Dipsiz kuyunun dibinde
Susuz, ziyasız bir inde
Bir kervan bekliyorum
Yer gök kızıla boyanmış
Bıçak boğaza dayanmış...
Kardan ovada konacak yeri yoktu
Yormuştu göklerin ağırlığı
Tüyden kanatlarını…
Belki açtı, susuzdu…
Kardan ovada çalılar bile buzdu
Sadece kara yollar,
Dünya derler sevimli bir kurt eniği
Kabuk güzel, içi bütün kurt yeniği
................................................
Bir tepe gösterin aşılmadık
Baharda yamaçlarım
Güz ile karışıyor
Ağarmakta saçlarım
Canhıraş yarışıyor
...................................
Ne hoş şey şu yaşlılık
Başta demet demet beyaz saçlar
Yüzde vadi vadi kırışıklar…
İki kat gezersin
Belki dala benzersin
Ama oturma önceliğin olur
Sonunda bunu da yaptın ya bana
Helal olsun
Bir başıma bırakıp gittin
Beni bu odada,
Beni bu evde,
Beni bu şehirde…
Taşların canı olsaydı
Ne acılar çekerdi mermer
Heykel oluncaya kadar
Ve bir canlıya benzeyebilmek için
Canından olurdu
Zaman bir uçsuz deniz, insanlar birer gemi
Kimdir usta yüzücü, belli midir acemi
Kâh durgun durur deniz, kâh biraz dalgalanır
Yürüyen gemilerdir, denizi akar sanır
Bir çift kanat bulsam
Turnaların geçtiği yerden
Bir güzel kanatlansam
Turnaların uçtuğu yere
Ne arkamda hüznün kırıntısı
Ne beklese önümde hahişgerler…
Anamız Havva, babamız Âdem
Göçeceğiz, dünyaya doğduk madem
Son karede son ifadem
Azrail ruhumu gündüz alsın Allah’ım
Gözlerimde birer damla ışık kalsın Allah’ım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!