Abdulkadir Kahraman Adlı Üyenin Nedir Yazılar ...

  • aydın

    16.09.2003 - 07:43

    Bize birşey çağrıştırmaz....

    İlgilenmeyiz...

    Daha önemli terimler var...

    Bize ne aydından...

    Sitem..sitem..sitem....sitem...sitem....sitem.....

    Yani benim sitem (sitem, siten, sitesi, sitemiz, siteniz, siteleri...) anlamında değil ey güzel insanlar...Size sitem ediyorum..... Aynadaki memleketimin solgun görüntüsüne....

    Sitem...sitem..sitem....

  • tekke

    16.09.2003 - 07:31

    Ey sofu gel meclise dinle bu sâzı
    Gel gör nasıl oluyor tellerin Allah'ı niyâzı...

  • aydın

    15.09.2003 - 07:39

    Karanlık bir gecede yolculuğa çıkmıştık.

    Hava bulutluydu, birşey görünmüyordu.

    Hepimiz kördük ve el ele tutuşmuştuk..

    Rehberimiz kör değildi ama dilsizdi..

    Zaten duysak bile O'na inanmayacaktık...

    Yıllarca halk ve aydın iki farklı sosyal statüyü, iki farklı kastı (bizde kast sistemi olmasa da..) temsil ettiler.Kucaklaşmak aklımıza gelmemiş galiba.Halk ümmi, aydın kekeme ve birbirine hiç ihtiyaç duymamış bu iki sınıf, iki çark...

    'Aydınsız Halk ve Halksız Aydın' adlı komedi (kara mizah) uzun yıllar tarih sahnemizde piyes olarak oynanmış.

    Aydın halka yabancı kalmış, doğru fakat halkımız da aydına en az o kadar mesafeli ve kadirşinaslıktan uzak kalmış.'İltifat marifete tabidir' ama bizde iltifat ve marifet bir süre tatie çıkmışlar.Az kalmıştır umarım.

    Gelecekler diye bekliyoruz bakalım...

  • aydın

    13.09.2003 - 15:32

    Aydın olma uğraşısı aydın olma yolundaki en büyük engeldir bence...
    Beyfendi olmak, hanımefendi olmak, mert olmak uğraşısı gibi...
    Bu bir hayat tarzı ve tabi bir rol olmalıdır..

    Şimdi....

    Fikir ıstırap ile doğar.Aydının yegane besin kaynağı çile...

    Bizde aydın her dönemde yalnız...
    Hatta aydın olmanın bir düsturu gibi anlaşılmamak..
    Aydının değerinin anlaşılması için mutlaka ölmesi lazım...Yani canlı aydın olamaz...Ne varsa ölülerde var...

    Bu mevzu yıllarca tartışıldı...tartışılır da...Bence toplumun şekillenmesi yolunda çok mühim vazifesi var aydınların...Hem menfi hem müspet anlamda entellektüel şahsiyetlerden elektrik alıyor toplum...

    Cemil Meriç'in tahlilleri enfes...

    Yaşadığımız şu günleri O'nun tahlil etmesini arzulardım...

    Aydınımızın serüveni hala devam ediyor...

  • istanbul üniversitesi

    13.09.2003 - 12:50

    Acayip komik bir yerdir..
    Özellikle Edebiyat Fakültesi...
    Ben oradan mezunum da...
    Rozetindeki 1453 yılına bakıp gururlanırsınız ama idare aslında daha da eski çağlardan kalmış olmakla (hatta dinazor devri) sizin sevincinizi kursağınızda bırakır...
    İçeride her yaştan her cinsten insan vardır.Bana çoğu öğrenci gibi gelmezdi...Babamla yaşıt adamlar..Annemden yaşlı teyzeler bile vardı...

    Final zamanlarında anormal kalabalık vardır.İstanbul'da bu kadar genç olduğuna şaşarsınız..
    Öğrenci işleri inanılmazdır...Anormal mantıksız ve gereksiz kurallarla hareket ederler...Hatta bir sene boyunca transkrip alamayarak bu dalda rekor kırmış olabilirim.
    Ne kadar kasarsanız o kadar kötü not alırsınız...Ben ekstern gibi sadece sınavlara gelerek okulu bitirdim...
    Kantini bambaşka bir alemdir...Propaganda ve güç gösterme mekanı..
    karmaşık tiplerin içiçe girgiği çay alıp çıkmalık bir yer...
    Buradaki erkek asistanlar özel olarak seçilmiş antipakik yaratıklardır (hepsi olmasa da...%99 gibi) Hocalara ve bayan öğrencilere karşı kibar erkeklere karşı prensipli ve disiplinli olduklarını görürsünüz..
    Hocalar sisteme baş kaldıramamış ve kaderine razı olmuş izlenimi verirler ama her zaman mağrurdurlar ve tavizsiz gibi dururlar...
    Kapıdaki bekçinin herkesi bildiğini sanırsınız uzun yıllar...
    Hergele meydanı pek ünlüdür ama içeride adı geçmeyen pek çok hergele meydanı vardır...
    Anfiler çok hoştur büyük ve heybetlidir, insan kendisini gerçekten üniversitede hisseder...
    Koridorlar renkli ve kalabalıktır...genelde kuru kalabalık...
    Her türlü işiniz çok yavaş işler ve her yetkili devleti tümüyle temsil ettiğini zanneder...
    Acısı tatlısıyla fena bir yer değildir....
    Ama acilen reforma ihtiyacı var...
    Pek çok ilköğretim okulundan bile daha geri kalmış durumda...

  • aşk

    11.09.2003 - 08:39

    Cevr-i gerdun yıkmada zâten dil-i efkendemi
    Âh ey hâtır-ı nevazım, şimdi artık sen de mi
    Gözyaşı faş eylediyse macerâ-yı aşkımı
    Göz mü mücrim, yoksa insaf et kabahat bende mi?

  • aşk

    10.09.2003 - 09:15

    Dil gamla dahi dest ü giribandan usanmaz
    Biz yâr için ağyâr ile gavgadan usandık...

  • dost

    03.09.2003 - 08:06

    'Elvada dostum ' deyip gitme tekrar... olur mu dostum?

    Söz mü? .....

  • allah (c.c)

    30.08.2003 - 07:44

    Gazze’de son dakikalarını yaşayan İmam-ı Şafiî recâ adına şu son ve dolgun solukları teneffüs etmiştir:

    “Kalbim kasvet bağlayıp yollar da sarpa sarınca, ümidimi affına merdiven yaptım.. günahım gözümde büyüdükçe büyüdü ama, onu alıp affının yanına koyunca, affını tasavvurlar üstü büyük buldum.”

  • cola turka

    21.08.2003 - 08:48

    Batı dünyası karşısındaki tavrımız iki yönlüdür...

    Birincisi alabildiğine ezilmişlik ve aşağılık duygusu ki son yüzyılda ön plana çıkmıştır..

    İkincisi ise tavır takınma ve nefret duygusu...Arada hortlar...

    Kola Turka içiyorum.... çeşitli sebepleri olabilir fakat bu kadar abartmaya ne gerek var?

    Yıllarca 'Kim oynadı yarı finali' diye utanmadan bağırdık statlarda ve bir gün final oynayacağımıza hatta kupayı alabileceğimize inanmadan.....

    Milliyetçilik olgusunun şov temelli olduğu bir toplum olduğumuz aşikar.... Sözde gayet vatanperver olan insanımız aksiyon noktasında birden süt dökmüş kediye dönüyor...

    Öyle ayranla kolayla vatan millet sevilmez... Hem daha önce de yerli colalar çıkmıştı onlar niye tutmadı bu kadar? Kalite farkı... Tadıyla, reklamıyla güzel hizmet verdiler ve başardılar...

    Yani coca cola içenler de hain falan değil arkadaşlar...

    :-) canım memleketim ne de çabuk unutur varillerle coca cola tükettiğini.....

    Komik insanlarız vesselam... :-)

  • cem uzan

    20.08.2003 - 17:29

    Memleketimizin ve hatta dünyanın son dönemde atlattığı en büyük tehlikelerden birini hatırlatıyor...

    Adam nedereyse köfte ekmek dağıtarak meclise de girecekti...

    Aman aman.... Biraz dikkat edelim yaa...

  • kadın

    14.08.2003 - 17:22

    Kalıp değil bir fikir
    Elmas sorguçlu fakir
    Açıkta sırrı bâkir
    Kadın....

    NFK

    Kadın erkek ilişkisinde Muhiddin-i Arabi'nin yorumu bana çok ilginç gelir.

    Arabi'ye göre Hz. Havva Hz. Adem'in köprücük kemiğinden yaratıldığı için aslında ilk gerçek dişi (Çoğalma anlamında) Hz. Adem'dir.

    Bu yaratılıştan dolayı (kadının erkek vücudunnun bir parçasından yaratılması ile) aslında erkeğin kadına meyli hakikatte kendine olan meylidir. Kadının erkeğe olan sevgisi de vatana olan muhabbettir..

    Aradaki aşk ve iştiyak temelde böyle şekillenir.

    Yorum çok ilginç ve derin belki tam izah edememiş olabilirim fakat aradaki ilişkiyi anlatma bakımından çok estetik...

    Kadın bu yoruma göre erkeğin eksik tarafı...bir parçası.... tamamlayıcı unsuru..ve hatta aslında kendisi....

    Erkek ise vatan.... özlenen...hasreti çekilen...

    Bu olması gereken de durum biraz farklı bu günlerde...

    Ne erkek erkeğe benziyor ne de kadın kadına...

    Hayırlsı....

  • sevme sanatı

    14.08.2003 - 08:38

    Derelerde saz olur
    Gül açılır yaz olur
    Ben yarime gül demem
    Gülün ömrü az olur

    Gibi birşey galiba.....

  • dost

    13.08.2003 - 17:23

    Dost kıymetli bir maden gibi.... zaman mihengine vurmadıkça gerçek değeri anlaşılamıyor.....

  • silebilme yetkisi olan kişi

    13.08.2003 - 16:22

    'Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz....' Mevlana

    Silme yetkisini elinde bulunduran kişinin cetveline göre tasnif edilmek ne kadar doğrudur? ? ? ...

    Yani kendi ölçüsüne uymayanları silecekse burada bizim yorum yapmamız ne kadar abes bir düşünün...

    ŞİMDİ.....

    Teklif sunuyorum! ! ! ! ! :

    Biz terimi girelim ve Silen Abi aklımıza ne gelmesi gerekiyorsa onu yazsın....Eğer yanlış terim yazarsak onu da silsin...

    Eğer terimin bana ne çağrıştırdığı mühim değil de Silen Abi'nin ölçüsü daha mühim sayılıyorsa bölüm Nedir Larusse olarak değiştirilsin ve sözlük olarak kullanılsın....

    Haksız mıyım? ? ?

  • aşk

    06.08.2003 - 08:54

    Mehlika Sultan

    Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
    Gece şehrin kapısından çıktı.
    Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
    Kara sevdalı birer aşıktı.

    Bir hayalet gibi dünya güzeli
    Girdiğinden beri rü'yalarına;
    Hepsi meşhur, o muamma güzeli
    Gittiler görmeye Kaf dağlarına.

    Hepsi, sırtında aba, günlerce
    Gittiler içleri hicranla dolu;
    Her günün ufkunu sardıkça gece
    Dediler: 'Belki son akşamdır bu'

    Bu emel gurbetinin yoktur ucu;
    Daima yollar uzar, kalp üzülür:
    Ömrü oldukça yürür her yolcu,
    Varmadan menzile bir yerde ölür.

    Mehlika'nın kara sevdalıları
    Vardılar çıkrığı yok bir kuyuya,
    Mehlika'nın kara sevdalıları
    Baktılar korkulu gözlerle suya.

    Gördüler: 'Aynada bir gizli cihan...
    Ufku çepçevre ölüm servileri...'
    Sandılar doğdu içinden bir an
    O, uzun gözlu, uzun saçlı peri.

    Bu hazin yolcuların en küçüğü
    Bir zaman baktı o viran kuyuya.
    Ve neden sonra gümüş bir yüzüğü
    Parmağından sıyırıp attı suya.

    Su çekilmiş gibi rü'ya oldu! ..
    Erdiler yolculuğun son demine;
    Bir hayal alemi peyda oldu
    Göçtüler hep o hayal alemine.

    Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
    Seneler geçti, henüz gelmediler;
    Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
    Oradan gelmeyecekmiş dediler! ..

    Yahya Kemal Beyatlı

  • dil

    06.08.2003 - 08:30

    Dil kelimesinin günümüzdeki anlamı malum...

    Eski Türkçemizde 'Dil' kelimesi 'Gönül' anlamında kullanılırdı. Evet Gönül...

    Gönül ilginç bir kelimedir.Şöyle, aslında bu kelime Doğu dillerine mahsus bir ifadedir yani kalp, yürek gibi kelimelerle çeviremezsiniz...

    Gönül doğuya aittir...

    Dildar, dilaşup, dilbaz, dilay, dilbeste, dilem, dilferah, dilhan, dilnur, dilşah, dilan, dilruba, dilara, dilber... gibi enfes bayan isimleri hep bu gönül ile ilgilidir.

    Bu halet ile ey dil sağ olmada alemde
    Derd-ü gami dilberle ölmekde letafet var

    Baki

    işte dil budur..gönül o sevgili ile ölmekle bile hayat bulur...

    ve Fuzulı'nin Dil'inden:

    Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
    Ne açar kimse kapim bâd-i sabâdan gayri

    Ateş-i dil gönül ateşedir.Aşık gönlünün ateşinden başkasından medet ummaz zaten ona başka kimse de yanmaz... Enfes ifade...

    Dil beyti hûdadır onu pak eyle sivadan,
    Kasrına nüzul eyler o Sultan gecelerde.

    İbrahim Hakkı

    Ve Gönül Allah'ın evidir İbrahim Hakkı'nın ifadesinde.Gönlü O'nun dışındaki herşeyden temiz tutmak gerekir.O Sultan gecelerde bu gönüllere iner...

    Ehl-i dildir diyemem sinesi sā f olmayana
    Ehl-i dil birbirini bilmemek insā f değil

    Nefi

    Nefi bir hakikati dile getiriyor. Ehl-i dil, yani gönül ehli olmak için sinenin sā f olması gereklidir. Kirden pastan kararmış bir kalbin aşk davasında iddiası olması düşünülemez bile. Ā şıklık aynı zamanda ehl-i dil, yani gönül ehli olmayı da beraberinde getirir.

    Dil güzeldir...Dil muhafaza edilmeli korunmalı ve tertemiz tutulmalı... Elbetteki her anlamıyla...

    Muhabbetle

  • silebilme yetkisi olan kişi

    05.08.2003 - 08:29

    Silen Abi... pardon Silebilen Abi demek daha doğru olabilir belki.... neyse..

    Aslında bu hadise çok derin yani güç ve gücü kullanma yetkisi... yetkinin ve özgürlüğün sınırı... gibi gibi...

    Mesela düşünce özgürlüğü yok diyenler gibi aslında yanlış gibi göeünse de bir bakıma dopru..elbette düşünce değil ifade özgürlüğüdür sınırlandırılmış olan ama bir noktadan sonra düşünce körelmeye başlar...

    Sita sakinleri hep sakin mi olmalı yani? ? ? kavga dövüş olmasın tamam... zaten hep bunu söylemedik mi.... site çöplük te olmasınyine tamam... Ama abicim sabahtan beri bir yazıyı arıyorum bir terimi didik didik ettim yine de bulamadım...

    Silen Abi iş başında! ! ! !

    Yahu Silen Abi bu iş hakkaten zevkli olsa gerek... ne bileyim istediğini siliyorsun istediğin kalıyor....

    Nasıl İfade Edilir O Zaman Aziz İnsan?

    Yani perspektif meselesi mi demek istiyorsunuz Silen Abi? yani tabloya sizin açınızdan mı bakmak lazım...

    Ya bir satır yazı aradım... aylar önce okudum çok etkilenmiştim...yazan kişiye teşekkür edecektim ama Silen Abinin gazabına uğramış.... Niye toptan siliyorsun anlamam ki..... silinecek bu kadar şey varken....

    Ya bu ülke güzel ülke tamam da sinir olmamak ta elde değil yani....

    Gücü kullanma sorunundan bahsediyordum... Bakınız çok mühim mevzu..Memleketimizde güce son kullanma tarihi varmış gibi bakılır yani otoriteye, erke... Bu yüzden belli aralıklarla kullanmak gerekmektedir bu gücü....Devlet hala millete aynı bakış açısıyla bakar..Baba evlada, öğretmen öğrenciye, patron işçiye böyle bakar... Bu yüzden silinme işine pek kızamıyorum sende bizdensin elbette Silen Abi....

    Kimsin, nesin, ne yaparsın bilmem ama işini iyi yapıyorsun vesselam....

    Otoriteye pek karşı çıkılmaz bizde...kutsal devlet anlayışından gelir bu...tamam onu da anladık ama şu beni sinir ediyor: Belli süre baskı altında kalınca buna alışmaya başlıyoruz...

    Adamlar milletin yazılarnı siliyor yaaaaa...

    Uyumayın! ! ! belki de hiçbir yere not almadığınız bir yazınız haber verilmeden siliniyor...

    Yahu tamam ahlaki açıdan yanlış olanlar, kavga gürültü çıkaranları anladık ama normal yorumlar da gitmiş....Hakkaten şaşırdım bu sabah....bir cümle aradım ama o da gitmiş..sadce teşekkür edecektim....

    Neyse.....

  • üniversite

    05.08.2003 - 07:47

    Aslında sadece üniversiteler için değil geniş manada bütün eğitim sistemimiz için eğitimden ziyade istihtam merkezli bir yapıda olduğunu düşünüyorum...

    Yani:bu kadar genç nufusu olan ve bunların sokaklarda tehlike olmasını (haklı olarak) istemeyen sistem daha rahat kontrol altına alabilmek ve tehlikesiz! ! hale getirebilmek için birşeylerle meşgul etmesi gerekliliğini farketmiş durumda.

    Yoksa herkes farkında ki şu andaki eğitim kalitemiz belki 40 yıl öncesinden bile daha düşük ama önemli olan istihdam olduğu için gençler bir arada ve pasif bir şekilde muhafaza edilmekte....

    Eğer yeterli ortam bulunsa pratik eğitim ve mesleki gelişim için inanılmaz bir potansiyel var lakin bu kadar insana ne labaratuar ne atölye ne de kaliteli öğretmen bulmak mümkün değil...

    Mesela İst. Edebiyat Fakültesinden beraber mezun olduğum bir arkadaşım öğretmenliğe başladıktan sonra şunu anlatmıştı:

    Öğrencilerinden biri tenefüste gelip küçük ünlü uyumunu sorar tabi bizimki unutmuş (fakülteyi bir gün uzun uzun anlatmak isterim) ama hiç bozuntuya vermemiş... Böyle ciddi mevzular tenefüste konuşulmaz deyip daha sonra izah etmek üzere çocuğu göndermiş ardından oturup tekrar çalışmış ve çocuğa anlatmış....

    Bir başkadır benim memleketim....bir başkadır benim öğretmenim.....

    Muhabbetle

  • tutarlılık

    04.08.2003 - 17:16

    Silinmeyecek yazılar yazmak...

    Hmmm...

    Mesela bekaret konusunda engin tecrübesi olan arkadaşlar gibi... mesela..porno kültürü...ölü yazar ve şairlerin hayattayken kavgalarını vasiyet telakki edip sağduyu ile devam ettirmek gibi...

    Yani ne bileyim... yeni terim girip yorumunu diğer üyelere bırakacak kadar fedakar olmak gibi...

    Ha..unutmadan bazı başlıklar altında kavga çıkarıp raiting arttırma da başka bir tutarlılık ve fazilet sahnesi...

    Tutarlılık mı? ? bizde ne gezer abii... top on listesine bakın hele aman da aman.........

    Ya silen abi bir sen vardın bizi okuyan şimdi sende unuttun be... şimdi toptan siliyormuşsun galiba...

    Eeee...sen de haklısın kim uğraşacak iki saat oku sil oku sil falan....

    Tutarlılık aslında şudur.... Bir dağa çıkıp kendi halinde akan bir çeşme bulup oturup başında türkü söylemek...

    Şehire selam olsun diye...

    Ben mi? .... nerde o yürek.........
    (

  • acı

    01.08.2003 - 08:11

    Akrep nokta nokta ruhumu sokmuş
    Mevsimden mevsime girdim böylece
    Gördüm ki ateşte cımbızda yokmuş
    Fikir çilesinden büyük işkence.......

    N.F.K.

  • aşk

    29.07.2003 - 16:41

    Bir aşk masalı...

    Bir kuş uçmuş bu daldan
    Çiçekte sesi kalmış

    Üç yıl geçmiş aradan
    Çiçek birden sararmış

    Bir kız almış çiçeği
    Koklayıp yaralanmış

    Kız koşup dala gelmiş
    Dal onu ağırlamış

    Beklerken kuşu dalı
    Yüreği rüzgârlanmış

    Uçup dönmüş o dala
    Çiçekler şarkılanmış

    O günden beri dallar
    Rüzgârla arkadaşmış.

    Nihat Behram (Ayışığı yana yana)

  • dost

    26.07.2003 - 07:48

    Gitme kal
    Nefes al
    Emir tez
    Bekletmez
    Ve O nur
    Bulunur
    İşte iz
    Gelniz
    Toprak post
    ALLAH DOST.....

    N.F.K.

  • hüzün

    25.07.2003 - 07:48

    Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme ey sûrur
    Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne...

    Rasih

    (Gönülde hüzün var şimdilik lutfeyle gelme ey neşe
    Bir ev içerisinde misafir misafir üstüne ağırlanmaz..)

    Ne hoş bir yorum... ne kadar tatlı bir ifade....

Toplam 404 mesaj bulundu