Gözlerinden Düşen Sessizlik
Dökülen her takvim yaprağı,
yüreğime saplanan suskun bir oktur.
Eğer beklediysen,
ve gittiğin yollarda beni aradıysan,
Gidişin sessiz oldu,
Ne bir veda, ne bir açıklama…
Sadece baktım ardından,
Ve sustum…
Nasıl Başlayacağımı Bilmiyorum
Nasıl, nereden başlayacağımı bilmiyorum,
Elinin sıcaklığı nasıldır, onu dahi bilmiyorum.
Seni sana nasıl anlatacağımı da bilmiyorum;
Kalbinin sesini, gözlerinin rengini, saçlarını...
Bu hayatta değişen hiç bir şey yok,
Ne zaman,
Ne dünya,
Değişen tek şey insanoğlu,
Hickimse bırak kendini taşımayı,
Yürümek için bile zorluklar yaratan insanlara edebin ne olduğunu öğretmeye calisiyoruz,
Hiç Başlamamış Bir Aşkın Cenazesi
Gecenin en kör saatinde
Suskun bir ay ışığı düşer gözlerime,
Ve seninle dolu binlerce sessizlik,
Bir ağıt gibi çalar ruhumun kapısını.
Mavi ve Albatrostun Hikâyesi
Bir gün…
Bir kadın, bir adama:
“Çıkar şu efkâr kokan hırkanı üzerinden...”
diye fısıldadı — bakışlarını kaçırarak.
Anladım ki...
Anladım ki ihanet, sevginin en büyük celladıymış.
Bilir misin,
senin yokluğunda hazan düşmüş topraklara.
"İnsan bir gün, herkesin gözü önünde değil, kendi içine doğru sessizce kaybolur. Ne bağırır, ne anlatır. Çünkü bazı acılar sesle değil, susarak büyür. Bazı yorgunluklar uyuyarak değil, kimse görmeden kendini unutarak geçer. Ve bazı ayrılıklar, arkadan değil... göz göze yaşanır. İşte o an, kim olduğunu, neyi kaybettiğini, kime ne kadar fazla gittiğini anlarsın. Ve o zaman anlarsın... Gitmek, hep ayaklarla olmaz. Bazen en sessiz vedayı kalbin eder. Kimse duymaz ama senin içinde bir ömür yankılanır."
— Mehmet Bildir
İz Bırakmadan
Sustum.
Ne zaman?
Sesimin yankısı duvarlardan dönmemeye başladığında,
Sessizliğin En Soğuk Yüzü
Kadın...
Bir adım gibi yazdım seni kaderime,
Her harfiyle gözyaşı döküldü alnımdaki çizgilere.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!