Hayatın bize görünen tarafının
Anlamsızlığından dolayı,
Hem kendi umutsuzluğumuz
Hem de tüm insanların umutsuzluğuna,
Çare olma arayışımızda,
Tüm baskın duygulara karşı,
Zorlu kapıları aralayarak,
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
KARDEŞİM TEK KELİME İLE İFADE ET DERSENİZ MUHTEŞEM DERİM.OLDUKÇA GÜZEL BİR KONU VE GÜZEL SEÇKİN KELİMELERLE İFADE EDİLMİŞ YÜREĞİNE SAĞLIK KUTLUYORUM .SELAM VE SAYGILARIMLA ..
Gercekten felsefi yönü oldukca agir basan,insani okurken hayli düsndüren,yasadigimiz zamandan gelecege uzanan,o inisli cikisli yoldan gecerek,günümüzden daha iyisini,sagliklisini,aydiginligini nasil tasiriz onun ince hesaplarini yapan,vatanini,milletini seven bireyler olarak gelecek nesillerimize karsi olan vicdani sorumluluklarimizi henüz gec olmadan hepimizin yerine getirmesinin zaruri oldugunu güzel bir dille anlatmaya calisan,ici oldukca dolu,ders niteligi tasiyan güzel bir siir.Ben degerli sair Önder beyi ve degerli siirini gönülden kutluyorum:Selam ve saygilarimla. ++Ant.
Çok güzel şiir yüreğinize sağlık.
Anlamların ötelendiği,
Anlamsızlığın değiş tokuşunda,
Ruhun dinginliğini kaybettiği anda olurken bütün bunlar,
Avuntulu bir hayatın gel geçine işte böyle bağlanırsak,
Öteki tüketenin yolundayız.
Önder beyin şiirlerindeki derin bilgeliği, okurken düşündürüp, düşünürken yeniden okutmasını seviyorum.Topluma verdiği mesajları seviyorum. Felsefeyi şiir diliyle, abartmadan yapmasını seviyorum. Kutluyorum... Nicelerine...
Yüreğinize sağlık Önder Karaçay Üstad,derin anlamlı etkili ve güzel şiirinizi tebrik ederim,saygılarımla.
Bizim çocukluğumuz bir başka güzeldi, kışları ocak başına sıralanırdık beş kardeş önce ayaklarımızı ısıtır sonra sırtımızı dönerdik ateşe, ninem kestane pişirir, mısır patlatırdı nar keser kuru incir yerdik, mutluyduk hepimiz, yazları bir başka güzeldi yalınayak basardık güneşin yaktığı sıcak kumlara, telden tekerlek arabamız vardı bahçe yollarında sürdüğümüz, teker,çember çevirirdik mutluyduk yine biz. Şimdilerde birbaşka yaşıyor çocuklar bilgisayar başında oynuyorlar artık. İnsanlık ölmüş sanırım dost kalmamış paran varsa hepsi yanında, sonra en ihtiyaç duyduğun anda kimseyi bulamazsın devir menfaat devri artık. Dediğiniz gibi gerçek ayrılık samimiyetin bittiği, dostluğun yok olduğu anda başlıyor.
Kaleminize sağlık...
İnsanlar kendi seslerine dönmeli,
Kendi olamayan birinin öteki olamayacağını bilmeli,
Yoğunlaşan kopuş, ayrılış ve yalnızlaşmanın,
Kucağında artık yer kalmadığını bilmezsek,
Öteki tüketenin yolundayız.
_______Kutlarım anlamlı çalışmanızı düşündürü olduğu kadar etkileyici idi Beğeni
ile okudum ..Kaleminiz tükenmesin
Saygılar
İnsanlar kendi seslerine dönmeli,
Kendi olamayan birinin öteki olamayacağını bilmeli,
Yoğunlaşan kopuş, ayrılış ve yalnızlaşmanın,
Kucağında artık yer kalmadığını bilmezsek,
Öteki tüketenin yolundayız.
çok düşündürücü dizeler...sanırım haklısınız...yüreğinize sağlık Sayın Önder Karaçay...kaleminiz daim olsun...kalbi selam ve saygılarımla...
nsanlar kendi seslerine dönmeli,
Kendi olamayan birinin öteki olamayacağını bilmeli,
Yoğunlaşan kopuş, ayrılış ve yalnızlaşmanın,
Kucağında artık yer kalmadığını bilmezsek,
Öteki tüketenin yolundayız.
----Önder hocam bu çalışmanızı beğeniyle okudum ,insanların kendilerine olan güven ve itimatlarını sevgileri belirler ,sizi ve eserinizi yürekten kutluyorum .
İnsan önce kendini tanımalı önce kendi sesini dinlemeyi bilmeli taşıdığı duygulara anlam verirken yanılmamalı... evet bizler benzer duygulara sahip benzer düşler kuran her an bir yerlere varmaya çalışırken aynı anda eksilen varlıklarız.. Dış çevrenin gürültüsü içerisinde o ötekilerin sesleri benliğimizi kaplarken düşüncelerimiz tozlaşırken asıl duymamız gereken iç sesimizden uzaklaşıyoruz... Belki istemediğimiz şeyleri duymaktan korktuğumuzdan, belki yoksulluğumuzu görmekten korktuğumuzdan zaman içinde sahte gülüşlerin ardına saklanıp göz yaşlarımız içimize akıtıp hayat o ötekilerin elinde tuttuğu zamanmışçasına özgürlüklerimizi kısıtlayıp hayallerle umutlarla ve geçmişe takılıp kalan yürek sesleri yalnızlıklar özlemlerle an’ ları kaybederek yarınlara gitme derdindeyiz...
Ne çok taş var hâlbuki ki ayağa takılan. bıraksak bizim yolumuzda mevcut çakıl taşlarını ezeriz de nedense o ötekilerin yolundaki yosunlu kayaları aşmaya kayıp düşmeye razıyız...
Ne çok sorgulanması gereken durum var.. geç kalmadan bir yerlere sığınmadan ayrılıkların ıssızlıkların ardına gizlenmeden...Eksikliklerimizle buyum diyebilmek…O eksiklikleri kendi bilincimizle tamamlayabilmek….İpin ucunu hiç bırakmadan başkalarına devretmeden…
Sorun uygun sözcükleri bulmak ya da bulmamak değil sorun samimi duyguları yakalamak Hayatı mat gri cılız görmek değil renkleri olanca parlaklığıyla görüp o başkalarına izin vermemek…Toprak kadar samimi olabilmek…Yoksa yaşam her şekilde taşır bizi…Yorulmadan bıkmadan ama aldatarak…
Derindi.. Derine indikçe kaybolacak kadar derindi…
Kaleminize yüreğinize sağlık. Beğeniyle okudum.. Ve yakalayabilmeyi umdum derinlikte ki sesi..
Saygılar..
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta