Sessiz bir gecede,
Sessiz bir gemi yanaşır,
Usul usul limana
Ve rıhtımda bir adam vedalaşır,
Bir kadınla.
Adam:
Yasaktı sevilmemiz.
Her geceyi ihya eder,
Sabaha kadar tabanları eritirdik.
Her sokağa bir iz bırakır,
Her geceye bir sızı eklerdik.
Yağmur yağarken yoksul sokağımıza,
Gece perdesini çekmiş,
Özlem gözlerimin setlerini devirmiş çoktan.
Ziyan yıllarım çok Düş Güzeli!
Anlar,
Uzun uzadıya anlarca düşünürüm
Düşünmeye değer en güzel şeyi
Takvim yaprakları gibi eksiliyor ömrümüz.
Yaşıyoruz ağır aksak.
Gençlik mi?
Eskidendi o.
Düşlerde olmasa,
“Nasıl? ” tutabilirdim ellerini
Ve her sabah alnından öperek,
“Nasıl? ” uyandırabilirdim seni…
Bilmiyorum düş güzeli!
Bir seni biliyorum,
Farzet,
Seninle bu aşkı yaşamadık biz.
Farzet,
Başın göğsümde kalmadı
Ve ellerim saçlarını okşamadı hiç.
Dudağımda aşk denilen birkaç hece,
Gecenin yarısında, günün başlangıcındayım.
Bu saatte tenhayım.
Bir karanlık yetmez bana;
Binlerce karanlığa sarılır, köşe bucak saklanırım.
Bu saatte azar, aşka mezar kazarım.
Geceler kara zindan
Geceler hür
Geceler saklar çirkefliği
Geceler bahtım kadar kara
Geceler özgür
Geceler kara zindan
Bırak yansın ellerin avuçlarımda!
Sanki hiç gitmeyecekmiş gibi,
Sımsıkı tut ellerimi,
Sımsıkı sarıl bana,
Bir vapur yanaşıyor şu an limana.
Seni almak götürmek istiyor sanki,
Bakmasını bilen gözlerden yansır asıl renk.
Hayat öyle gözlerden akar,
Irmak ırmak;
Gönül coğrafyasının, kurumuş toprağına.
Yusuf Bozan



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!