Var Git Yoluna
Bu bir veda cümlesi değil…
Bahsedeceğim hikâye, derin bir geçmişin izlerini taşıyor.
Karanlık bir geceden sesleniyorum size,
Ayın solgun ışığı, yüzüme vuran matemle dans ediyor.
Hüzünlü bir günde,
Size adıyorum sessizliklerimi…
Yarım kalan sevdalarımı,
Art arda yıkılan hayallerimi.
Siyahın tonuyla döküyorum gözyaşlarımı sayfalara.
Kalemim bile bugün bana küsmüş,
Dilimse suskun.
Tutamıyorum kendimi,
Yazıyorum…
Acılarımı,
Yüreğimi lime lime eden vefasızlıkları,
İçime çöken haykırışları,
Geçmişimde kalan o gözleri.
Atıyorum kendimi derinliklere,
Issız dalgalara,
Heyelanlara,
Depremlere...
Ve kalbimi yıkıyorum
Göğüs kafesimin tam ortasından.
Ciğerim delik deşik olmuş,
Bir sevdanın tam orta yerinde.
Yalnızlığıma çare olmayan bir hastalık gibi
Kök salmış içime.
Beni her gün biraz daha eriten bu sevginin adını
Bilmediğim efsanelerden öğrendim.
Adımlarımı bastığım her kaldırımda
Kırıntılarını gördüm.
Köşe başında sessizleşen bir kadının gözlerinde,
Feryadı dillere destan
Üç kuruş için bağıran bir simitçinin
Yorgun umudunda gördüm aşkı.
Ben, "Ben!" dedim.
"Sus!" dedim.
"Yan!" dedim.
"Bağır!" dedim…
Yeri göğü inle dedim.
"Sen kimsin ki?" diye haykırdım!
Bir dilencinin boş elindeki umut,
Bir kadının kucağındaki bebeğin aç bakışı kadar
Kendini parlatıyorsun.
Meğer bu acının tarifi,
Aşk imiş…
Üç harfin nelere mâl olduğuna bak!
Yürümekten tükenmişsin…
Sanki darağacına giden bir mahkûmun
Son arzusu gibisin.
Hayalinde volta ata ata
Uyanıyorsun geceleri,
Soluk soluğa,
Teri gözyaşına karışmış…
Var git yoluna!
Boyun eğme bu deryaya.
Düştüğün kıvılcım,
Alev olur, kor olur, kül olur sonunda!
Bak, gör…
Aşk sana ne etti?
Ne oldun sen?
Kimleri çıkardın hayatından?
Kimlerin mezarına nutuk okudun?
Kimlerin selamını kestin?
Kimlere vaat ettin hayatı?
Aşk, dökülmekmiş bir bir…
Aşk, ateşlerde yanmakmış…
İsyan etmekmiş,
Susarken içten bağırmakmış,
Yok olmakmış…
Hayalmiş,
Masalmış aşk!
Var git yoluna, kurban olduğum!
Kimleri gördük biz, kimleri…
Ateşsiz odunlarda cayır cayır yanan…
Etme, vazgeç artık bu gönül deryasından!
Şerbet zehir olmuş,
Tuzu kül olmuş…
Kalbi taş,
Gözleri kör,
Nefesi dağ gibi ağır bir çağ olmuş aşk!
Vazgeç artık!
Bu aşk dediğin…
İçinde mezar olan bir rüya!
Yırt at!
Uçurumların en dibine savur!
Uyan!
Büyüsüne kapılmış bu dünyanın cehaletine bırakma kendini.
Var git yoluna!
Sen ne arıyorsun?
Aşk mı bu dipsiz çukurda aradığın?
Ne Aslı kavuştu Kerem’e,
Ne Mecnun ulaştı Leyla’sına…
Sen de…
Sen de belanı mı arıyorsun bu sevgide?
Var git yoluna.
Var git yoluna!
Mehmet Bildir (PirŞair)
14.11.2024
Kayıt Tarihi : 25.11.2024 23:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
#pirsair#
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!