Uçan her kuştan seni sorar oldum
Gönül defterimde seni yazar oldum
Azrail gelip çalsa ömür kapımı
Sana kavuşmak için hayra yorar oldum
Dikenden gül beklemek için verilen su hayr değil mi?
Belki aşkını şakır diye bülbüle verilen dal hayr değil mi?
Aşk uğruna dökecekse göz, düşen her katre hayr değil mi?
Hakikat yoluna girmek için Pir'den alınan zikr,hayr değil mi?
Galata Kulesi'nden seyreyledim Istanbul'u
Yeni Cami,Mısır Çarşı'sı, Eminönü insan dolu
Süzüldüm Üsküdar'a, kurşuniydi kanatlarım
Yer mavi, gök mavi ortada ben ve yalnızlığım
Şiir mısraları gibi ardarda sıralandı anılarım
Kız Kulesi kadar narin, zarif, nahif gözyaşlarım
Bir öksüz gibi bırakıp gitsende
Bir gülüş ile nefesimi kessende
Bir kalbim vardı o da sende
Sen yanımdayken de, uzaktayken de güzelsin
Zaman olur, hırçın rüzgarlarla essende
Üstüme siniyor gecenin yalanı
Ruhumu çıkarıp maziye asasım var
Eserken döküldü rüzgarın kanı
Daha gelmeden geleceğin yarasını
Gökten söküp bulutlara sarasım var
Karamsarlık çöktü ruhuma, yazmazsam olmaz
Derdim ile temiz kâğıdı kirletmezsem olmaz
İçimde ki yarayı ortaya dökmezsem olmaz
Gönül kırık, kalp yaralı, dünya bir hiç
Nereden başlamalı, nasıl anlatmalı
Hüsran ile şiiri ağlatmış söz fukarası
Latife ettim sanmış espiri budalası
Edebiyatın canına okumuş ecnebi maskarası
Ülkemin hatipliğinde ki cahil yüz karası
Varlık ile yokluğun eşiğindeyim
Kaçma "Hiçlik" senin peşindeyim
Belki bir delinin gülüşündeyim
Ya da çocukluğun pembe düşündeyim
Çok sular aktı
Köprü hala aynı köprü
Zaman, zamana bıraktı
Günler, geceye döndü
Bulutlar ağladı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!