Aklı selim olanların bakmamaya eyvallah diyecekleri kelime.
'danışmaya başvurunuz' yazısını görünce veyahut nidasını duyunca da bu aklı selimin o selim aklına şöyle bi soru gelmelidir: 'ulan danışma zaten başvurma anlamına gelmiyo mu? ? '
Yanlış olarak 'zerafet' olarak kullanılan söz. 'Zarif' kelimesinden türemiş olup doğrusu elbette 'Zarâfet'dir.
Ya benim derdim var ya.. Söylicem işte duramıcam.
'Gurebâ' kelimesi de 'gurabâ'nın yanlışıdır (aslında böyle yanlış kullanımlara da halk arasında Galat-ı Meşhur (meşhur yanlışlar) denir ama.. ben duramıyorum işte) . Gurabâ ise garipler demektir. Yani garip kelimesinin çoğulu. Neyse konuya dönelim.
Zarâfet, kadınlarda bulunması daha kolay olan bir haldir. Erkeklerde çok zor bulunur. Neden? Çünkü onlar erkek! Onlarda fizîkî güç, kadınlarda da rûhî güç daha baskındır. Kadınlar daha ince düşünen varlıklar olup, bu iş erkeklerin ilgi alanı olmayı bırak, kabaca çizilmiş konturlarında bile yoktur. Halbuki nezaket, incelik, kibarlık, hislilik.. Ne güzel dimi? E bunların hepsi bi erkekte olsa ona erkek denmez zaten.. Ama bari bi tanesi olsun be? ?
İstanbul'da, Süleymaniye Camii'nin çok yakınlarındaki bir eski medresenin şimdi çay ve nargile bahçesi olarak kullanılan halinin ismi. 'Hadi Lâlezâr'a gidelim! ' gibi..
Yanlış olarak 'tambur' diye yazılan, en güzel Türk müziği sazlarından biri (Aslında keman, darbuka ve klarnet haricinde hepsi en güzel) . Tambur ise -bildiğim kadarıyla- çamaşır makinelerinin içindeki, çamaşırları koyduğumuz o silindirik zımbırtıya denir.
Tanbur, yedi adet teli olan, en üstteki haricindekiler çift halde eşiğe bağlanmış, en alttakiler Yegâh sesine akort edilen, üstteki telleri de aşağıdan yukarıya sırasıyla Kaba Dügâh, Yegâh ve Kaba Dügâh seslerine akort edilen bir sazımızdır. Alttan ilk iki çift telleri eser icrasında aslî sesleri kullanmak, diğer telleri de eser içerisinde dem seslerde (bas ses de denir) ahenk oluşturmak içün kullanılır. Tanbur'un sesi erkek seslerdendir. Çağımızın en büyük üstadı Necdet Yaşar olup, bu konuda üstad olan başka yok demek değildir, sayalım, Murat Salim Tokaç, Özer Özel(şahsımın favorisi) , Murat Aydemir, Necip Gülses, Tevfik Soyata..
Tanbur'a eşlik olarak en çok yakışan sazlar Ney ve Klasik Kemençe'dir. Ve lâkin, Tanbur'un sesi, bu iki sazın yanında da sönük kalmamalıdır, o zaman bir anlamı olmaz. Değil mi?
Tanbur'un icrasından dinlemesi en zevkli eserler ise Gazi Giray Han'ın saz eserleri olup, Mevlevî Âyinleri ve taksimler de bu sırada başa baş giderler (tabii benim zevkimce, yoksa Necdet Yaşar gibi üstadların eşsiz tekniklerini dinlemek zevki de ayrı bir zevktir sanırsam, ama o bende yok maalesef.. :))
İşte böylee... Öğrenmek isteyenler Önce Lavta veya kısa sap Bağlama ile de başlayabilirler. Nitekim heeppsi güzeldir..
Herkesin kendi menfaatini kovaladığını anlatan cümle. Biri ölüm kalım meselesi yani samimi, doğru bir menfaat.. Öbürü olmasa da pekala olur cinsinden..
Bende, 'bilmediğim terim hakkında yazmam, bilmediğim konuda konuşmam' diye bir fikrin tekrar be tekrar uyanmasına vesile olan madde. Zîrâ zırnık bilgim yok. :))))))))
Türk Milleti'nin en başarılı ve mukaddes vatan-millet duygularına sahip ve en başarılı şâiri.
'Ayol nedir'e ne yazsam da fikir beyan etsem de rahatlasam da gece gece uykum gelse de yatsam da uyusam da sabah kalksam da vs vs' diyerekten fareyi rasgele dolaştırırken karşıma çıkan madde.
Sevenlerini sevdiğim şahıs..
Allah bir daha Mehmet Âkif'in dilinden bir İstiklâl Marşı yazdırmasın bu millete.. Âmin..
(Ay kötü bişey mi oldu şimdi bu? Yani Allah, memleket meseleleri konusunda Mehmet Âkif'in dahî içinin sızlamasına mahal vermesin demek istedim, ona da âmin..)
Hem düşün dur, kendini ye, psikoloji msikoloji kalmasın, hem de konuşunca boş.. tıntın! .. Yok yav, ağızdan boş şeyler çıkıyosa kesin dolu düşündüğünü zanneden bir boşdüşünürdür bu kişilik..
Dervişin fikri neyse zikri de odur.. du... eskiden... ama...? ? ? ?
Yöntem demek. Ama mûsikîde ayrı. Mûsikînin iki ana başlığı varsa bunlardan biri işin nağme kısmı, diğeri de usûlüdür.
Mûsikîde nağmeler bir usûle göre bestelenir. Meselâ 'sofyan usûlünde bestelemek' denmelidir, aynı 'rast makâmında şarkı' dendiği gibi.
Nağmelerin, sözlü eser besteleniyorsa önce sözler ve usûl arasındaki âhengi, sonra da uygun usûl bulunduktan sonra güfte+usûl+nağme âhengi gözönünde bulundurularak bestelenmesi esastır.
Kıssadan hisse: Mûsikî (hangisi ve hangi milletinkisi olursa olsun) usûlsüz (yani bir anlamda ritmik yapısız) olmaz.
Bahçesinde Yeni Türkü konserini seyretmek için gittiğimde, hayatımın adamına her anlamda çok benzeyen bir arkadaşla tanıştığım, sırf o hayatımın tek adamını unutmak için (iradesizlik var ama tamamen yok da değil, biraz da bile isteye yani) ol kişiye aşık olduğum, sonra da kendimi bastırdığım yer.
Ekleyenin kelime ile ritmik yapıyı ve müzikal vurguyu çok güzel anlatabilen biri olduğunu, hatta ve hatta çok dikkatli bi müzisyen olabileceğini düşündüğüm terim.
pir sultan abdal
22.07.2006 - 01:27Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazelendi yürek yâresi
Ben bu derde kande derman bulayım
Meğer dost elinde m'ola çâresi
...
Benim uzun boylu servi çınarım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
Mihrâbımdır kaşlarının arası
(Abicim ben bu son iki mısraya ömrümü veririm kesinlikle. Altına imzamı atmayı bırak, mümkünse gider kulu falan olurum.)
Pir Sultan'ım katı yüksek uçarsın
Selamsız sabahsız gelir geçersin
Dilber muhabbetten niye kaçarsın
Böyle miydi yolumuzun töresi
(Efenim burda muhabbeti 'dilber' olarak sıfatlandırmış. Yani dilbere bir söz yok, dilber olan muhabbetin kendisi)
Nokta.
Bakmayınız
22.07.2006 - 01:18Aklı selim olanların bakmamaya eyvallah diyecekleri kelime.
'danışmaya başvurunuz' yazısını görünce veyahut nidasını duyunca da bu aklı selimin o selim aklına şöyle bi soru gelmelidir: 'ulan danışma zaten başvurma anlamına gelmiyo mu? ? '
Nokta.
zarafet
22.07.2006 - 01:16Yanlış olarak 'zerafet' olarak kullanılan söz. 'Zarif' kelimesinden türemiş olup doğrusu elbette 'Zarâfet'dir.
Ya benim derdim var ya.. Söylicem işte duramıcam.
'Gurebâ' kelimesi de 'gurabâ'nın yanlışıdır (aslında böyle yanlış kullanımlara da halk arasında Galat-ı Meşhur (meşhur yanlışlar) denir ama.. ben duramıyorum işte) . Gurabâ ise garipler demektir. Yani garip kelimesinin çoğulu. Neyse konuya dönelim.
Zarâfet, kadınlarda bulunması daha kolay olan bir haldir. Erkeklerde çok zor bulunur. Neden? Çünkü onlar erkek! Onlarda fizîkî güç, kadınlarda da rûhî güç daha baskındır. Kadınlar daha ince düşünen varlıklar olup, bu iş erkeklerin ilgi alanı olmayı bırak, kabaca çizilmiş konturlarında bile yoktur. Halbuki nezaket, incelik, kibarlık, hislilik.. Ne güzel dimi? E bunların hepsi bi erkekte olsa ona erkek denmez zaten.. Ama bari bi tanesi olsun be? ?
Nokta (soru işaretinin altındakinden) .
un kurabiyesi
22.07.2006 - 01:07Teyzemin yaptığından başkasınınkini yiyemeyeceğim kurabiye. Ne çok tatlı, ne az tatlı. Tereyağlı, harika şey.
Çok kalorilidir. Erkekler yesin bana ne. :)
Nokta.
lâlezâr
22.07.2006 - 01:05İstanbul'da, Süleymaniye Camii'nin çok yakınlarındaki bir eski medresenin şimdi çay ve nargile bahçesi olarak kullanılan halinin ismi. 'Hadi Lâlezâr'a gidelim! ' gibi..
Nokta.
G Noktası
22.07.2006 - 01:01Sayı doğrusunun üzerine yerleştirilmiş noktalardan (varsa) F'den sonra geleni.
Ayrıca fizikte ağırlık merkesi olarak da kullanılır.
Muhahahahahaaaa....
Nokta. (ama G noktası değil. oheh...)
tanbur
22.07.2006 - 00:59Yanlış olarak 'tambur' diye yazılan, en güzel Türk müziği sazlarından biri (Aslında keman, darbuka ve klarnet haricinde hepsi en güzel) . Tambur ise -bildiğim kadarıyla- çamaşır makinelerinin içindeki, çamaşırları koyduğumuz o silindirik zımbırtıya denir.
Tanbur, yedi adet teli olan, en üstteki haricindekiler çift halde eşiğe bağlanmış, en alttakiler Yegâh sesine akort edilen, üstteki telleri de aşağıdan yukarıya sırasıyla Kaba Dügâh, Yegâh ve Kaba Dügâh seslerine akort edilen bir sazımızdır. Alttan ilk iki çift telleri eser icrasında aslî sesleri kullanmak, diğer telleri de eser içerisinde dem seslerde (bas ses de denir) ahenk oluşturmak içün kullanılır. Tanbur'un sesi erkek seslerdendir. Çağımızın en büyük üstadı Necdet Yaşar olup, bu konuda üstad olan başka yok demek değildir, sayalım, Murat Salim Tokaç, Özer Özel(şahsımın favorisi) , Murat Aydemir, Necip Gülses, Tevfik Soyata..
Tanbur'a eşlik olarak en çok yakışan sazlar Ney ve Klasik Kemençe'dir. Ve lâkin, Tanbur'un sesi, bu iki sazın yanında da sönük kalmamalıdır, o zaman bir anlamı olmaz. Değil mi?
Tanbur'un icrasından dinlemesi en zevkli eserler ise Gazi Giray Han'ın saz eserleri olup, Mevlevî Âyinleri ve taksimler de bu sırada başa baş giderler (tabii benim zevkimce, yoksa Necdet Yaşar gibi üstadların eşsiz tekniklerini dinlemek zevki de ayrı bir zevktir sanırsam, ama o bende yok maalesef.. :))
İşte böylee... Öğrenmek isteyenler Önce Lavta veya kısa sap Bağlama ile de başlayabilirler. Nitekim heeppsi güzeldir..
Nokta.
kaç yaşına gelmiş olup da hala masallara bayılmak
22.07.2006 - 00:44Şahsi bir zevktir. Yaşla alakası yoktur. Böyle iki adet arkadaşım vardır, ben de onlara bayılırım mesela. :)) Zira kendileri masal gibidirler..
Nokta..
yüz verince astar istemek
22.07.2006 - 00:42Yüz verilir, bişey değil ama astar istenirse 'astar diye bi para birimi bilmiyorum' denilip çıkılır işin içinden.
Nokta.
kasap et derdinde, koyun can derdinde
05.07.2006 - 00:35Herkesin kendi menfaatini kovaladığını anlatan cümle. Biri ölüm kalım meselesi yani samimi, doğru bir menfaat.. Öbürü olmasa da pekala olur cinsinden..
Nokta.
önce can sonra canan
05.07.2006 - 00:33Doğru olduğunu düşündüğüm teklif.
Canan zaten can içinde saklıdır..Yani canan=can.
Nokta.
uçurumun kenarındayım hızır
03.07.2006 - 22:39'gel beni aşşaa at' veya 'gel beni kenara çek, yaşamam gerektiğini anlayayım' nidalarını birlikte duyuran hitap.
Bu terim hakkında başka bişey bilmiyorum.
Nokta.
dut ağacı
03.07.2006 - 22:38Kendisinden çok güzel kemençe yapılan ağaç. Kadife gibi, yumuşacık ses verir.. Klasik kemençe için idealdir.
Meyveleri de pek kalorili ve güzeldir bu arada.. :)
Nokta.
teleferik
03.07.2006 - 03:49Teleferik: Oturgaçlı uçurgeç. Sallanan şey. Ulaşkan aygıt.
Tele-ferik: Civciv ile piliç arası (yani ergen) şeylerin 'tele' olma hali.. Dürtüklük.. :)
Telef-erik: Eriklerin telef olmuşu.
Oldu mu? Oheh.. :)))
Noktaaa...
nikola tesla
03.07.2006 - 03:37Bende, 'bilmediğim terim hakkında yazmam, bilmediğim konuda konuşmam' diye bir fikrin tekrar be tekrar uyanmasına vesile olan madde. Zîrâ zırnık bilgim yok. :))))))))
Nokta.
mehmet akif ersoy
03.07.2006 - 03:36Türk Milleti'nin en başarılı ve mukaddes vatan-millet duygularına sahip ve en başarılı şâiri.
'Ayol nedir'e ne yazsam da fikir beyan etsem de rahatlasam da gece gece uykum gelse de yatsam da uyusam da sabah kalksam da vs vs' diyerekten fareyi rasgele dolaştırırken karşıma çıkan madde.
Sevenlerini sevdiğim şahıs..
Allah bir daha Mehmet Âkif'in dilinden bir İstiklâl Marşı yazdırmasın bu millete.. Âmin..
(Ay kötü bişey mi oldu şimdi bu? Yani Allah, memleket meseleleri konusunda Mehmet Âkif'in dahî içinin sızlamasına mahal vermesin demek istedim, ona da âmin..)
Nokta.
dolu düşün boş konuş
03.07.2006 - 03:31Nasıl yaa?
Hem düşün dur, kendini ye, psikoloji msikoloji kalmasın, hem de konuşunca boş.. tıntın! .. Yok yav, ağızdan boş şeyler çıkıyosa kesin dolu düşündüğünü zanneden bir boşdüşünürdür bu kişilik..
Dervişin fikri neyse zikri de odur.. du... eskiden... ama...? ? ? ?
Nokta.
ferik
03.07.2006 - 03:28Evet evet.. Firkatin fecrinden ferikler nisbetince fâil-i firâr olmak lazım..
FFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFF! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! :))))))
Nokta!
şeyh bedrettin
30.06.2006 - 04:57Yanlış kişiler tarafından, yanlış anlaşılmış değerli zât.. Sözleri çok önemli ve çok ince düşünülerek doğruca algılanmalı..
Komünizm insanı falan değildir, samimiyet insanıdır başlı başına..
'samimiyet' kavramını 'saygı' kavramıyla homojen olarak karıştırıp olması gereken bir davranış şeklini ortaya koymuştur..
Komünist fikriyatını benimsemekte değildir işte.
Nokta.
bektaşilik
30.06.2006 - 04:41Acaba bu dörtlük onları anlatır mı?
'Aşkınla dolmuşum, zühdümü yakmışım
Mest-i müdâm olmuşum, çağırırım, dost! dost!
Mescid ü meyhânede, hânede, vîrânede,
Kâbe'de, puthânede çağırırım, dost! dost! '
Pek çok sevdiğim, içimde olduğu gibi bulduğum, varlığından kuvvet aldığım,ve lâkin kadehinden iç(e) mediğim şey..
Nokta..
usûl
30.06.2006 - 04:36Yöntem demek. Ama mûsikîde ayrı. Mûsikînin iki ana başlığı varsa bunlardan biri işin nağme kısmı, diğeri de usûlüdür.
Mûsikîde nağmeler bir usûle göre bestelenir. Meselâ 'sofyan usûlünde bestelemek' denmelidir, aynı 'rast makâmında şarkı' dendiği gibi.
Nağmelerin, sözlü eser besteleniyorsa önce sözler ve usûl arasındaki âhengi, sonra da uygun usûl bulunduktan sonra güfte+usûl+nağme âhengi gözönünde bulundurularak bestelenmesi esastır.
Kıssadan hisse: Mûsikî (hangisi ve hangi milletinkisi olursa olsun) usûlsüz (yani bir anlamda ritmik yapısız) olmaz.
Nokta da nokta.
sahi mi söylüyorsun?
30.06.2006 - 04:29'sahi' kelimesinin aslı 'sahih'dir. Sahih ise tam olarak doğru, en doğrusu anlamına gelir. Bu durumda:
'tam olarak doğru mu sööleyong leeenng? ? ' ifadesi vücut bulucektir..
Nokta.
odtü stadyumu
30.06.2006 - 04:26Bahçesinde Yeni Türkü konserini seyretmek için gittiğimde, hayatımın adamına her anlamda çok benzeyen bir arkadaşla tanıştığım, sırf o hayatımın tek adamını unutmak için (iradesizlik var ama tamamen yok da değil, biraz da bile isteye yani) ol kişiye aşık olduğum, sonra da kendimi bastırdığım yer.
Nokta.
rallal la rallal la rallal lallal la
30.06.2006 - 04:23Ekleyenin kelime ile ritmik yapıyı ve müzikal vurguyu çok güzel anlatabilen biri olduğunu, hatta ve hatta çok dikkatli bi müzisyen olabileceğini düşündüğüm terim.
Nokta.
Toplam 177 mesaj bulundu