Ömrüm geldi geçti, bitti şurası.
Kalmadı işaret ve parolası...
Kırk yedi, doksan beş çıkış noktası,
Sen ki şimdi beni bilecek misin?
Seni özlemekle geçerken ömrüm.
Sana uzaklardan sesleniyorum,
Hasretlik surama çitibe ogum.
Gelmek itiyorum gelemiyorum,
Ayrilik babani yikti be oglum.
Bu kaçinci gurbet sayamadim ben,
Derdimi anlatam ben hele önce,
Üstünde bir düşün az arzuhalci.
Bu dava çok büyük diyorum bence,
Tüm dertler yanında vız arzuhalci.
Neden Asi?
Oğlan asi,kız asi.
Bilinmez neden asi?
Kıvrılır yılan gibi
Akar gider su asi.
Can Tatar’dan kement var,
Dolaştım,
Nehrin iki yakasını
Köprü korkuluk demirlerini,
Vali Göbeği’ni,
Açıkhava müzesini,
Ve Harbiye’yi
BEBEK HASRETİNLE BEKLEDİM SENİ
KOL KANAT GEREREK BESLEDİM SENİ
ALLADIM,PULLADIM,SÜSLEDİM SENİ
NE YAZIK;
AL BEBEK,GÜL BEBEK DİYEMEDİM OY!
BEN,SENİ DOYUNCA SEVEMEDİM OY!
Ne mutlu,
Ah ne mutlu!
Ne mutlu size.
Dilerim,
Gölge düşmesin üstünüze.
Mesut olup, gülesiniz.
Revan oldum kaderimin yoluna
Sarp dağlara çekip azdırma gönül.
Hayranidim yaşamanın tadına,
Esip ortalığı tozdurma gönül.
Şarkılara söz olmuşsun.
Yüreğime köz olmuşsun.
Yaban değil öz olmuşsun.
Nasıl silem seni gönül?
Gönül gönül seni gönül.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!