O da ne (? !) ,
Derlemiş, toplamış garipliğini,
Gölgesini, güne asmış, gidiyor;
Yolları elemiş ipek kozada,
Poyrazıyla birlik esmiş, gidiyor...
Kötü deme! .. Kime kemlik yaraşır? ..!
Dile bekçi, dudakdaki incinir...
Sevinmek ne, yerinmek ne, sonuç ne? ..
Teğet geçsen, odakdaki incinir...
Yollar düğüm, düğüm bağlı dizlerde,
Demir âsâ, demir çarığa küskün;
Uygun adımlarla kardan izlerde,
Dünü yaşatanlar, nerede bugün?
Sulu-sepkenlerce incelse zaman,
“Ulu cevizlerin gölgesindeki
solgun menekşeler üzerine”
Bir yetim orada, bir öksüz burda,
Boynu bükülmüştür menekşelerin.
Kurt Nazar Mehmet Paşa oğlu Turhan Alp’ın Dosteli’ndeki düğününde, toy 'maşala'sına katılan Adsız Ozan’ın, saz çalıp Nasreddin Hoca’mıza öykünmesidir:
Düğün dernek eşe dosta yön olur,
Doyumluğu görkemliyse ün olur;
Davet üzre toylarında gün olur,
Çürüyen nefeslerde sözlerimi yitirdim,
Düşüncem, kayda geçen ifâdesine tuzak;
Sığınsam bulutlara, şimşeklere karışsam,
Gürleyen yüreğimdir, şavkım kendime yasak.
Dilimin ucundaydı, unuttum şarkımı da,
Acı kaybımız, Kırımlı Yazar, Saygıdeğer Cengiz Dağcı’nın
“Yansılar”ından yansımalarla ölümsüz anısına
armağanımdır.
YETİM ÇAĞRI
Kaşlarına çekildim, ara, bul karasında!
Bahtına yazılandım, kaybetme turasında!
Bir eşref saatini belki avlarım diye,
Tuzak kurdum, akreple yelkovan arasında...
Aşk'ın, muhabbetin has kaynağına,
Gönlün sâhibine, Zât'ına selâm!
Ne varsa varlığın birlik deminde,
Evvel, âhir, zâhir, bâtına selâm!
Adı güzel, kendi güzel sebebe,
Canda mirac keşfine hazır içtenliğinde,
Buğulandı geriye çektiğin gözyaşların! ..
Hüznünün eyyamına direnen benliğinde,
Aşka tetik düşürdü zemberek bakışların! ..




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!