve gurbetin yollarında
düşe kalka yoruldum
ben gündoğumu rüzgarlarına razıyım
sis katmanlarına günlerce
küf kokulu rutubetlere
ben gözlerine aşığım sinope
ben gözlerine aşığım
hüzünlü bekleyişlere
wilbury road'a taşınıyorum salkım saçak
eşyalarımı yangından kaçırıyorum, ben kaçıyorum
elleri bağlı sonbahar artığı zamanlarda
bir aydınlık yarın düşlerimde gördüğüm
pansiyonluğa paydos diyorum, gelsin hürriyet
heyecanlı ve pürtelaşım üstelik
büyümek çağı gözlerimizde mavi bir gök gibi
bereketli topraklar ekin kokulu sancılardan
kıvranıyor yıllardır güneşe karşı
biraz konaklasak ulu çınarların gölgesinde
delikanlı yüreğimiz kalbur gibi acılardan
buğday benizli yoksulluğumuz soluk nefesinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!