Yazmalı mıydım sokaktan geçerken
Adının düştüğü su birikintisine
“Boğuluyorduk
Ve gören olmadı”…
Vicdani bir saflık hayaliyle
Ölümün kucağına bırakılan
tanrıçalar/sevdaları
göğe yapıştılar
Yüklü bulutlar.....
Ney/di derman! /?
A/yar yoksunu kelam
S/us ki k/ansın
Y/ansın y/alan! ! !
beyaz çarşafın
serin teninde uzanıp
vurup da
uçuşan tülleri bedene
iç geçirirken
sen
şu serin sonbaharın
tenimde yangınlardan korla
kavrulan iç derecemsin
konuş...
Müjdelerin hevesi kursakta
Şiir doruktaysa
İyi tarafından bakmak
Düş en düş saymak
Lazım
Büzülmüş nar çiçeği dudaklardan dualarla düşüyor derine
Tutunamıyor kendini kaybeden eller
Göğse inme sevgiler gibi
Kasılmış titremelerle gülüş dönüyor aşka
'Tanış '
Der gibi…
nardan gebe gecemde
höl kuytusunda zahir’im
sır kadeh gözlerim de
mey mayası üzüm
Kül tozları ateşten düştüğünde
Bir tütünlük tümlüğümüz gelir aklıma
Dolunan fistansı hayatı
Bir parça basmaya değişmek gibi
uzunca bir hikayeyi anlatıyor çam
titreşirken dalları
usul usul
uzaklardan flüt sesi eşliğinde
toprak yaşından tütüyor
buram buram
Israrla takip ediyorum şiirlerini. Siteye şiir eklemediği gün kendi kendime neden eklemediki sinirlendiğim nadir şairlerden biri. Güzel yazıyor.. Alıştıktan sonra tarzına bırakamıyorsunuz... Tebrikler Yasemin Hanım...