Fatih Yılmaz Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • billy elliot

    28.09.2006 - 02:56

    hoş film...

  • kült film

    27.09.2006 - 03:15

    'Pierrot le fou' (1965)

    Jean-Luc Godard

  • kült film

    27.09.2006 - 03:12

    'Waltz of the Toreadors' (1962)

    John Guillermin

  • kült film

    27.09.2006 - 02:24

    'Sex, Lies, and Videotape' (1989)

    Steven Soderbergh

  • alacakaranlık kuşağı

    27.09.2006 - 02:18

    çocukken trt'de kaçırmadığım dizi...

    dizi başlarken başta çalan müzik acayip korkunçtu...o kısım geçene kadar başka odaya geçerdim...bizim ağabey de ondan sonra çağırırdı beni...

    neyse efendim...

    bir dizi daha vardı trt'de...uzaylılar dünyayı işgal etmeye çalışıyorlardı...bazı insanların içine giriyorlardı...karnından el çıkıyordu...3 parmaklı yeşil...ne korkunçtu yav...terminatördeki kadın oynuyodu galiba...bir de 'ziyaretçiler' vardı...
    bir de galiba şov tv'de 'yaratıklar' diye bir dizi vardı...her bölümde ayrı bir hikaye anlatılıyordu...bir tanesi aklıma geldi şimdi...adam bir odaya giriyordu...odada da kocaman bir örümcek ağı...adam da onu yatak zannediyordu...cumbullop ağa atlıyordu...sonra örümcek geliyordu...sonra ne oluyodu...unuttum...galiba birisi kurtarıyordu onu...bir düğmeye mi ne basıyordu...örümcek bir yere sıkışıyordu...

    alacakaranlık kuşağından da bir bölüm aklıma geldi şimdi...bir adam kemik koleksiyonu yapıyordu...galiba insan kemiği...en sonunda konu kahramanının nasıl oluyorsa bütün kemiğini alıyordu...adam star wars'taki o peltek yaratığa benzer bir şeye dönüşüyordu...şimdi komik geliyo ama sen o zamanki çocuğa sor onu...

    bir de ali poyrazoğlunun skeci vardı...mesaj...masajjjjj...neydi ya...zırt pırt veriyorlardı...mavi bir giysisi vardı...

    bir de ramazanda 'güler misin ağlar mısın' vardı...sahurda...

    kıymalı yufka-güler misin ağlar mısın...

  • kült film

    26.09.2006 - 20:13

    'The Awful Truth' (1937)

    Leo McCarey

  • dido

    26.09.2006 - 03:27

    Dido ve Aeneas operası...Henry Purcell...

    Uvertürü 'before sunrise' filminin açılışında kullanılmıştı...

  • salih mirzabeyoğlu

    25.09.2006 - 03:34

    'Birgün biz Hazret-i Ali'nin (R.A.) yanındayken,birisi Hazret-i Mehdi'den sual etti.Hazret-i Ali (R.A.) , 'Heyhat! ' dedi.Sonra eliyle bir dokuz yaptı ve şöyle dedi:

    -O ahirzamanda,kişi 'Allah'dan kork! Allah'dan kork! ' denildiği zaman ortaya çıkar.Bulutların semada toplandığı gibi,Allah onun etrafında bir kavim toplar,onların kalblerini uzlaştırır.Onlar içlerinden şehit düşene üzülmez,kendilerine katılana da sevinmezler.Sayıları Bedir Ashabı kadardır.Evvelkiler onları geçemediği gibi,sonrakiler de onlara yetişemezler.Ve onların sayıları,Talud ile nehri geçenler kadardır.'

    (Muhammed b. Hanefi)

  • salih mirzabeyoğlu

    25.09.2006 - 03:17

    'Tilki gelip Resulullah'ın minberine oturuncaya ve kimse kalkıp onu oradan kovmayıncaya kadar kıyamet kopmaz.'

    Ebu Hureyre

  • salih mirzabeyoğlu

    25.09.2006 - 03:15

    'Mehdi bendendir.Alnı geniş ve açıktır.Doğan ve çekme burunludur.Yeryüzü evvelce nasıl haksızlıklarla dolmuş ise,aynı şekilde o yeryüzünü adaletle dolduracaktır.O yedi yıl hükümdarlık edecektir.'

    İmam-ı Şarani'nin Muhtasar-ı Tezkireti'l-Kurtubisi'nden

  • kült film

    24.09.2006 - 03:36

    'Le battement d'ailes du papillon' (2000)

    Laurent Firode

  • kült film

    23.09.2006 - 22:09

    'La Passion de Jeanne d'Arc' (1928)

    Carl Dreyer


    'The Man with a Movie Camera' (1929)

    Dziga Vertov

  • ruh

    23.09.2006 - 08:19

    '...ruh Arapça'da rih,reyh,riyah ile aynı kökten gelir,rüzgar ve koku anlamındadır.İbranice'de ruah da aynı manadadır.Grekçe psycho üflemek,solumak; psukhe kelebek ve ruh anlamındadır.Azteklerde jolio; haiti adalarında lod; Avusturya yerlilerinde wang hep rüzgar anlamına gelir.Sanskritçe atman kelimesi de Almanca'daki atem=soluk kelimesiyle akrabadır.Çince'de chi kelimesi de enerji ile ruh arası bir anlamdadır ve hava,soluk,koku gibi uçucu görünmeyen şeyleri ifadeye yarar.

    Ruh kelimesinin hemen her dilde hava ve soluk isimleriyle ilgili olması,büyük ihtimalle Yaratıcı'nın ilk nefhettiği ruhla olan ilgisinden dolayıdır.Elbette burada nefhetme yani üfleme bir teşbihtir.Çünkü Allah'ın canlılar gibi nefes alıp verdiği gibi bir düşünce,O'nun yarattıklarından hiçbirine benzemeyen sıfatına aykırıdır.Ama bu benzetme insan ruhuyla Allah'ın zatı arasındaki kuvvetli bağa işaret etmektedir.'

    (iktibas)

  • kült film

    23.09.2006 - 02:06

    'Shinjû: Ten no amijima,Double Suicide' (1969)

    Masahiro Shinoda

    'The Conversation' (1974)

    F.F.Coppola

    'All That Jazz' (1979)

    Bob Fosse


    'Tess' (1979)

    Roman Polanski

  • piri reis

    23.09.2006 - 01:32

    Piri Reis'in haritaları Rusları da şaşırttı. Rus uzmanlar, Antarktika ve takımada çizimlerine akıl sır erdiremedi. Haritalar ancak uydudan çekilmiş fotoğraflarla mümkün. İşte sırları..

    Rus uzmanlar, ünlü Osmanlı denizcisi ve alimi Piri Reis'in yaklaşık 500 yıl önce hazırladığı haritasının dünyanın uydudan çekilen fotoğrafları kadar eksiksiz ve mükemmel olduğunu söyledi.

    Önceki gün yayımlanan haberinde Piri Reis'e geniş yer ayıran Komsomolskaya Pravda gazetesi, onun haritasından yola çıkarak 10 bin yıl önce Antarktika'da insanların yaşadığını yazdı.

    Gazete, haritada Şili kıyıları, And Dağları ve Afrika'nın o döneme kadar eşi görülmemiş şekilde ayrıntılı haritasının yer aldığını belirterek, 'Türk amiralin haritasında, keşfinden 300 yıl önce Antarktika ile ancak 1958'de bulunan takımadalar da var' ifadesini kullandı.

    Trigonometri bilmecesi
    Rus tarihçi Sergey Manukov ise Piri Reis'in 1513'te çizdiği haritasının benzerini hazırlamanın ancak dünyanın uydudan çekilmiş fotoğraflarıyla mümkün olduğunu söyledi. Rus uzman, 'Aslında harita da fotoğrafa çok benziyor. Sanki, bir uydu aracı çizimi yapılan bölgenin üzerinde dolaşarak fotoğrafını çekmiş. Özellikle güney yarımküre inanılmaz ayrıntılı' dedi.
    Manukov, Piri Reis'in trigonometri bilmeden böyle bir harita hazırlamasının mümkün olmadığını, ancak trigonometrinin 18'inci yüzyılda kullanılmaya başlanmasının şaşırtıcı bir durum olduğunu söyledi. Komsomolskaya Pravda, 'Günümüzde bazı haritalardaki yanlışların Piri Reis'in haritasına bakılarak düzeltildiği biliniyor. Türk amiral ölümünden yüzyıllar sonra hâlâ konuşuluyor' diye yazdı.

  • ameros perros / paramparça aşklar ve köpekler

    23.09.2006 - 00:59

    unuttum gitti...

    benim tarzım değil zaten...

    bu ispanyollar da amma hızlı konuşuyo...

  • biyoloji

    22.09.2006 - 16:11

    (ortaokul bir,fen dersi)
    -evet çocuklar,şimdi organelleri göreceğiz.bu mitokondria,bu endoplasmic retukulum,bu golgi cisimciği,bu lizozom...
    (öğrenciler şaşkın)
    -? .! ? ..
    (muzip bir tip)
    -hocam bunlar yiniyo mu?

  • film replikleri

    22.09.2006 - 09:35

    -sakladığımız şeyler kim olduğumuzu en fazla anlatan şeylerdir aslında...

    (La Bestia nel Cuore)

  • astroloji

    22.09.2006 - 00:24

    '...bunların hali kağıt üzerinde yürüyen karıncalara benzer.Karıncanın biri yazıları görünce bakar,kalemin yazdığını görür,sevinir,'bu işin aslını anladım,yazıları kalem yazıyor.' der.Öbür karınca biraz daha yukarı bakar,kalemi tutan parmakları görür,'hayır,asıl yazan parmaklardır.' der.

    İşte yeryüzündeki olayları maddi sebeplere bağlayanlar; ilk karınca gibi birinci perdeye takılmışlardır.Yıldızarın fail olduklarını sanan astrologlar da öbür karıncanın takıldığı ikinci perdeye takılmışlardır.Oysa bu sebepler perdesinin arkasında dileyen ve yöneten bir kudret vardır.'

    (Kimya-ı Saadet,İmam-ı Gazali,sh.55)

  • kült film

    21.09.2006 - 16:12

    'c'est arrivé près de chez vous'

    Rémy Belvaux

  • Fen Bilgisi

    21.09.2006 - 15:52

    torricelli deneyi...

    ilkokulda deney yarışması yapılmıştı...3 kişi katılmıştık...

    ilkokullararası...

    ilk defa civa görmüştüm...ufacık şişedeydi...ama ne kadar ağırdı...

    bir kaba koyuyorduk civayı...üzerine uzun ince cam bir tüp...

    kaba daldır...basıncı ölç...parmağını kaba sokuyordun parmağını itiyordu civa...

    5-10 tane deney vardı...bize en iyi yaptığımız deney çıkmıştı...

    buhar türbünü...ama suyu fazla kaçırdığımız için kaynaması fazla zaman almıştı...eksi puan...

    deneylere bizi hazırlayan hoca ne güzel kadındı...efendi...gözlüklü...beyaz tenli...esmer...zayıfça...hafiften utangaç...neyse...

    biz kaçıncı olmuştuk hatırlamıyorum...5. filandı herhalde...yeterince bilgi vermemişiz de bilmem ne...

    bir de makara deneyi vardı o en zoruydu...bir okula o çıkmıştı...yarım saat uğraşmışlardı ipleri makaralara geçirmek için...ben de arkada için için gülüyordum...

    ya işte böle...

  • sağlık

    21.09.2006 - 07:40

    E128* Red 2G Renklendirici; sentetik kömür katranı; kan hemoglobini ile karışma ihtimali vardır; çocuklar tarafından kullanılması tavsiye edilmiyor; dondurma, puding, meyvalı veya aromalı yoğurt, pişmiş ya da pişmemiş et ürünleri, sucuk, salam, sosis,marmelat ve içeceklerde kullanılır. Pek çok ülkede yasaktır.

  • beyin ölümü

    21.09.2006 - 07:37

    Bir toplantıda,bir hanım düşüyor ve arkadaşlarına bir şeyi olmadığını söylüyor.Tökezlediğini sanıyorlar,üstüne başına çeki düzen verip oturtuyorlar.Biraz sarsılmış görünüyor,ancak akşamın geri kalan kısmını da eğlenerek geçiriyor.Daha sonra kocası tüm dostlarını arayarak eşinin hastahaneye kaldırıldığını bildiriyor ve hanım sabaha karsi vefat ediyor.

    Teşhis: Beyin kanması...

    Nörolojistin söylediğine göre böyle bir durumda hasta 3 saatin içinde getirilebilseymiş durumu düzeltilebilirmiş.

    Bir insanın beyin kanaması geçirmekte olduğu nasıl anlaşılır?

    1. Tebessüm etmesini isteyin.

    2. İki kolunu birden kaldırmasını söyleyin.

    3. Basit bir cümle söylemesini isteyin:

    'Bugün hava güneşli' gibi...

    Bunlardan birini yapamıyorsa hemen acili arayın.

  • ilaç

    21.09.2006 - 07:26

    Yan etkisi fazla ilaçlar gelişmekte olan ülkelere satılıyor. Yetersiz beslenmeye karşı verilen ilaç çocuklarda gelişmeyi durduruyor, bir başkası da çocukları siroz yapıyor.
    Yan etkileri fazla olduğu için Batı'da piyasadan kaldırılan ilaçlar yoksul ülke pazarlarına sürülüyor. Almanya'daki 'İlaç Kampanyası' adlı sivil toplum kuruluşu da buna karşı mücadele ediyor. Deutsche Welle'nin haberine göre, İlaç Kampanyası'nda çalışanlar, kimi ilaçların yan etkilerinin de 'korkunç' olduğunu belirtiyor. Örneğin 80'li yıllarda, Schering firması tarafından üretilen 'Fortabol' adlı bir ilaç, yetersiz beslenmeye karşı Filipinler'de satışa sunuldu. Ne var ki Fortabol'un önemli bir yan etkisi vardı: Çocuklarda gelişmeyi durduruyordu. Bir başka yetkili Dr. Christiane Fischer, 'Kötü ilaçlara örnek olarak, özellikle Bayerstonic'i verebilirim' dedi.
    En çok tüketilen kolesterol düşürücü

    Dünyada en çok satılan iki ilaç kolesterol düşürücüler. Pfizer'in 'Lipitor' adlı ilacının pazar payı 10.3 milyar dolar. Merck'in 'Zocor' adlı ilacının payı ise 6.1 milyar dolar. En çok satan üçüncü ilaç ise psikolojik hastalıkların tedavisinde kullanılan 'Zyprexa'. Eli Lilly firmasının ürettiği bu ilaçtan tüm dünyada 4.8 milyar dolarlık satılıyor.

    Türkiye'ninde bu tip ilaçlardan nasibini alıp almadığı konusunda bir bilgi bulunmuyor. Ancak uzmanların ortak görüşü bu tip ilaçların türkiye'de de yaygın olarak kullanıldığı yönünde.

    Uzmanlar konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanlığının açıklama yapmasını istiyorlar ancak, bakanlıkta ilaçlarla ilgili olarak daha önce patlak veren skandallardan dolayı böyle bir skandalın çıkmasını istemedikleri için hiç bir bilginin gelmeyeceğini dolayısiyle oyunun devam ettiğinden endişe duyduklarını dile getiriyorlar.

    Uzmanlar, 'Yani Türkiye'de tedavi olmak için ilaç alanlar aslında tedavi olmayıp daha fazla hasta ediliyorlar, bunada kimse ses çıkartmıyor, çünkü bu işin rantı çok büyük ve bunun bozulması işlerine gelmiyor' diyorlar.

    Konuyla ilgili olarak tabib ve eczacı odalarının bu tip olayları yakından itakip etmesi gerekirken onlarında sessiz kalmalarının Hipokrat yeminiyle bağdaşmadığınıda anlatan uzmanlar bu tip olayların onlarında halka değil kendilerine çalıştıklarını gösterdiğini bu durumunda çok vahim ve üzücü olduğunu belirttiler.

Toplam 983 mesaj bulundu