Ya başka bir baharda açacaktı Fatih’in İstanbul’unda çiçekler
Ya da başka bir zaman da gelecekti İstanbul’un Fatih’i...
Ya ben İstanbul değildim ya da o Fatih...
Ya bir şeylerin zamanı değildi ya da kişiler doğru değil...
Ne o beni dinleyebildi ne de ben fethedilebildim
İnsan, bir çok şeye bir çok şeyi sığdırabilir...
Hatta öyle ki bazı şeylere hiç gerek kalmaz.
Mesela suskunluğuna...
Çok güzel susar insan.
Diliyle değil;
Sen!
Benim en güzel şiirime giden yolda
İlk mısram olmalısın.
Şiirim,
Bir çay gibi iyi dem tutmalı,
Yorulurmuş insan ...
Koşmasa,
Yürümese,
Konuşmasa bile
Yorulabilirmiş uyurken...
Yorgunluk hareket etmekle;
İnsan konuşacaksa şayet;
Ne söyleyeceğini, ne söylediğini bilmeli.
Sözlerin ardı arkası nereye gider düşünmeli...
Bilmiyorsa ya da düşünemiyorsa şayet;
O vakit susabilmeli...
Ve insan doğarken niyet eder aslında.
Yani hep oruçludur gönüller;
Sevgiye,
Aşka,
Kavuşmalara...
Bazen kalemi alıyorum elime,
Hadi yaz diyorum kendime.
Ne sığdırabiliyorum cümlelere
Ne de tarife uygun bir kelime...
Bazen anlatmaya başlıyorum.
Olmadığım zamanlar yanında,
Beni bir kitap arasında sakla...
Bir kitabın,
Açtığında kapağını
Ve kokladığında,
#stajyerşaire der ki;
“Kural 1:
Asla demeyeceksin!
Kural 2:
Hiçbir aslaya asla güvenmeyeceksin!
Şu hayatta dilin lâl olduğu
Kalbin haykırdığı şeyler var...
Yeryüzünde açan çiçekler gibi,
Çiçeklere konan kelebekler,
Gökyüzünde süzülen kuşlar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!