Veli Bilici Şiirleri - Şair Veli Bilici

Veli Bilici

Gözden gönle akan parlak feraşin,
Ruhu aydınlatan aysın, güneşsin.
Dikenler içinde saklı bahçesin,
Senin adın gülüm, gül olmalıydı.


Devamını Oku
Veli Bilici

Sevmedi hiç kimseyi,
Sevmedi, sevemedi.
Aklını sevdiği kadar,
Sevmedi hiç kimseyi.

Aklını sevdiğim adam.

Devamını Oku
Veli Bilici

Bir sen,
Bir ben,
İki ikimiz.

Seni
Veya

Devamını Oku
Veli Bilici

SENİ UNUTMAYACAĞIZ

Bir Ağustos ayının belki de en sıcak günlerinden birini yaşıyordu, küçük kasaba. Dışarıda sarı sıcak kasıp kavuruyordu ortalığı. Sıcak nedeniyle günün bu saatlerinde çok az insana rastlanırdı kasabanın küçük ve de tek olan bu caddesinde. Bu insanlarda caddenin kuzeyindeki büyük bir anıt gibi duran ceviz ağacının gölgesinde sohbete dalarlardı. Bu sohbetlerde çocukluk hatıraları, gençlik ve askerlik hatıraları, köy düğünlerinde yaptıkları güreş hatıraları dile getirir, bazen de ondan bundan dedikodu ederlerdi. Hele Hışır Memiş’ in Kâtip Mehmet Emmi’nin, Ali Ağa’nın, Menendiz Osman’ın sohbetlerine doyum olmazdı. Bu hemen her gün böyleydi. Bugün de böyle, yine etraf sessiz ve sakindi zaman zaman Deli Osman’nın attığı kahkahalar haricinde.Bir de kahveci Yılmaz’ ın cırtlak bir sesle “taze çay, taze çay” diye bağırmasını bir yana bırakırsak tabi...
Bu sessizliği kazadan gelen arabanın caddede durması ile inen yolcular ve onlara doğru koşan çocuklar bozdular. Adam önce pek bakmak istemedi. Fakat merak etmediği de söylenemezdi. Merak bu ya ister istemez ayakları adamı pencereye kadar sürükledi. Zaten alışveriş de olmuyordu dükkanda içeride otursa ne olacaktı. Başını pencereden dışarı uzattı. İlk gördüğü Mustafa Çavuş’un Mustuk oldu. Mustuk çok uzun olmayan boyuna rağmen iri yapılı yirmi beş, yirmi altı yaşlarında bir köy delikanlısıydı. Bereket ki baba tarafına çekmemişti, baba tarafına çekmiş olsaydı ondan dev diye bahsetmek gerekirdi. Rahmetli Latif edesi öyleydi. O’nun için bütün kasabalı ah çekerdi. “Ah Latif ah, kansere yenilecek adam mıydın sen” derlerdi. Mustuk, her zaman ki haliyle yılışarak adama seslendi:
-Bree yeğenim, buraya gel hele arabadan üç tane gavur indi, hepsi senin adını söylüyor da başka bir şeycik demiyor.
-Geliyorum dayı deyip Mustuk’la birlikte arabaya yaklaşırken Mustuk,arabadan inenleri işaret ederek:

Devamını Oku
Veli Bilici

İnsan hakkı diye figan edenler.
Kulağınız sağır,kör müsünüz siz?
O kanaldan bu kanala gidenler,
Amerikan uşağı, sör müsünüz siz?


Devamını Oku
Veli Bilici

Senelerce geldim geçtim.
Karamürsel seni seçtim.
Ateşten ateşe düştüm.
Söyle can, cananın var mı?


Devamını Oku
Veli Bilici

Beni böyle yalınız,
Bırakıp da giderken,
Hiç vicdan azabı,
Duymayacak mısın?

Soruyorum şimdi;

Devamını Oku
Veli Bilici

Hakikat okudun öğrendin cüzden.
Gönül can dostuna küser mi özden?
Bilik, koca çınar O zaten bizden,
Divana durana izin olur mu?


Devamını Oku
Veli Bilici



Aglayacaksan;
İlkbahar
Ya da
Sonbaharda gel.

Devamını Oku
Veli Bilici

Gönül Harmanı'nda saman olmayı,
Arzuladı,arzuladı bu gönül.
Sevgi yumağına kelep olmayı,
Arzuladı,arzuladı bu gönül.

Mahabbetin sofrasında yanmayı,

Devamını Oku