Ne çabuk da unuttuk dünün aymazlarını,
Bindiği dalı kesen medya dilbazlarını;
Bu gün ağnet farkıyla baş tâcı yapmaktayız,
Yükselen değerlerin cüce bağnazlarını.
Sitemimden meram anla,
Yüreğime değ Yiğidim!
Gün puslu, başımız bûnlu,
Durumlar içler acısı,
Sinemiz yangın yeridir,
Umut sende hey Yiğidim!
Esmer, kumral, sarışın her biri başka fasıl;
Senirkent üzümünün pekmezi küpte nasıl?
Hele ilk göz ağrısı yıllanmış meyden beter,
Ergen kız hükmündedir aşığına muttasıl...
Kapına gelmiştim ellerim bağlı,
Odana girmeden döndüm izime.
Ahh bilsen, hasretin kendi oldum da,
Yüzünü görmeden döndüm izime!
Oyy, gülüm, gülüm!
Savruldu külüm...
Üdeba meclisinde çay keyfinin son demi,
Bahis, kamuoyunu yönlendirme yöntemi;
Tartışmaya gerek yok, ileklere sormalı,
İncir çekirdeğini doldurmayan gündemi...
* Üdeba: Edebiyatçılar.
Bu andaç özden özneye,
Ruhsat yok yazıp çizmeye;
Sezen sezdirene vekil,
Ey kalem aradan çekil! ..
Şehit Şair A. Süleyman Çolpanın ölümsüz anısına
Sene otuz sekiz, mevsim Sonbahar,
Ekimin dördüydü, günlerden Salı;
Leyli zulmetini boğmadan nehar,
Cüce tekerlekli Zis-beş azmanı,
Çaldığı her minareye bir kılıf uyduran hırsız,
Suçu Müezzin’e yıkar İmam’ı kışkırtır arsız;
Abartıdan kasıt ibret, nice masum böyle suçlu,
Hele dijital isnadın Kadı’sı hepten tutarsız....
Hicrana gölgesi düşen melale,
Özlem urbasını giydirdi lale;
Sır ateşle gönül aşka uyandı...
O külhanda çiçek açtı tahammül,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!