Ne kaldı geriye bir çorak tarla
Yuvarlan içinde dön Hasret emmi.
Enini boyunu ölçerek turla
Baş döner kaybolur yön Hasret emmi.
İyi kötü çoluk çocuk büyüdü
Bir sen kaldın bir sen
Yanımda bir sen.
Dokunsan ağlarım
Ah! bilebilsen.
Bir sen kaldın bir sen
Suskunluğumda.
Saygıdeğer dostlarım;
2007 yılında, Azeri Türkçesi Karapapak/ Terekeme şivesiyle kaleme almış olduğum, “Bir Köyün Hikâyesi” isimli öyküden sizlerle bir şiir paylaşacağım.
Yaklaşık yirmi yıl önce yirmi yaşlarında, köyünden ayrılıp, her Anadolu çocuğu gibi o da hayatına bir düzen vermek için, gurbete gider. Sıla hasretine yirmi yıl aralıksız dayandıktan sonra, kırklı yaşlarda köyünü ve anne baba kabrini ziyaret etmek için, bir yaz tatilinde köyüne gelir. Ancak hiçbir şey bıraktığı gibi değildir. Köyler boşalmış, terk edilmiş, cıvıl cıvıl yerler harabe halini almış. Kahramanımız köy çocuğu dağı ovayı gezeyim derken, bir dere kenarında bir pınarın başında oturur. Etrafı seyrederken uzaktan bir yaşlı adamın geldiğini fark eder. Ancak gelen zati muhteremin kılık kıyafeti hiçte bulunduğumuz çağın kıyafetine benzemez.
Ayağında çarık, başında kalpak, üstünde uzun bir palto, elinde sopa yaklaşık 80-85 yaşlarında nur yüzlü ak sakallı bir dede. Dedenin selamıyla, köy çocuğu selam alır selam verir. Dede pınardan bir su içtikten sonra, köy çocuğuna hangi köylü olduğunu ve bu ata topraklarını neden terk ettiklerini sorar. Sonra köy çocuğu bu kişiye kim olduğunu, nereden geldiğini nereye gittiğini ve nereli olduğunu sorar.
Dede şöyle der;
(Anadolu Grubunda yapılmıştır)
Bahar geçti geldi yine karakış
Yüklemiş beyazdan yekunu dağlar
Eteğinden zordur zirveye çıkış
Eklemiş üst üste yükünü dağlar ___Yener Sezgi
Dağa inen ak bulutlar ya kar’sa
Hazan başlar menekşeyi yakarsa.
Bir mazlum ki seherlerde yakarsa
Bahar gelir hüküm yemiş sürgüne.
Yaslanırsam kabir diye sinene
Sohbetin ehlini etsem mi davet,
Gelip de muhabbet düzer mi bilmem.
Eğer ki cevabı olursa evet
Soracağım sual üzer mi bilmem........... Sezginî
Bizi sohbet ehli gördüysen eğer,
Ariflerin meclisinde
Dil olur Âşık Cinasi
Şiirin de tecnisinde
Sel olur Âşık Cinasi___Abşari
Öğretmendir çeker başı
(Gülce-Triyolemsi/ Üçleme)
Gece yürür ay'la güzel
Gezme burda yay'la güzel.
Saldın derde yürek sızlar
Uçurum doğurdu aylan
Yurdumuzda şek bıraktı
Dağa çekildi küheylan
Sırtımızda yük bıraktı
Doyamadan uykusuna
Akıbetin kara toprak aldanma şan'a gönül
Gafil olma hazırlık yap ebedi han'a gönül
Sıdk-ı cenan olup yalvar, rahmeti bol Mevla'ya
Yoksa eli boş gidersin yüce divana gönül.
Kâr eder mi bilmem sana, her ettiğim nasihat
YENER SEZGİ' NİN ŞİİRİ ÜSTÜNE BİR TAHLİL
Mustafa CEYLAN
********************
ELÂ GÖZLERİNİN NAZARINDAYIM
Elâ gözlerinin nazarındayım,
Üstümden seyrini, kaçır yavaşça.
Bir kara sevdanın pazarındayım,
Doldurup badeyi, içir yavaşça.
Geriye dönemem, yı ...
mesaj verme kaygısı ile bazı mısralar biraz zorlama olmuş,şiirselikten uzaklaşılmış
BURAM BURAM HASRET...ÖZLEM KOKAN ÇOK GÜZEL BİR ŞİİR OKUDUM TAM PUAN SAYFAYA TEBRİKLER YAZAN GÖNÜLE...KALEMİNİZ DAİM OLSUN....