Tabii ki Peygamber efendimizin dünyaya teşrifinin kutlandığı gece.Ama bu yıl bir tesadüf ile beni karşıladı.Çarşamba günü dersine girdiğim sınıfta konunun Süleyman Çelebi'nin Vesiletü'n Necat adlı mevlidinde kalmış olmasıdır
Irak ve çevresinde yaşamış olması onun için bir dezavantajdır oysa o da çağdaşı Baki gibi İstanbul'da yaşamış olsaydı hünerlerin gösterme bakımından daha şanslı olacaktı.
Envai türleri vardır.Çoğusu için hoş olmayan tabirler kullanılırsa da net ortamında tanıdığım üç beş tanesi mükkemel olma yolunda.....Biri nehirlerden Akdeniz'e intisab etmiş nehrin kendisi,biri simsiyah gecenin timsali,bir diğeri de cin ve melek ikilemi arasında kılıktan kılığa girer.....
Aralarında çekişmenin olduğu devrin kadı veya şeyhülislamı bir hela yapar ve Nabiye bu hela (Ayakyolu) için şiir biçiminde ebcede hesabıyla tarih düşürmesini ister. Nabi de pek sevmediği bu şahsın eseri için şu dörtlüğü yazar:
Kadım yaptı ayakyolu
Atıklar kalmasın tende
Dedi Nabiyâ tarihin
Sıçayım hayratına ben de
der......
Merkezinde Allah'a ulaşmanın olduğu felsefi görüştür.Türk Tasavvuf Edebiyatında bu görüşü Mevlânâ savunmuştur.'Ne olursan ol yine gel' sözünde panteist öğeleri görmek zor olmasa gerek.
Kavimler göçünden bu yana Avrupalıların korktuğu, gece rüaylarına giren, şimdilerde çocuklarını uyuturen 'Bak uyumazsan Atilla gelir yoksa....' diye korkuttukları kimilerince iyi, kimilerince kötü Türk hükümdarı
Resmi dil boyutunu bileme ama bir şekilde koruma altına alınması çok kötü bir uygulama olmasa gerek.Sonuç itibariyle Kürtçe de Anadolu kültürünün bir parçasıdır.Cumhuriyetin ilk yılarından başlayarak bu uygulamalara yer verilmiş olsaydı,belki şimdi vuku bulan huzursuzluk tahammulsüuzlük meydana gelmeyecek, hep bir arada yaşayan Anadolu insanı bir birine kırılmayacak, yek vucüt olma yolundaki çabalar daha kuvvetli olacaktı.Temennim bu tür gelişmelere insanlarımızın kendilerini kasmadan, önyarılı olmadan karşılık vermeleridir.
Okuduğum dergilerdendi.İlk başlarda bağımlılık gibi bir şey oluyor, ama zamanla derginin içerğinin niteliği hakkında fikir edinmmeye başlıyor insan.İşte bir kaç hafta okuduktan sonra dergideki müthiş hataları gördüm.Bazı bölümleri kaleme alan müellifler daha bir iki parağraf önce ne yazdıklarının farkında değiller iki satır önce yazdıklarını yalanlarcasına bir şeyler kaleme alıyorlar.Ve tabiki ben de derginin üstünde bir acemilik bulutunun gezdigini derginin daha bir kaç fırın ekmek yemesi gerektiği kanaatine vardım.Diyebilirim ki bu netice dergiyi almama ara vermiştir.
Bu deginin çok satmasının yegane sebebi çok ucuz olmasıdır ama ucuzdur diye kaliteden ödün verecektir diye kesin bir şey yoktur.Piyasadaki ucuz bir çok meta kalitesiz biliyoruz ama kültürle alakalı oldumu ucuzluğun kalitesizliğe mahal vermemesini beklerdik.
Yıllar yılıdır aynı görüntüyle varlığına devam eden sanatçımız ha unutmayayım Erol Evgin de öyle..Aslında biri daha var ama şu acele vakitte aklıma gelmedi..Geldi geldi önce yazdıgımı silemeyecegim aklıma gelmeyen kişi geliverdi Erol Büyükburç
Ortaokul birinci sınıftaydım.Ev köyde olduğundan bir yıl kadar bizim eniştede kaldım.O zamanlar şu an bir züppe olan yegenim Ahmet bebeydi.Ara sıra ablacığım 'Al bu çocuğu uyut bakayım' derdi ben ne yapardım? Ahmet'i beşiğine koyar,sallardım, Ahmet ne yapar? Ağlar tabi,o zaman ben ne yapardım,ağlamaması için tabi ki ağzına son sürat üflerdim.Ahmetçik nefessiz kalınca susardı tabi.İyi bir yöntem ama siz denemeyin! (07.08.2006 13:28)
Divan şiirinin el üstünde tutulan değerli belki de kutsallık yönü olan sözcügüdür.Çoğu şair tarafından kullanılmıştır.Kutsal veya el üstünde tutulmasının sebebi Eski yazı (osmanlıca) yazılışının Allah sözcüğügünün yazımıyla aynı olamsı aynı harflerle yazılmasıdır.Yani; her iki sözcükte de Elif, lam he (güzel he) harfleri vardır.
Genç yaşta edebiyat dünyasına adım atmıştır.İlk eserini yazdıgında yirmili yaşlarına yeni yei merdiven dayamıştır.Bu eserini devrin edebiyat otoritesi Ahmet Mithat Efendiye takdim edince hiç beklemedigi bir tavırla karşılanır Mithat Efendi ona” Bu eseri bu yaşta bir genç yazamaz sen bu eseri başkasına yazdırmışsın” demiş.Genç yazar bu suçlama karşısında evinin yolunu tutar ve başka bir eserini kaleme almaya başlar bir müddet sonra bu eserini bitirince yine eseri incelemesi için Mithat Efendi’ye gösterir ve Mithat Eefendi de Gürpınarın başarısına inanır ve onu takdir eder.Hasılı kelamm
Aslında siyasetin yeni yüzü olmaya adaydı ileri sürdüğü politikalar kötü de değildi(Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi) gelin görün ki Mumcu siyasetin kurnazlıkları ve ayak oyunları içinde çok hem de çok ham kaldı ve yenildi.Oysa vereceği kararlarda biraz daha dikkatli olmayı seçseydi çok başarılı olabilecekti ama maalaeseff olmadı…
Arkadaşlar bu uğursuz hatunun adını buralara taşımayaın ya.Valla korkmaya başladım yine siyasete girmeye karar verirse yanarız.Tansu Çiller bir hırsızdır hem de 5 nisan kararlarıyla benim ortaokul harçlığımdan çok çaldı..neyse siz beni bırakın da yetmiş milyonun hırsızlıgını yapan Çiller’i görün…
mevlid kandili
21.03.2008 - 19:56Tabii ki Peygamber efendimizin dünyaya teşrifinin kutlandığı gece.Ama bu yıl bir tesadüf ile beni karşıladı.Çarşamba günü dersine girdiğim sınıfta konunun Süleyman Çelebi'nin Vesiletü'n Necat adlı mevlidinde kalmış olmasıdır
nevruz
21.03.2008 - 19:31Merkezüstü Diyarbakır olmasına karşın benim katkıda bulunmadığım eğlence mii desek kargaşamı desek adını tam olarak koyamadıgım etkinlikler çemberi...
mevlid kandili
19.03.2008 - 15:41Ol gice kim doğdu ol hayrü'l beşer
Annesi anda neler gördi neler...
bibi
12.03.2008 - 11:21Göktürk Abidelerinde geçen halen de bazı yörelerde kullanılan teyze veya hala analamına karşılık gelen sözcük
fuzuli
11.03.2008 - 13:01Irak ve çevresinde yaşamış olması onun için bir dezavantajdır oysa o da çağdaşı Baki gibi İstanbul'da yaşamış olsaydı hünerlerin gösterme bakımından daha şanslı olacaktı.
kızlar
11.03.2008 - 12:58Envai türleri vardır.Çoğusu için hoş olmayan tabirler kullanılırsa da net ortamında tanıdığım üç beş tanesi mükkemel olma yolunda.....Biri nehirlerden Akdeniz'e intisab etmiş nehrin kendisi,biri simsiyah gecenin timsali,bir diğeri de cin ve melek ikilemi arasında kılıktan kılığa girer.....
fuzuli
11.03.2008 - 12:39Bende Mecnûn'dan fuzun aşıklık istidadı var
Aşık-ı sadık benem Mecnûn'un ancak adı var
nabi
01.03.2008 - 02:37Aralarında çekişmenin olduğu devrin kadı veya şeyhülislamı bir hela yapar ve Nabiye bu hela (Ayakyolu) için şiir biçiminde ebcede hesabıyla tarih düşürmesini ister. Nabi de pek sevmediği bu şahsın eseri için şu dörtlüğü yazar:
Kadım yaptı ayakyolu
Atıklar kalmasın tende
Dedi Nabiyâ tarihin
Sıçayım hayratına ben de
der......
panteist
22.02.2008 - 18:02Merkezinde Allah'a ulaşmanın olduğu felsefi görüştür.Türk Tasavvuf Edebiyatında bu görüşü Mevlânâ savunmuştur.'Ne olursan ol yine gel' sözünde panteist öğeleri görmek zor olmasa gerek.
melek
19.02.2008 - 13:54Benim arkadaşımdır. Düşünceleriyle adeta bir Melek, kıvrak zekasıyla Cin olmayı hakkeder....
atilla
16.11.2007 - 02:23Kavimler göçünden bu yana Avrupalıların korktuğu, gece rüaylarına giren, şimdilerde çocuklarını uyuturen 'Bak uyumazsan Atilla gelir yoksa....' diye korkuttukları kimilerince iyi, kimilerince kötü Türk hükümdarı
üç şey
04.11.2007 - 01:57500 yıl önc yaşamış olmak
ölmüş olmak
bu devri görmemiş olmak
sagu
16.10.2007 - 22:48Bugün 10TMA sınıfında verdigim dersti..Alp Er Tunga Öldü mü Issız acun kaldı mı? .......
Kürtçenin ikinci resmi dil olması
02.09.2007 - 14:43Resmi dil boyutunu bileme ama bir şekilde koruma altına alınması çok kötü bir uygulama olmasa gerek.Sonuç itibariyle Kürtçe de Anadolu kültürünün bir parçasıdır.Cumhuriyetin ilk yılarından başlayarak bu uygulamalara yer verilmiş olsaydı,belki şimdi vuku bulan huzursuzluk tahammulsüuzlük meydana gelmeyecek, hep bir arada yaşayan Anadolu insanı bir birine kırılmayacak, yek vucüt olma yolundaki çabalar daha kuvvetli olacaktı.Temennim bu tür gelişmelere insanlarımızın kendilerini kasmadan, önyarılı olmadan karşılık vermeleridir.
herşey
31.08.2007 - 16:00'Şey' öyle bir 'Şey' ki bitişik yazılmaz hiç bir 'Şey'
k dergisi
28.08.2007 - 16:07Okuduğum dergilerdendi.İlk başlarda bağımlılık gibi bir şey oluyor, ama zamanla derginin içerğinin niteliği hakkında fikir edinmmeye başlıyor insan.İşte bir kaç hafta okuduktan sonra dergideki müthiş hataları gördüm.Bazı bölümleri kaleme alan müellifler daha bir iki parağraf önce ne yazdıklarının farkında değiller iki satır önce yazdıklarını yalanlarcasına bir şeyler kaleme alıyorlar.Ve tabiki ben de derginin üstünde bir acemilik bulutunun gezdigini derginin daha bir kaç fırın ekmek yemesi gerektiği kanaatine vardım.Diyebilirim ki bu netice dergiyi almama ara vermiştir.
Bu deginin çok satmasının yegane sebebi çok ucuz olmasıdır ama ucuzdur diye kaliteden ödün verecektir diye kesin bir şey yoktur.Piyasadaki ucuz bir çok meta kalitesiz biliyoruz ama kültürle alakalı oldumu ucuzluğun kalitesizliğe mahal vermemesini beklerdik.
orhan gencebay
22.08.2007 - 23:04Yıllar yılıdır aynı görüntüyle varlığına devam eden sanatçımız ha unutmayayım Erol Evgin de öyle..Aslında biri daha var ama şu acele vakitte aklıma gelmedi..Geldi geldi önce yazdıgımı silemeyecegim aklıma gelmeyen kişi geliverdi Erol Büyükburç
nalan
20.08.2007 - 00:33Nâlân inleme sızlanma anlamına gelir kanımca
nefessiz kalmak
16.08.2007 - 00:28Ortaokul birinci sınıftaydım.Ev köyde olduğundan bir yıl kadar bizim eniştede kaldım.O zamanlar şu an bir züppe olan yegenim Ahmet bebeydi.Ara sıra ablacığım 'Al bu çocuğu uyut bakayım' derdi ben ne yapardım? Ahmet'i beşiğine koyar,sallardım, Ahmet ne yapar? Ağlar tabi,o zaman ben ne yapardım,ağlamaması için tabi ki ağzına son sürat üflerdim.Ahmetçik nefessiz kalınca susardı tabi.İyi bir yöntem ama siz denemeyin! (07.08.2006 13:28)
lale
10.08.2007 - 23:36Divan şiirinin el üstünde tutulan değerli belki de kutsallık yönü olan sözcügüdür.Çoğu şair tarafından kullanılmıştır.Kutsal veya el üstünde tutulmasının sebebi Eski yazı (osmanlıca) yazılışının Allah sözcüğügünün yazımıyla aynı olamsı aynı harflerle yazılmasıdır.Yani; her iki sözcükte de Elif, lam he (güzel he) harfleri vardır.
hüseyin rahmi gürpınar
10.08.2007 - 23:35Genç yaşta edebiyat dünyasına adım atmıştır.İlk eserini yazdıgında yirmili yaşlarına yeni yei merdiven dayamıştır.Bu eserini devrin edebiyat otoritesi Ahmet Mithat Efendiye takdim edince hiç beklemedigi bir tavırla karşılanır Mithat Efendi ona” Bu eseri bu yaşta bir genç yazamaz sen bu eseri başkasına yazdırmışsın” demiş.Genç yazar bu suçlama karşısında evinin yolunu tutar ve başka bir eserini kaleme almaya başlar bir müddet sonra bu eserini bitirince yine eseri incelemesi için Mithat Efendi’ye gösterir ve Mithat Eefendi de Gürpınarın başarısına inanır ve onu takdir eder.Hasılı kelamm
Erkan Mumcu
10.08.2007 - 23:33Aslında siyasetin yeni yüzü olmaya adaydı ileri sürdüğü politikalar kötü de değildi(Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi) gelin görün ki Mumcu siyasetin kurnazlıkları ve ayak oyunları içinde çok hem de çok ham kaldı ve yenildi.Oysa vereceği kararlarda biraz daha dikkatli olmayı seçseydi çok başarılı olabilecekti ama maalaeseff olmadı…
tansu çiller
10.08.2007 - 23:33Arkadaşlar bu uğursuz hatunun adını buralara taşımayaın ya.Valla korkmaya başladım yine siyasete girmeye karar verirse yanarız.Tansu Çiller bir hırsızdır hem de 5 nisan kararlarıyla benim ortaokul harçlığımdan çok çaldı..neyse siz beni bırakın da yetmiş milyonun hırsızlıgını yapan Çiller’i görün…
doğu
10.08.2007 - 23:31Kendilerini yönetebilme kabiliyetinden mahrum,başkaları tarafından yönetilmeye mahkûm olan büyük bir coğrafya
Toplam 201 mesaj bulundu