“el ile müdahale “ şiddet kapsamına alınıp,
“dil ile müdahale“ kişisel özgürlükler alanına saygısızlık
sayıldığından dolayı
bugün için pratikte karşılığı olmayan(!)
farzlarımızdan biri!
psikologların çoğunluğuna göre
ailede değer verilmeden ve
varlığına aldırılmadan büyütülen çocukların
ileride edindikleri duygular..
..kendi kendilerine hayran ve aşık olma..
fezayı fethe çıkan ve günde
1,5 milyar doları askeri harcamalara ayırabilen insanoğlunun,
yeryüzünde doğrudan veya dolaylı olarak
açlıktan yılda 17 milyon çocuğun
ölümüne seyirci kalması/
kalabilmesi!
sosyal hayattan men edilmiş,
tamamen vicdanlara terk edilmiş bir din
Allah’ın dini değildir..
bir kişinin kalbinde hangi tür duygu ve inanç bulunursa bulunsun,
beyninde hangi fikir bulunursa bulunsun,
bunları fiiliyata dökmediği, eyleme dönüştürmediği ve davranışlarına
yansıtmadığı müddetçe, sırf bu duygu, düşünce ve malumatlara
sahip olduğundan dolayı ibadet eden kişi olmaz..
yani yaratılış gayelerini terk eden, yükümlülüğünü yerine getirmeyen,
reddeden insanlardır!
ha dinini inkar etmişsin.. ha “içimde yaşarım“ demişsin..
ikisi de bir!
yeni doğmuş bebeğinin kokusunu içine çekemeden
onun kanıyla tanışan anneler...
gözünün önünde evladının, bedeninin
kurşunlarla parçalanmasına şahit olan babalar...
annesini, babasını hiç görmemiş ya da her an onları
kaybetme korkusuyla yaşayan(!) çocuklar...
yanıbaşlarında vuku bulacak felaketlerde
birbirlerini kaybetme, evlerinden olma,
sakat kalma tedirginliğiyle uyuyamayan insanlar...
açlıktan karınları şişenler...
susuzluktan kıvrıldıkları yerden kalkamaya
mecali olmayanlar...
sokağa.. tehlikelerin kucağına
terkedilmişler..
barınaksızlar...
...
bu cümleyi hangi sıklıkta
tekrar ediyorlar
acaba?
bir zamanlar yükseklerde,
çok yükseklerde,
çok çok yükseklerde söylenen bir söz vardı.,
”Adalet mülkün temelidir “
...düşüyoruz, düşüyoruz!
aşağılara, daha aşağılara,
daha da aşağılara doğru düşüyoruz
yere çarpınca etrafımıza bakınıyoruz..
düştüğümüz yerde, fabrikalar harıl harıl çalışıyor ve
fabrika bacalarından çıkan dumanlar,
havada kavisler çizerek
şu ifadeyiri yazıyor.,
hristiyanlık,
“kilise buzdolabı”na koyulan bir cenazeye dönüşmüş
aktivitesini yitirmiş...
batılılar hristiyanlığın doğurduğu boşluğu doldurmak,
kitleleri ayakta tutabilmek ve yönlendirebilmek için
yeni hedefler ve ideolojiler, modern ilahlar
arayışındalar... sonuç.. ortaya çıka(rıla) n
bir çok beşeri sistem ve bir çok uydurma din...
“bakınız; “ deyip örnek vermek konuyu ziyadesiyle uzatacaktır
geçelim…
bilgi,
kendi başına masum bir varlıktır..
onu kullananların niyetlerine göre melekleşir veya şeytanlaşır!
bilgiler uzun süre tarafsız kalamazlar, onları yorumlayanların
dünya görüşlerinin rengine bürünürler..
ve.. islam'ın dünya görüşüyle tahlil ve terkip edilmedikçe de
ferdin zihninde, toplumun kurumlarında sadece
karışıklık ve bölünmelere yol açan
bir yük olarak kalır!
“Allah’ım bilgimizin son noktası dünyadan ibaret olmasın”
bir insanın şahsiyeti elinden alındı mı,
artık onun güdümlü bir hayvandan farkı kalmamıştır…
hangi düdüğü verirseniz onu öttürür..
hangi dine boyun eğdirmek isterseniz artık o dine secde etmeye başlar…
hangi kitabı “oku” derseniz, onu okur;
kitabın içeriği yalan bile olsa, onun görevi okumak olduğundan,
o görevi yerine getirir ve çoğu kez de ne yaptığını anlamaz…
onun görevi, -sınıfı ne olursa olsun- efendilerinin, patronlarının, başkanlarının
yaptıklarının propagandasını yapmaktır…
onun içindir ki; sömürü mekanizmaları sömürmek istedikleri
insanın elinden önce şahsiyetini alırlar
sonrası kolaydır….
münkeri seyrederken imanın en alt basamağı olarak tarif edilen
“hiç olmazsa kalp ile karşı durmak” aşaması...
burası iman gediğinin en dibi...
burası kalbin yerinde durup durmadığı aşaması...
“kalbinle buğzet”... rahatsızlığını hissettir... kalbi bir direniş geliştir.
imanın en zayıf noktası…
kalpte günaha buğz da kalmamışsa artık savaş hepten
kaybedilmiş demektir...
vurdumduymazlık...
kalp teslimi silah etmiş oluyor...
türkçesi kalp düştü demektir!
bu da bir diğer dinin adıdır
dinin salt anlamı 'yol' olduğundan 'dinsiz' insan yoktur...
kişi muhakkak bir düşüncenin, fikrin, yasanın peşinden gider
izlediği, üzerinde bulunduğu yol onun dinidir
arkadaşlarımla bir günümüzü oradakileri ziyarete ayırmıştık
bir selam... bir tebessüm... bir küçük ikram... gönülden bir muhabbet
değerleri, içlerinde anlatınlar onların terk edilmelerine, tozlanmalarına engel olamamış
kitaplar gibiydiler... sararmış, uçları kıvrılmış kitaplar
ve her biri haykıran ayrı birer acıydı yüzlerindeki çizgiler
sonra elleri titrekti... yıllar derin izler bırakmıştı belliydi
yarınımız! .. nasıl bir muamma böyle
ömrünü ailesine adamış yedi çocuklu ev hanımıyla
ömrünü hosteslikle geçirmiş yedi dil bilen iş kadını
yan yanaydılar... üzerlerinde oturdukları kanepe de anlam verememiştir
bu duruma eminim... farklı yaşamları engel olamamıştı böylesi ortak bir sona...
içlerinden “böyle mi olmalıydı” der gibiydiler... böyle mi
öyleydi ve oldukça hazindi...
ama ben asıl gözlerini anlatmak isterdim... dile dökülemez, kelimelerle ifade edilemez acının taşıyıcıları olan gözlerini...
anlatmaya çalışmak meşakkat verir... onları arada görüp, bakışlarına orada şahit olmak lazım
zira; gözlerinin izleri durur hâlâ gözlerimde
o zaman gitmiştim... ama şimdi gidilecek olunsa gitmem
bir kere şahit oldum hayatın ve içindekilerin ihanetine... bir daha olmak istemem
bir daha görmek istemem tanımlanması namümkün olan o gözleri
biliyorum... bu sefer çok daha fazla dokunur hâlleri içime
yaşamak daha bir değersizleşir ben de
bu sebeple gitmem... gidemem...
muhkemliğiyle bilinen ey ben! .. değişiyorsun
bilmem farkında mısın! ..
hayata müdahale hakkının
Allah'a ait olduğunu ikrar etmektir...
bu kelime, karar verme ve iş yapma ufkunu açmak için var
işleri ertelemek için değil...
şimdilerde! ..
'hele bakalım yaparız' diyerek aslında
yapmak istemedikleri bir iş için muhataplarını atlatmanın
hesapları yapılıyor...
kimi insanların dilinde, pekiştirme ifadesi olmaktan çıkarılmış,
geçiştirme aracına dönüştürülmüş...
yapmaya gönüllü olunmayan,
yapmaya yanaşılmayan işler için…
'inşallah'
bu ifade, Allah’ın şahitliğinin ve yardımının devreye sokulduğu,
bir dua olarak hayattaki yerini aldığı günleri
özlüyor…
emr-i bil mâruf ve nehy-i anil münker
07.06.2007 - 02:16“el ile müdahale “ şiddet kapsamına alınıp,
“dil ile müdahale“ kişisel özgürlükler alanına saygısızlık
sayıldığından dolayı
bugün için pratikte karşılığı olmayan(!)
farzlarımızdan biri!
narsist
02.06.2007 - 14:52psikologların çoğunluğuna göre
ailede değer verilmeden ve
varlığına aldırılmadan büyütülen çocukların
ileride edindikleri duygular..
..kendi kendilerine hayran ve aşık olma..
çocuktan al haberi
02.06.2007 - 14:17- sen annenden korkuyor musun?
- hayııır!
- neden?
- çünkü been erkeğimm!
- hımmm.. peki erkekler ne yapar?
- döveeer! ! !
şaka gibi
02.06.2007 - 14:00fezayı fethe çıkan ve günde
1,5 milyar doları askeri harcamalara ayırabilen insanoğlunun,
yeryüzünde doğrudan veya dolaylı olarak
açlıktan yılda 17 milyon çocuğun
ölümüne seyirci kalması/
kalabilmesi!
kaldırım
02.06.2007 - 13:33iki adımlık özgürlük
koridoru..
geniş
23.05.2007 - 17:41dünyalarımız geniş
evlerimiz, yollarımız geniş
çevremiz geniş
tüm bu genişlikler içinde gönlümüzde bir darlık
dini içinde yaşamak
23.05.2007 - 17:24sosyal hayattan men edilmiş,
tamamen vicdanlara terk edilmiş bir din
Allah’ın dini değildir..
bir kişinin kalbinde hangi tür duygu ve inanç bulunursa bulunsun,
beyninde hangi fikir bulunursa bulunsun,
bunları fiiliyata dökmediği, eyleme dönüştürmediği ve davranışlarına
yansıtmadığı müddetçe, sırf bu duygu, düşünce ve malumatlara
sahip olduğundan dolayı ibadet eden kişi olmaz..
yani yaratılış gayelerini terk eden, yükümlülüğünü yerine getirmeyen,
reddeden insanlardır!
ha dinini inkar etmişsin.. ha “içimde yaşarım“ demişsin..
ikisi de bir!
insan hakları
29.03.2007 - 04:35müslümanlar
söz konusu olduğunda
anlam ve önemini kaybeden,
ihlal edilmesi anlayışla(!)
karşılanan
kavram
hayat herşeye rağmen çok güzel
29.03.2007 - 04:18yeni doğmuş bebeğinin kokusunu içine çekemeden
onun kanıyla tanışan anneler...
gözünün önünde evladının, bedeninin
kurşunlarla parçalanmasına şahit olan babalar...
annesini, babasını hiç görmemiş ya da her an onları
kaybetme korkusuyla yaşayan(!) çocuklar...
yanıbaşlarında vuku bulacak felaketlerde
birbirlerini kaybetme, evlerinden olma,
sakat kalma tedirginliğiyle uyuyamayan insanlar...
açlıktan karınları şişenler...
susuzluktan kıvrıldıkları yerden kalkamaya
mecali olmayanlar...
sokağa.. tehlikelerin kucağına
terkedilmişler..
barınaksızlar...
...
bu cümleyi hangi sıklıkta
tekrar ediyorlar
acaba?
adalet
29.03.2007 - 03:42bir zamanlar yükseklerde,
çok yükseklerde,
çok çok yükseklerde söylenen bir söz vardı.,
”Adalet mülkün temelidir “
...düşüyoruz, düşüyoruz!
aşağılara, daha aşağılara,
daha da aşağılara doğru düşüyoruz
yere çarpınca etrafımıza bakınıyoruz..
düştüğümüz yerde, fabrikalar harıl harıl çalışıyor ve
fabrika bacalarından çıkan dumanlar,
havada kavisler çizerek
şu ifadeyiri yazıyor.,
”Mülk, adaletin temelidir! ..”
güç
28.03.2007 - 15:34adaletin hizmetinden çıkarılmış,
büyük bir
“zulüm aracı “...
sözlerden vazgeçmek
21.03.2007 - 13:45söylenilenlerin,
“kulak zarında ölüme mahkum edilmiş
ses titreşimleri“ olmaktan
öteye geçmediğine
şahit olunduğunda
vazgeçilir... ama.. vazgeçilen
sadece.. sözler.. değildir! ..
hristiyanlık
21.03.2007 - 13:13hristiyanlık,
“kilise buzdolabı”na koyulan bir cenazeye dönüşmüş
aktivitesini yitirmiş...
batılılar hristiyanlığın doğurduğu boşluğu doldurmak,
kitleleri ayakta tutabilmek ve yönlendirebilmek için
yeni hedefler ve ideolojiler, modern ilahlar
arayışındalar... sonuç.. ortaya çıka(rıla) n
bir çok beşeri sistem ve bir çok uydurma din...
“bakınız; “ deyip örnek vermek konuyu ziyadesiyle uzatacaktır
geçelim…
Teknoloji
20.03.2007 - 15:14korkarım..
bir gün.. hepimiz..
İsmet Özel gibi,
“Teknoloji benden aldıklarını geri versin,
ben ondan aldıklarımı vermeye razıyım.”
diyeceğiz..
bilgi
20.03.2007 - 15:01bilgi,
kendi başına masum bir varlıktır..
onu kullananların niyetlerine göre melekleşir veya şeytanlaşır!
bilgiler uzun süre tarafsız kalamazlar, onları yorumlayanların
dünya görüşlerinin rengine bürünürler..
ve.. islam'ın dünya görüşüyle tahlil ve terkip edilmedikçe de
ferdin zihninde, toplumun kurumlarında sadece
karışıklık ve bölünmelere yol açan
bir yük olarak kalır!
“Allah’ım bilgimizin son noktası dünyadan ibaret olmasın”
sır
13.03.2007 - 05:36ey kanını,
kıymetinden bihaber olup
düstursuzca akıtanlar!
aynaların gazabına uğramaktan
korkmaz mısınız?
şahsiyet
13.03.2007 - 05:15bir insanın şahsiyeti elinden alındı mı,
artık onun güdümlü bir hayvandan farkı kalmamıştır…
hangi düdüğü verirseniz onu öttürür..
hangi dine boyun eğdirmek isterseniz artık o dine secde etmeye başlar…
hangi kitabı “oku” derseniz, onu okur;
kitabın içeriği yalan bile olsa, onun görevi okumak olduğundan,
o görevi yerine getirir ve çoğu kez de ne yaptığını anlamaz…
onun görevi, -sınıfı ne olursa olsun- efendilerinin, patronlarının, başkanlarının
yaptıklarının propagandasını yapmaktır…
onun içindir ki; sömürü mekanizmaları sömürmek istedikleri
insanın elinden önce şahsiyetini alırlar
sonrası kolaydır….
Her yağmur yağdığında
13.03.2007 - 04:12bir avuç hüzün
dökülür
heybeme..
terk i diyar
07.03.2007 - 23:44uzakların çağrısı bölüyorken uykularımı
beyhudeleşiyor
kendime 'dur' deyişlerim
bir gün.. muhakkak
gitmeliyim...
buğz etmek
07.03.2007 - 23:31münkeri seyrederken imanın en alt basamağı olarak tarif edilen
“hiç olmazsa kalp ile karşı durmak” aşaması...
burası iman gediğinin en dibi...
burası kalbin yerinde durup durmadığı aşaması...
“kalbinle buğzet”... rahatsızlığını hissettir... kalbi bir direniş geliştir.
imanın en zayıf noktası…
kalpte günaha buğz da kalmamışsa artık savaş hepten
kaybedilmiş demektir...
vurdumduymazlık...
kalp teslimi silah etmiş oluyor...
türkçesi kalp düştü demektir!
dinsiz
15.02.2007 - 13:39bu da bir diğer dinin adıdır
dinin salt anlamı 'yol' olduğundan 'dinsiz' insan yoktur...
kişi muhakkak bir düşüncenin, fikrin, yasanın peşinden gider
izlediği, üzerinde bulunduğu yol onun dinidir
çarpıklıklar
15.02.2007 - 13:17dünyada milyonlarca insan açlıktan kıvranırken
ABD’de 50 milyon insanın zayıflamak için yılda 32 milyar dolar gibi
korkunç bir masrafa girmesi...
Huzur Evi
13.02.2007 - 21:49arkadaşlarımla bir günümüzü oradakileri ziyarete ayırmıştık
bir selam... bir tebessüm... bir küçük ikram... gönülden bir muhabbet
değerleri, içlerinde anlatınlar onların terk edilmelerine, tozlanmalarına engel olamamış
kitaplar gibiydiler... sararmış, uçları kıvrılmış kitaplar
ve her biri haykıran ayrı birer acıydı yüzlerindeki çizgiler
sonra elleri titrekti... yıllar derin izler bırakmıştı belliydi
yarınımız! .. nasıl bir muamma böyle
ömrünü ailesine adamış yedi çocuklu ev hanımıyla
ömrünü hosteslikle geçirmiş yedi dil bilen iş kadını
yan yanaydılar... üzerlerinde oturdukları kanepe de anlam verememiştir
bu duruma eminim... farklı yaşamları engel olamamıştı böylesi ortak bir sona...
içlerinden “böyle mi olmalıydı” der gibiydiler... böyle mi
öyleydi ve oldukça hazindi...
ama ben asıl gözlerini anlatmak isterdim... dile dökülemez, kelimelerle ifade edilemez acının taşıyıcıları olan gözlerini...
anlatmaya çalışmak meşakkat verir... onları arada görüp, bakışlarına orada şahit olmak lazım
zira; gözlerinin izleri durur hâlâ gözlerimde
o zaman gitmiştim... ama şimdi gidilecek olunsa gitmem
bir kere şahit oldum hayatın ve içindekilerin ihanetine... bir daha olmak istemem
bir daha görmek istemem tanımlanması namümkün olan o gözleri
biliyorum... bu sefer çok daha fazla dokunur hâlleri içime
yaşamak daha bir değersizleşir ben de
bu sebeple gitmem... gidemem...
muhkemliğiyle bilinen ey ben! .. değişiyorsun
bilmem farkında mısın! ..
inşallah
31.01.2007 - 23:23hayata müdahale hakkının
Allah'a ait olduğunu ikrar etmektir...
bu kelime, karar verme ve iş yapma ufkunu açmak için var
işleri ertelemek için değil...
şimdilerde! ..
'hele bakalım yaparız' diyerek aslında
yapmak istemedikleri bir iş için muhataplarını atlatmanın
hesapları yapılıyor...
kimi insanların dilinde, pekiştirme ifadesi olmaktan çıkarılmış,
geçiştirme aracına dönüştürülmüş...
yapmaya gönüllü olunmayan,
yapmaya yanaşılmayan işler için…
'inşallah'
bu ifade, Allah’ın şahitliğinin ve yardımının devreye sokulduğu,
bir dua olarak hayattaki yerini aldığı günleri
özlüyor…
Toplam 199 mesaj bulundu