Suya hasret gibi seni özlerim.
Gel gönül yangınım susuzum sana.
Açmaz oldu bu güller, dal olmayınca.
Sinemde kaldı güller.
Hasretim sana değil, gözlerine.
Sözlerim suya değil, gönlünden kana kana içtiğim güzelliğine.
Aradım hergün mutluluğu
Sordum soruşturdum
Çöpten ekmek toplayanlara
Yinede bulamadım mutluluğu.
Kitaplara şiirlere yazdım adını
yaranamadım yinede sana
Ne eder ne eder
Papatyalardan seni seviyorum
Falını çıkartırırdım
Oysaki hiç seni seviyor çıkmıyordu.
Hep bahar aylarında su birikintisi
Görsem
Diz çökeyim söyle tahtın
Nerede
Bende kanayan yara
Sende kaynak.
dergahı Aciz bu Yaradana
Sular kaynıyor gönlünün mabedinde
Salıncağın sallandığı
Demirin arkasında tahtıravelli
Anlatıyordu
Avuçlarımın içinde yeşertiğim çiçeklerin
Ani bir boşlukta beni yerle bir etmesini.
Kaydıraktan kayarken çocuksu neşemin
takvimlerden bir günüm daha koparılıyor,bir günüm daha ateşe verilip yakılıyor.külleriyle bir günüme daha serpilip bulutların arasından günüme doğuyor,toz olup yaratılmışlığımın toprağına çamur,kuruyup bedenime şekil oluyor bedenimin içine işlenen günümün üzgünlüğü.günümün yorgunluğu...
Burada yağmur yağıyor
Aralıksız.
Defterimin arasında
Kuruyan gülde
Diyorki?
Gözlerindeki gülümsememi
Tanıdığım bir müdür yardımcısı var
Hoş sohbetiyle işin verdiği meşakkatli anı
Şelaleden akan suya çeviren bir rahatlığı verdiren bir müdür yardımcısı var
Zafer ipek.
Hallolmayacak gibi olan sorunu sohbetinde düğüm düğüm olan ipi bir çırpıda çözen bir gönlü olan müdür yardımcım var
Zafer ipek dir o müdür yardımcım hep ismi gibi zafer olan olaylarla anılan bir müdür yardımcıdır.
Hiç tanımadın beni
ne garip dünya. Pencereden rüzgarlar ,
kulağımda ulurken ,
ben ise kalem ile kağıtta seni anarken ,
sen hiç benim kitabım olan yalnızlığımın
elinden tutmadın .
Kime sorduysam seni
Kimi tanımıyorum
Kimi görmüyorum
Diyor.
Beni sana sorsaydılar
Hep görüyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!