Selin Sonsuz Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • öğrenci komşu

    09.03.2006 - 15:05

    evde pişen yemekten bir kap vermeden..ne lazım olsa koşuşturmadan duramadığın şirin ötesi yaratıklar..
    bu cins eskiden benim de dahil oldugum gibi sürüyle gezerler...:=))

  • organik

    09.03.2006 - 14:30

    bio-degradable...

  • Kara Murat

    09.03.2006 - 14:21

    *kara murat benim..
    -hayır benim...
    *hayırrrrrrrrr.....kara murat benim.....! ! ! ? ? ?

  • matbu mesajlar

    09.03.2006 - 14:18

    Sn. Bilmemkim..
    Kurye-net aracılığıyla saat 17de adresinize kargonuzu teslim edemedik..
    Lütfen 0312-4554545no'lu telefonla irtibat kurup randevu alınız..

  • matbu mesajlar

    09.03.2006 - 14:02

    Sn. Bilmemkim...
    23145656454521312 nolu HSBC bank gönderiniz için size ulaşamadık. Lütfen 0212-4440327 yi arayınız...
    Aktif DGTM

  • Hayat kurtaran şarkılar

    08.03.2006 - 22:53

    Guess mine is not the first heart broken,
    my eyes are not the first to cry, I'm not the first to know, there's just no gettin' over you
    Hello, I'm just a fool who's willing to sit around and wait for you
    But baby can't you see, there's nothin' else for me to do
    I'm hopelessly devoted to you
    But now there's nowhere to hide, since you pushed my love aside, I'm not in my head
    Hopelessly devoted to you
    My head is saying 'fool, forget him', my heart is saying 'don't let go'
    Hold on to the end, that's what I intend to do
    I'm hopelessly devoted to you

    tahmin edersin ki benim kalbim ilk kırılan kalp değil...
    gözlerim ilk ağlayan gözler değil....ve ben sana ulaşmaya çalışan ilk kişi değilim.
    merhaba, ben sadece çevrende bulunan ve seni bekleyen bir aptalım belki..
    ama bebeğim..görmüyor musun..yapabileceğim başka birşey yok..
    çünkü sana ümitsizce vurgunum..
    ama şimdi saklanacak yer yok.aşkımı ittiğin günden beri aklım başımda değil
    sana ümitsizce vurgunum
    aklım ^^aptalsın sen.unut onu^^ diyor...kalbimse ^^sakın gitmesine izin verme, ve sonuna kadar devam et^^
    işte ben de bunu yapmaya karar verdim sevgili...
    çünkü sana ümitsizce vurgunum(aşığım) ....

  • huzur

    08.03.2006 - 21:36

    Bir gün bir kral, ama halkı tarafindan sevilen bilge bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatcıya büyük bir ödül verecegini ilan eder. Yarışmaya çok sayıda sanatcı katılır. Günlerce çalısılarak birbirinden güzel resimler yaparlar ve sonunda eserleri saraya teslim ederler.

    Tablolara bakan kral sadece ikisinden hoslanir. Ama birinciyi
    seçmesi için karar vermesi gereklidir. Resimlerden birisinde sakin bir göl vardir. Göl bir ayna gibi etrafinda yükselen daglarin görüntüsünü yansitmaktadır. Üst tarafta pamuk beyazi bulutlar gökyüzünü süslemektedir. Resme kim bakti ise onun mükemmel bir huzur resmi oldugunu düsünmektedir.
    Diger resimde de daglar vardir. Ama engebeli ve çıplak daglar. Üst tarafta öfkeli bir gökyüzünden yagmurlar bosaniyor ve simsek çakıyor, dagin eteklerinde ise köpüklü bir selale çagıldıyordur. Kısaca resim hiç de huzurlu gözükmemektedir. Fakat kral resme bakınca, selalenin ardında kayalıklardaki çatlaktan çıkan mini minnacık bir çalılık görür..Çaliligin üstünde ise anne bir kusun örttügü bir kus yuvasi görünmektedir. Sertçe akan suyun orta yerinde anne kus yuvasini kurmuştur... Harika bir huzur ve sükûn örnegidir.

    Ödülü kim kazandi dersiniz? ? ?
    Tabii ki ikinci resim.
    Kralın açiklamasi söyledir:

    ^^Huzur, hiçbir gürültünün, sıkıntının ya da zorlugun bulunmadığı yer demek degildir. Huzur bütün bunlarin içinde bile yüregimizin sükûn bulabilmesidir.^^

  • song to say goodbye

    08.03.2006 - 20:44

    hear the wind sing a sad, old song
    it knows I'm leaving you today
    please dont cry or my heart will break
    when I go on my way

    see the stars in the sky above
    they'll shine wherever I may roam
    I'll pray every lonely night
    That soon they'll guide me home

    goodbye my love goodbye
    goodbye and au revoir
    as long as you remember me
    I'll never be too far

    goodbye my love goodbye
    I always will be true
    so hold me in your dreams
    till I come back to you

  • aşk

    08.03.2006 - 20:21

    AŞK’IN GERÇEK VE GÜZEL YÜZÜ….

    SAHNE I
    -Baksana bi….
    -Efendim canım?

    -Şuradaki dolabın üzerinde duran otobüs senin mi?
    -Değil tatlım…çocuklar oynasın diye koymuşlar oraya…

    -Bana verir misin peki..ben oynayabilir miyim?
    -Veriririm tabi..senin adın ne?

    -Enes..
    -Peki bu otobüsle nasıl oynayacaksın Enes…?

    -Ben şöför olucam..sürüp evime gidicem..
    -Peki canım..

    Enes uzaklaşır…

    SAHNE II
    -Baksana bi…
    -Efendim canım…

    Gülerek elindeki tabancayı doğrultur.tabanca ilginç gürültüler çıkararak ateşlenir…

    -Eller yukarı…
    -Ama sen beni vurdun…

    -Ama ben polisim ki…sen de hırsızsın..
    -Ama ya ben hırsız değilsem…

    -Şakacıktan vurdum..hadi hırsız polis oynayalım…
    -Peki…

    -Baksana bi…elindeki oyuncak telefonu göstererek..
    -Bu benim telsizim biliyor musun?

    -Kaç yaşındasın sen bakiyim?
    -Parmaklarını göstererek……Üç….

    -Enes ne seversin sen ablacım?
    -Bey blade…bana alır mısın?

    -Alırım tabii….başka ne istersin?
    -Sakız bi de…

    Hırsız polis oyunu göğe yükselen kahkahalarla son bulur…minik çocuk sonunda kendini gıdıklanmakta bulmuştur çünkü….

    SAHNE III

    Enes bir hemşirenin kucağındadır..gözlerinin feri kalmamış..titremektedir…

    -Nooldu güzelim sana..?
    -Ateşim çıktı doktor abla…

    -Canımsın…ateş düşürücü verildi mi bu çocuğa?
    -Verdik doktor hanım…ama nötropenide gene…kemoterapi sonrasıydı…ateş düşürücü yanıt vermiyor…

    -Canım bir şeye ihtiyacın var mı?
    -O ışıklı toplardan al bana doktor abla…hani yere atınca ışığı yananlardan…
    -Tamam canım….

    Halsiz boynu bükük Enes…hemşirenin kucağında uzaklaşır…

    SAHNE IV

    -Doktor abla…baksana bi….
    -Canım sen burada mıydın?

    -Sen niye evine gitmedin doktor abla?
    -Bugün nöbetçiyim canım..

    -Yani bu gece benimle yap boz oynayacak mısın?
    -Oynarız tabii güzelim…ama yemeğini güzel ye olur mu…(yemek saatidir)

    -Tamam o zaman hepsini bitiririm…
    -Tamam o zaman biz de oynarız…ben önce diğer kardeşleri muayene edip geliyorum..

    SAHNE V

    Yapbozlar oynanır…hırsız polisler tekrarlanır….otobüslerle eve gidilir…iyileşmek için gene hastaneye gelinir….

    Gece doktorun kapısı çalınır…
    Genç kadın kapıyı açar…karşısında hemşiresi vardır yan servisin…Enes bir saattir ağlıyor doktor hanım…sizinle olmak istiyor….

    Genç kadın hemen yatağına koşar adımlarla ulaşır…
    -Neden ağladın sen bakalım bu kadar güzelim…? ..Yazık gözyaşlarına..
    -Ben çok korktum Selin abla…bide seni çok özledim….

    Ellerini uzatır…hemen atlar kucağa..bacaklarını beline dolar ablasının…uzaklaşırlar…

    -Canımcım bir daha ağlama olur mu…kıyamam sana bak…çok üzülürüm sonra…
    -Annem gelecek di mi Selin abla?
    -Gelecek tabii canım…
    Gözlerinden pıtır pıtır gözyaşı damlaları dökülmektedir…Minik çocuğa sıkıca sarılmış…başını omzuna yaslamış olan bebekten saklamaktadır gözyaşlarını….

    Yan servisin hastalarındandı bu güzel erkek çocuğu….Ailesi ALL(Akut Lenfoblastik Lösemi) …kan kanseri halkın deyişiyle….olduğunun öğrendiği günden beri öncelikle bu minik yavruyu ihmal etmeye başlamış…ziyaretler beşken bir olmuş…sonra çocuk hastaneye terk edilmiş bir konumda aylardır anne ve babasını görmemişti….Servisin daimi yatağını kendi evinin yatağı gibi kullanmaya başlamış….hemşireler ve personel verirse yer…yatağa koyarsa uyur olmuştu…

    Kemoterapiden saçları dökülmüştü Enes in…şirin ve tatlı ötesi tavırlarıyla tüm servisi kendine aşık etmiş…ziyaretçilerin bile etrafında fır dönmelerine neden olmuştu….

    -Bana başka ne alacaksın Selin abla?
    -Ne almamı istersin güzelim? ...hadi kantine gidelim….

    Elele tutuşup anneyle çocuğu gibi tıpış tıpış yürürler…kantine varılır…bilimum çikolata gofret ve sakız çeşitleriyle oyuncak bir köpek seçilir…el kol dolu olarak geriye dönülür…yolun yarısında Enes yorulur…

    -Ayaklarım yürümüyor Selin abla…tökezlemiştir…minik bedeni yaşından çok büyük acılara göğüs germiştir her zaman…
    -Tamam canım gel kucağıma bakalım sen….kucağa alınır…Başını omzuna yaslar huzurla…servise yollanılır…

    Gece beraber kahvaltılar yapılır…minik bir bebeği yedirir gibi anne şevkatiyle ve sevgiyle besler çocuğu genç kadın….sonra yataklar yapılır…doktor odasına gidilir…yan yana çekyatlar hazırlanır…genç kadın bir saat uyuyacak olsa da minik çocukla olsun istemektedir…

    Sabah uyanınca miniğe turuncu terlikleri giydirilir ve kahvaltıya gönderilir..ve hasta bakmaya devam edilir….

    İnsanlar rutin hayatlarında sağlığın kıymetini bilmeden umarsızca yaşamaktayken yazılmıştır bu satırlar….
    Çünkü….Aşkın gerçek ve güzel yüzü…Budur….

    Derin bir iç çekişle birlikte…

    Eternalflame

  • unutmak

    08.03.2006 - 12:15

    zor olabilir..
    ama imkansız değil...

  • özlemek

    08.03.2006 - 11:52

    Özlediğin, gidip göremediğindir;
    ama, gidip görmek istediğin

    Özlem, gidip görememendir; ama
    gidip görmek istemen

    Özlediğin, gidip görmek istediğin-
    ama gidip göremediğin

    Özlem, gidip görmek istemen-
    ama, gidememen, görememen;
    gene de, istemen

    Oruç ARUOBA

  • Greensleeves

    06.03.2006 - 23:35

    King Henry VIII'in büyük aşkı Lady Greensleeves'e yazdığı şiir....

    Alas my love you do me wrong
    To cast me off discourteously;
    And I have loved you oh so long
    Delighting in your company.

    Greensleeves was my delight,
    Greensleeves my heart of gold
    Greensleeves was my heart of joy
    And who but my Lady Greensleeves.

    I have been ready at your hand
    To grant whatever thou would'st crave;
    I have waged both life and land
    Your love and goodwill for to have.

    Greensleeves was my delight,
    Greensleeves was my heart of gold
    Greensleeves was my heart of joy
    And who but my Lady Greensleeves.

    Thy petticoat of sendle white
    With gold embroidered gorgeously;
    Thy petticoat of silk and white
    And these I bought thee gladly.

    Greensleeves was my delight,
    Greensleeves my heart of gold
    Greensleeves was my heart of joy
    And who but my Lady Greensleeves.

  • kalp kırmak

    06.03.2006 - 20:22

    Baba kapıdan içeri girer..
    Küçük 6 yaşındaki kız elindeki küçük ve kapaklı kutuyu gizli gizli büyükçe bir yaldızlı kağıda sarmaya çalışmaktadır..Bir yanda selobant..bir yanda küçük kağıt makası..küçük bir parça rafya…habire kesip yapıştırmaya çalışmaktadır..

    Baba gergin ve sinirli sorar..
    ^^Kızım..ne bu dağınıklık..
    Ne o elindeki rafya bakiyim..ne karıştırıyorsun sen orda…? ^^

    Küçük kız minik gözlerini kocaman açarak cevap verir..yüzünde burukluk..dudaklarını büzüştürmüştür..bütün şirinliğiyle cevap verir..
    ^^Ama…ama… ben sana hediye hazırlıyordum babacığım…^^

    Baba hala kızgın..
    ^^Boşa emek kızım..ver bakayım o kutuyu…bu muydu bana hediyen? ^^

    Küçük kız minik hareketlerle başını sallar..evet anlamında..yüzüne ışık gelmiş gibi yayılan kocaman bir gülümsemeyle minik ellerindeki kapaklı kutuyu iki eliyle babasına uzatır..Baba kutuyu açar..içi boştur..Şaşkınlık ve artmış bir kızgınlıkla..
    ^^Boş bir kutu için mi bu kadar uğraşıyordun sen kızım? ^^..diye sorar..

    Küçük kız cevap verir..şirin gözlerinden artık sicim gibi yaşlar akmaktadır..

    ^^Ama ben o kutunun içine öpücüklerimi koymuştum…^^***

    Artık baba ne derse desin geç kalınmıştır…

    Ve perde iner….

    Eternalflame

  • Derinliğine Kimse Sevgili Olamadı

    06.03.2006 - 19:36

    Cezmi Ersöz...

  • Closing Time

    05.03.2006 - 23:29

    kapanış zamanı...

  • ameliyat

    05.03.2006 - 23:29

    cerrahi girişim...

  • ameliyat

    05.03.2006 - 23:28

    operasyon...

  • Race With Devil on Spanish Highway

    05.03.2006 - 23:27

    ispanyol otoyolunda şeytanla yarış yapmak..! ?

  • kıyamet alametleri

    05.03.2006 - 23:25

    bkz. yecüc mecüc kavmi...

  • kıyamet alametleri

    05.03.2006 - 23:24

    binaların ve zinaların artması...

  • carpe diem (anı yaşamak)

    05.03.2006 - 23:23

    ^^seize the day....^^

    dead poets society

  • biz

    05.03.2006 - 20:35

    Arayışlarının kör kuyularında...bir ışık görmeyi uman...iyi kalpli...temiz ruhlu insanlarız biz...
    Kapıları aralıyoruz çoğu zaman içinden pembe bir ışık huzmesi dışarı süzülsün diye...ama kapının ardındakileri dile getirmekten kaçarak ve asla üzerindeki kilit zincirini çıkarmadan dışarıya bakmakla yetinmek belki kusurumuz......
    Bir de yeni yolculuklar korkutur bizi..
    Aşk bir tangodur...bir adım erker ileri atar...bir adım kadın geri...yada.. tam tersi...

    eternalflame

  • huzur

    05.03.2006 - 20:25

    kaçmak istiyorum....görmüyor musun..?
    yeşil çimlerin üzerini hayal etmek istiyorum artık
    orada kelebek mi var...ugur böcegi mi diye düşünmek istiyorum..
    dünyada ihtiyacım olan tek şey..biraz huzur..umuttan sonra...

    ben bir deniz kızıyım
    bir adada yaşıyorum
    her sabah deniz kabuklarını topluyorum o engin mavilikten kıyılara vuran
    her gece yakamozları sayıyorum mutlu olmak için

    gün batımlarında
    yıldızlara her baktıgımda
    bu gürültülü binalar arkasında saklı yıldızları
    kaç kişi hala fark edebiliyor acaba diye düşünüyorum

    kaç kişi mutludur bu akşam uyumadan önce
    kaç kişi sabah gözlerini güzel bir güne açacak
    ve kaç kişi farkındadır bizim dışımızda var olan güzelliklerin diye merak ediyorum

    Eternal

  • gül

    05.03.2006 - 20:23

    Korkardı gökkuşaklarından ölesiye..
    Uçurtmalara ölesiye tutkun olmasına rağmen….
    Yitirmekten korkardı…
    Yağmur sonrasında…bir büyü gibi sarmalarlardı gökyüzünü çünkü…
    Kaybolacakmışçasına umarsız…

    Bazen..
    Siyah perdeleri aralanırdı dünya denilen büyük tiyatro sahnesinin…
    Dışarıya parlak bir umut huzmesi süzülürdü apansız..

    Tanımadığı bir ülkede…
    Tanımadığı ve dillerini bir türlü anlayamadığı insanlar arasında dolaşmaktayken…

    Birden…
    Bir gül rayihası geliyordu burnuna sonra..
    Koku duyusunun duyarsızlaşmasından korkarak
    Koklamaya kıyamadan…
    Issız gönlünün umuda hasretliğine bir kadeh kırmızı şarabı şerefe kaldırırken…
    O gül rayihasının bir yalandan ibaret olduğunu vehmediyordu kendine hükmedemeden hemen ardından…

    Umudu vaad ediyordu sonra birisi..
    Umutsuzluğun umuduyla çılgınca raks eden kızıl saçlı huriler..
    Ellerinde tef..
    Chigane müziğindeki kemana ayak uyduruyor..
    Eteklerini savurarak dans ediyorlardı…
    Kıpkırmızı bir ateşin etrafında..

    Flame….

Toplam 2464 mesaj bulundu