Hayat yorgunları durağında iki ayaklı bastonlar
Reklam panosu konuşuyor beklemeler ardından
__Al beni, al beni, al beni
Çok da sıcak
Bu güneşi kim tutacak?
hasreti bölüyorum
bir parça yüzüme
bir parça yüzüne
bulamacı sıvıyorum
________saklıyorum
Uzun uzadıya bir dökülme bu sırt ortasından
Parmak uçlarının toza çalan masa üstlerine dokunuşu
Yalınayak kuş tüyü yorganda kıvrılmalar
Usulcacık kedi kulağına parmak dolamalar
Sırf his
Sade sükut dedikleri
Ben durdum
Uzun yollara attığın her adım
Ardına akan yaşlarım
Çöller yatağıma serdim
Şimdi serin sonbahar, kış yüzü dönük ahir
Sıcaklığına tepindi, yaz bilmezken safir
Gözden göze akamadı, ılınmışken nehir
Şimdi buz kesti donuyor, s/özden ırak şehir
İçim içime inliyor, dön geri dön kızıl dudak
Yürürdü pembe düşler patikasında
Çakıl taşları ışıldarken davetkar
Çıkınında üç öğün tebessüm
Aksatmadan doldur boşalt
Seçtiğimiz bedellerle suç olmuşsak eğer
Yanlışlığı son arama, kör değildir kader
Dokunduğun her neşeden gam çalmışsan eğer
Nazar sayma ellerden, özrün özüne değer
İnsan dediğimiz sen ben onlar hepsi bir
Yansımasından şevk ile
Ayna sırrından maviler bulutu
Kedi adımlarına sarmaşık eşiklerde
Endişeler sürünür şiveye pır pır
Kekeme düşler gülüşleri
Sızıları kavurdu güneş gerisinde
Yaprak dökümü sonbaharın
Çatırdayan çatlak derisine
Selam çaktı toprak
Bereket namına yağan yağmura
Her düzlükte bir çukur
Vedalar içinden tırmandığım
Tepelere vurdu gözüm
Bir zirve bulamadım
Girmekten korktum
Israrla takip ediyorum şiirlerini. Siteye şiir eklemediği gün kendi kendime neden eklemediki sinirlendiğim nadir şairlerden biri. Güzel yazıyor.. Alıştıktan sonra tarzına bırakamıyorsunuz... Tebrikler Yasemin Hanım...