Bir tohumu toprağa ektiğinde
Nasıl filizlendiğini,
Nasıl kök saldığını gördüm.
Ben yerini arayan bir tohumum
Toprağım Sen olur musun?
Ömür dediğin dört harfli bir kelime,
Doğum ve ölüm arasındaki mesafe,
Yaşayacağın bir sürü şey var belki de,
Yaşadığına değecektir eğer Allah içinse...
Ömür dediğin dibi görünmeyen bir kuyu,
Özlüyorum yaşamadığım zamanları,
Özlüyorum Gül kokulu diyarları,
Gözlerimin görmediklerini özlüyorum...
Ben, yaşamadığım zamanları seviyorum...
Özlüyorum boş kuyuları,
Bir eski zaman çocuğuyum ben seninle;
Binaların yükselmediği, apartmanların olmadığı yerlerde,
Samimiyetin kaybolmadığı ahşap evlerdeyim...
Bir eski zaman çocuğuyum ben seninle;
İnsanların yalnızlıklarıyla kavga etmediği,
Dışarı çıktığımda anladım;
Gökyüzü açık,
Güneş parlak,
Kuşlar ötüyor,
Yeryüzü güzelmiş.
Havalar biraz soğumuş,
Bir kuşun sessizliği kadardı
Yüreğimin sessizliği...
Bir kuş nasıl sessiz kalırdı,
Çığlık çığlığa sessizdi...
Bülbül olmak isterdi halbuki;
“İnsan her daim sınanır.” der Âlimler...
Gün gelir ayrılık ile sınanır yürekler;
‘Sabrı’ ile denenir, sabrına değer biçilir...
Aslında değeri biçilen sabrı değil sevgisidir...
Çünkü insan ne kadar severse o kadar çok sabredebilir...
Artık bir şeyler bitsin
Ve biz
Yeni bir yola revan olalım...
Yeni bir güne,
Yeni düşüncelerle,
Yeni fikirlerle,
Fazla şeye sahip olmaya gerek yok!
Bir yüreği olsun insanın,
Hissedebildiği...
Bir kalem bir de kağıdı olsun,
Yazabildiği yahut çizebildiği;
Ama bir şekilde anlatabildiği...
Önce şöyle derin bir ‘Of...’ çekiyorum...
Sonra halime bakıp ‘Ah...’ ediyorum...
Yüreğim sızlıyor “Önünde onca nimet,
Sırtında onca günahla,
Nasıl dersin!” böyle deyip
Pişman oluyorum...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!